Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2013/17451 E. 2014/18344 K. 25.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17451
KARAR NO : 2014/18344
KARAR TARİHİ : 25.11.2014

MAHKEMESİ : İSTANBUL (KAPATILAN) 51. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/12/2012
NUMARASI : 2010/525-2012/247

Taraflar arasında görülen davada İstanbul (Kapatılan) 51. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 06/12/2012 tarih ve 2010/525-2012/247 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 25/11/2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. İ.. D.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin sigortalısı olan … Boru Dış Ticaret A.Ş’nin ihraç ettiği boru emtiasının müvekkili şirket nezdinde nakliyat hasarlarına karşı sigortalandığını, sigortalı şirket tarafından satılan emtianın Türkiye’den Belçika’ya götürülmek üzere davalıların sorumluluğunda ….Normed İzmir adlı gemiye yüklendiğini, davalının sağlam olarak teslim aldığı malın gemiden indirildiğinde boruların yanlış ve özensiz yükleme ile buna bağlı olarak sürtünmeye maruz kalıp hasarlandığını, belirlenen toplam hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini ileri sürerek 41.163,00 TL’nın temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, konişmento kayıtları uyarınca taşıyanın yüklemede ve boşaltmada herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, emtianın gemiden hasarlı olarak tahliye edildiğine dair belgelerin olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Daireizce bozulmuş, bozmaya uyulmuş, davanın taşıyan Normed International BV’ye izafeten acentesine karşı açılmış bir dava olduğu, hasarın yetersiz bağlama sonucu güverte üzerindeki boruların yanlamasına ve boylamasına kayarak sancak güvertedeki borulardan birinin taban kilitlerinin kısmen kayması, ambar içlerindeki boruların boylamasına hareket etmesi, yetersiz ambalajlama sonucunda boruların uç noktalarında civata bağlamalarının boru dış kaplamasına yaptığı hasar ve tahliye limanında istifleme sırasında hasar ile ısınmak amacı ile yakılan ateşe bağlı islenme sonucu oluştuğu, dolayısı ile hasarın istif, ambalajlama ve boşaltma limanı işçilerinin (stevedor) ihmalinden doğduğu, meydana gelen zararın deniz taşımasının doğasından kaynaklanmadığı, konşimentolardaki FIO kaydı gereğince taşıyanın yükleme ve boşaltmada sorumluluğunun bulunmadığı, FIO kaydının yükleme ve boşaltmaya dair sorumsuzluk kaydı olması, istiflemeden sorumsuzluğa dair bir kaydı içermemesi, konulan kaydın kaptanın nezaret görevini, yükleme ve boşaltma teçhizatlarının iyi bir halde bulunmasını sağlamak ve istifin denizcilik usullerine uygun bir surette yapılmasını gözetlemek yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı, kaldı ki istif yönünden bir sorumsuzluk kaydı konmadığına göre kaptanın istifin denizcilik usullerine uygun bir surette yapılmasını gözetleme yükümlülüğünün ihlalinden doğan zarardan taşıyanın sorumlu olduğu, davalı taşıyanın kendi yükümlülüğünde bulunan yanlış istiften kaynaklanan hasardan sorumlu olduğu, istiften dolayı chartererler ve gönderilenlere izafe edebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı,davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve davalı sıfatında yapılan yanlışlığın maddi hataya dayalı olduğunun ve mahalinde düzeltilmesinin mümkün görülmesine göre davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, deniz yolu ile gerçekleştirilen taşıma sırasında yükte meydana gelen hasar nedeni ile davacı tarafından sigortalısına yapılan ödemenin rücuen tahsili istemine ilişkin olup, öncelikle belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usulü kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK). Bu bağlamda,mahkemenin hem bozma kararına uyması, hem de sonraki hükmünün bozmada gösterilen esaslara aykırı bulunması, usule uygun sayılmaz ve bu husus başlı başına bozma sebebi sayılır.
Somut olayda, davanın reddine ilişkin verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce davacı yararına ikinci kez bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulmuş olmasına rağmen benimsediği bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda, bozma ilamınına uyulmakla davalı lehine de oluşan usulü kazanılmış hak olgusu, (yük hasarına münhasır olmak üzere yapılan hatalı istif ve boşaltmadan dolayı taşıyanın sorumluluğunun devam ettiği ve müşterek kusurunun var olduğu ve yapılacak değerlendirme sonucunda hasıl olacak kusur oranına göre bir karar verilmesi gerekmesi konusunda) ihlal edilerek bozma ilamı içeriğine aykırı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Bu durumda, mahkemece, yukarıdaki yapılan açıklamalar doğrultusunda uyulmasına karar verilen Dairemiz bozma ilamında belirtilen ilkeler doğrultusunda uyuşmazlığın ele alınarak inceleme yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, usulü kazanılmış hakları bertaraf edici şekilde bu yönü ile yetersiz bilirkişi kurulu raporuna itibar edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 25/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.