Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2013/17131 E. 2014/12694 K. 02.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17131
KARAR NO : 2014/12694
KARAR TARİHİ : 02.07.2014

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen …/04/2013 tarih ve 2012/9-2013/142sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı-karşı davacıvekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı-karşı davalı vekili, müvekkilinin davalı şirket çalışmalarının genişlemesi, ödenemeyen borçlarının ödenmesi için borç para verdiğini, borcun ödenmesi hususunun ihtar edilmesine rağmen davalı tarafından ödenmemesi üzerine davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı ile takibi durdurduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, karşı davanın ise reddini istemiştir.
Davalı-karşı davacı vekili, şirket müdürü ve ortağı olan karşı davalının sattığı iki arsanın bedelinden 222.221,11 TL’yi zimmetine geçirdiğini, resmi akit tablosu ile muhasebe kayıtları ve satış faturasının birbirini tutmadığını, satış bedellerinin nerelere harcandığının belli olmadığını, ayrıca, gerçeğe ve yasalara aykırı finansal kiralama yapılarak şirketin zarara uğratıldığını, karşı davalının bir taraftan şirketin demirbaşlarını satarken diğer taraftan şirket kasasından şahsi harcamalarda bulunduğunu, davalı şirket ortaklarının pazarlama şirketi bulunmasına rağmen, bu pazarlama şirketini çalışamaz hale getirerek kendisine “… Ltd. Şirketi” unvanı ile ayrı bir pazarlama şirketi kurup, müvekkili şirketin ürettiği malları bu şirket üzerinden pazarladığını, böylece hem rekabet yasağına aykırı davrandığını hem de müvekkili şirketin mallarını ucuza alıp, kendi şirketi üzerinden piyasaya sunarak şirketi sömürdüğünü, 02.05.2005 tarihli ortaklar kurulu toplantısında ibra edilmediğini yeniden müdür seçilmediğini, karşı davalının müdürlük görevini kötüye kullanarak şirketi zarara uğrattığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000 TL’nin zimmet, harcama ve haksız fiil tarihlerinden itibaren avans faiziyle birlikte karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, asıl davanın ise reddini ve %40’ın üzerinde tazminatın kötüniyetli davacıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, ticari defterlerin 2004 yılı ve 2006 yılı kapanış tasdiklerinin yapılmadığı, 2005 yılının ise yaptırıldığı, defterlere göre 2004 yılı sonu itibariyle davacının 288.303,76 TL alacaklı olduğu, davacının şirkete ödemelerinin tablo olarak gösterildiği, davacının ödeme tarihlerinde şirket kasasında ve banka hesabında yeterli bakiyenin bulunduğu, davacının ödemesinin ilave bir varlık olarak gözüktüğü ancak, verilen bu paranın şirket ödemelerinde takip eden tarihlerde kullanıldığının görüldüğü, ….08.2004, 16.08.2004,
01.05.2004 ve 30.11.2004 tarihinde ise davacı tarafından borç para verilmeseydi kasa mevcudunun ödemelere yetmeyeceği, 2005 yılı defterlerinde ise davacının toplam 222.150,60 TL alacaklı gözüktüğü, 2004 yılı için yapılan açıklamanın burada da geçerli olduğu, 01.02.2005 tarihinde davacı tarafından ödeme yapılmamış olsaydı kasa mevcudunun ödemelere yetmeyeceği ayrıca, arsa satışına ait paranın da 708.000,00 TL olarak şirket hesaplarına girdiğinin belirtildiği, davacının davalı şirkette yönetici iken peyderpey borç para verdiğini iddia ettiği, delil olarak ticari defterlerin gösterildiği ancak, davacının kendi yöneticiliği döneminde tuttuğu defterlerin kendisi için delil olamayacağı ancak, ticari defterlerde davacının vermiş olduğu paranın davalı şirketin ödemelerinde kullanıldığının anlaşıldığı, tanık …’in de davacının, davalı şirketin sıkıştığında ödemelerini yaptığını beyan ettiği, tanık …’ün de buna yakın beyanda bulunduğu, davalı şirketin aile şirketi olup, hissedarların anne – baba – baldız – çocuklar ve damattan oluştuğu, davacının damat olduğu, aile şirketlerinde aile büyüğü vefat ettiğinde bu sorunların çıktığının çokça görüldüğü, davacının müdürlük görevini aile büyüğü olan …ile birlikte yürüttüğü, borç para vermenin o dönemden geldiği, defter tutulmasının ise yönetici olan hem davacının, hem aile büyüğü olan muris …’in kontrolünde olup, tanık beyanlarına göre son sözün aile büyüğü olan …’de, yani kontrolün de onda olduğu, buna göre gerek bilirkişi raporuna gerekse bir kısım tanık beyanlarına göre davacının davalı şirketten 222.150,60 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile, davalının … 8. İcra Müdürlüğü’nün 2006/3596 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazının; 222.150,60 TL asıl alacak, 7.250,75 TL işlemiş faiz, …,50 TL icra gideri, vekalet ücreti ile 222.150,60 TL asıl alacağa, 07.04.2006 takip tarihinden tahsil gününe kadar yürütülecek değişen oranlar dikkate alınarak yıllık %… faiz oranını aşmamak üzere avans faiziyle birlikte sınırlı olarak iptaline, karşı davanın ise; takip edilmediği için 08.02.2012 tarihinde işlemden kaldırıldığı, karşı davacı tarafından yenilendikten sonra tekrar takip edilmemesi nedeni ile 18.06.2012 tarihinde işlemden kaldırıldığı, karşı davacı vekili tarafından daha sonraki duruşmalara katılınmış ise de karşı davanın yenilenmediği gerekçesiyle, açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararı, davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı-karşı davacı vekilinin karşı davaya yönelik temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
…-Davalı-karşı davacı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava, davacı-karşı davalı şirket müdürünün şirkete borç para verdiği iddiasına dayalı alacak istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, yargılama sırasında iki ayrı bilirkişi kurulundan rapor alınmış, 1. bilirkişi heyetinde yer alan ve muhalif kalan Hamdi Uğur tarafından düzenlenen raporda şirket defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı ve kayıtların fiktif olduğu belirtilmiş, itiraz üzerine aynı bilirkişi heyetinden alınan ek raporda yine muhalif bilirkişinin benzer görüşleri ileri sürdüğü ve diğer bilirkişilerce de davacının kayden alacaklı olduğu belirtilmekle beraber bu alacak kalemleri ile ilgili belgelerin ibraz edilmesi gerektiğinin bildirilmesine rağmen, …. bilirkişi kurulu raporunda yine belgeler incelenmeden kayıtlara göre davacının alacaklı olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır. Somut olayda, davacı-karşı davalı aynı şirkette müdür olduğu ve defterler kendi sorumluluğunda tutulduğu gibi, şirket muhasebecisinin de kardeşi olduğu iddia edilmiş olup, dayanağı belgeleri olmayan defter kayıtlarının davacının borç para verdiğine yönelik iddiası yönünden esas alınamayacağından mahkemece, davacı taraftan iddiasına dayanak belge asılları istenilerek, ibrazı sağlandıktan sonra defter ve dayanak şirkete borç verdiği veya şirketin borcunu ödediğini gösteren kayıtlarının incelenip, davacının şirketten alacaklı olup olmadığının tespiti gerekirken sadece davacı sorumluluğunda düzenlenen defter kayıtlarına itibar edilmek suretiyle eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
-Bozma sebep ve şekline göre, davalı-karşı davacı vekilinin icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı-karşı davacı vekilinin karşı davaya yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE, (…) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı-karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, kararın davalı-karşı davacı yararına BOZULMASINA, (…) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı-karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 02/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.