Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2013/17123 E. 2014/18605 K. 28.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17123
KARAR NO : 2014/18605
KARAR TARİHİ : 28.11.2014

MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/06/2013
NUMARASI : 2011/532-2013/366

Taraflar arasında görülen davada Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 06.06.2013 tarih ve 2011/532-2013/366 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 28.11.2014 günü hazır bulunan davacı vekilleri Av. Ö. K.., Av. B. S..ile davalı vekilleri Av. T.S.., Av. M. K.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi. tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında şebekeler arası irtibat ve işbirliği sözleşmesi imzalandığını, anılan sözleşmenin 34/1. maddesinde işbu sözleşmenin kanunlara, tüzüklere, yönetmeliklere tabi olacağının düzenlendiğini, 5809 sayılı Kanun’a göre Bilgi Teknolojileri Kurumu’nun ara bağlantı ile ilgili usul ve esasları belirleme yetkisi bulunduğunu, kurumun 25.03.2009 tarih ve 149 sayılı kararında davalının şebeke içi görüşme ücretlerini ara bağlantı ücretlerinden daha düşük belirlemesi yönünde karar aldığını, bu kararı yerine getirmiş görünmek için davacının kendi aboneleri aleyhine perakende ücretleri ara bağlantı ücretlerinden yüksek olarak belirlediğini, davalının anılan kurul kararını yerine getirmediğini, davalıya ara bağlantı ücreti olarak 106.000.257 TL ödeme yaptıklarını, oysa kurul kararı yerine getirilse idi 50.653.558 TL ödeme yapacaklarını ileri sürerek, 55.346.699 TL’nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kurul kararının tarifeye ilişkin olmadığını, aynı gün 150 sayılı karar ile ara bağlantı tarifelerinin belirlendiğini, davacının ara bağlantı ücretlerini abonelerine maliyet olarak yansıttığını, BTK kararının uygulanmamasının yaptırımının idari para cezası olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının BTK’nun belirlediği tarifelerin kendisine uygulanmadığını değil, davalının abonelerine uyguladığı perakende ücretlerini ara bağlantı ücretlerinden düşük belirlemek suretiyle, 149 sayılı kurul kararını ve aynı zamanda sözleşme hükümlerini ihlal ettiği iddiasıyla tazminat talebinde bulunduğu, taraflar arasındaki sözleşmede davalının abonelerine uyguladığı perakende ücretlerin ara bağlantı ücretlerinin altında belirleyip belirleyemeyeceği konusunda hüküm bulunmadığı, 34/1. maddenin BTK kararlarını kapsamadığı, ara bağlantı ücretleri konusundaki tarifenin 2004 yılından itibaren BTK tarafından belirlendiği, bu ücretin davacıya uygulandığının uyuşmazlık konusu olmadığı, davacının ara bağlantı ücretlerini maliyet olarak abonelerine yansıttığı, ortada tazmini gerektirir zarar olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı taraf, davalı ile şebekeler arası irtibat ve işbirliği sözleşmesi imzalandığını, 5809 Sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu uyarınca Bilgi Teknolojileri Kurumu’nun ara bağlantı ile ilgili usul ve esasları belirleme yetkisi bulunduğunu, bu kapsamda BTK’nun 25.03.2009 tarihli 149 sayılı kararı ile davalının şebeke içi ücretlerinin ara bağlantı ücretlerinden daha düşük belirlenmesi yönünde karar aldığını, davalının bu kararı uygulamaması nedeniyle zararı oluştuğunu ileri sürerek işbu davayı açmış, mahkemece taraflar arasındaki sözleşmede şebeke içi ücretlerin ara bağlantı ücretlerinin altında uygulanacağına dair hüküm bulunmadığı, BTK kararlarının sözleşmenin ihlali olarak kabul edilemeyeceği, davacının ara bağlantı ücretlerini abonelerine yansıttığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 6/t maddesinde, BTK’nın görevleri arasında “Ara bağlantı ve ulusal dolaşım da dahil erişim ile ilgili uygulanacak usul ve esasları belirlemek ve mevzuatın öngördüğü düzenlemeleri yapmak, elektronik haberleşme sağlanması amacıyla imzalanan anlaşmaların rekabeti kısıtlayan, mevzuata ve/veya tüketici menfaatlerine aykırı hükümler içermemesi amacıyla mevzuatın öngördüğü tedbirleri almak.” hususlarının belirtilmesi ve taraflar arasındaki ara bağlantı ücret tarifesinin 2004 yılından beri BTK tarafından karara bağlanması, 25.03.2009 tarihli 149 sayılı kararın, içinde davacı şirketin de bulunduğu iletişim firmalarının şikayeti üzerine alınması karşısında, BTK kararının tarafları bağlamayacağı ve kararın uygulanmamasından dolayı yaptırımının sadece idari para cezası olduğundan bahsetmek mümkün değildir. Kaldı ki, hükme esas alınan bilirkişi heyetinde dava konusu uyuşmazlık hakkında uzman bir kişi de bulunmadığından, bu rapora itibar edilerek karar verilemez.
Bu itibarla, mahkemece içinde telekomünikasyon konusunda uzman öğretim üyelerinin de bulunduğu yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak, tarafların iddia, savunma ve bilirkişi raporuna karşı ciddi itirazları değerlendirilerek, neticesine göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 28.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.