Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2013/17014 E. 2014/18601 K. 28.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17014
KARAR NO : 2014/18601
KARAR TARİHİ : 28.11.2014

MAHKEMESİ : İZMİR(KAPATILAN) 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/09/2013
NUMARASI : 2011/735-2013/247

Taraflar arasında görülen davada İzmir (Kapatılan) 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 23/09/2013 tarih ve 2011/735-2013/247 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 28.11.2014 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. M.. U.. ve davalı vekilleri Av. S.. Y.. ile Av. Ş. E.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi . tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkilleri ile davalı arasında 30.10.2008 tarihinde imzalanan acentelik hizmetleri sözleşmesi ile müvekkillerinin davalı şirketin ürettiği malların sözleşmede belirlenen ülkelerde pazarlanıp satışa sunulması karşılığında davalının ihraç edilen mallar üzerinden %3 komisyon/acentelik primi ödemeyi kabul ettiğini, sözleşmenin 3 yıl+2 yıl opsiyonlu olup ilk 1,5 yılın sonunda davalı tarafça haksız olarak feshedildiğini, 3 ayrı satıştan 19.000,00 USD (28.000,00 TL) prim alacaklarının bulunduğunu, sözleşmenin süresinden önce feshedilmesinden dolayı müvekkillerinin mahrum kaldığı karın yaklaşık 500.000 TL olduğunu, sözleşmenin davalı tarafça haksız feshi nedeniyle müvekkillerinin ticari itibarının zarar gördüğünü ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile prim bakiyesi için şimdilik 5.000 TL’nin, maddi tazminat için şimdilik 20.000 TL’nin, müvekkillerinin her biri için ayrı ayrı 10.000 TL olmak üzere toplam 20.000 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, ıslahla mahrum kalınan kar talebini 2.128.638,98 TL’ye arttırmıştır.
Davalı vekili, davacıların müvekkili şirket yetkilileri ve personeline yaptıkları hakaret ve tehditler nedeniyle sözleşmenin müvekkilleri için çekilmez hale geldiğini, müvekkillerinin davacılara güvenerek yaptıkları büyük yatırımların önemli ölçüde karşılıksız kaldığını, davacıların prim alacağı bulunmadığını, sözleşme haklı nedenle feshedildiği için davacıların tazminat talep edemeyeceğini, manevi tazminat koşulları bulunmadığını savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, sözleşme hükümlerine göre davacıların üzerlerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiği, davalı taraf acentelik sözleşmesinin davacıların davalı yönetici ve çalışanlarına karşı kötü söz ve davranışları nedeniyle feshedildiğini iddia etmiş ise de iddialarını ispatlayacak yeterli delil ibraz edemediği, dinlenen tanık beyanlarının da davalı iddialarını ispatlayacak nitelikte bulunmadığı, taraflar arasındaki ihtarlardan davalının sözleşmede kararlaştırılan %3 komisyon oranını yüksek bulup %1’e düşürmek istediğinin anlaşıldığı, davalı şirketin sözleşmeyi daha önce öngörmesi gerektiği halde basiretli bir tacir olarak öngörmediği ve daha sonra da yüksek bulduğu komisyon oranı nedeniyle feshettiği, sözleşmenin feshinin haksız olduğu, davacıların sözleşmenin feshinden sözleşmenin sona ereceği tarih olan 01.01.2012 tarihine kadar geçerli satışlardan doğan gerçek ürün bedeli üzerinden hesaplanan komisyon bedellerini talep edebilecekleri, bu kapsamda davacıların mahrum kaldığı karın 479.733,98 GBP, 38.845,45 EURO, 400.214,69 USD olduğu, fesih tarihine kadar olan dönem için davacıların pirim alacağı kalmadığı, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle davacıların ticari itibarlarının zedelendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, prim alacağına ilişkin talebinin reddine, davacıların maddi tazminatına ilişkin taleplerinin kabulü ile 20.000,00 TL’nin 17.07.2010 tarihinden itibaren, geri kalan ve ıslah dilekçesi ile artırılan 2.108.638,98 TL’nin ıslah tarihi olan 30.04.2013 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsiline, manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 3.000,00’er TL (toplam 6.000,00 TL) manevi tazminatın faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin kısmının reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, taraflar arasındaki acentelik hizmet sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşme davalı tarafça haksız feshedildiğinden davacıların fesih (17.07.2010) tarihinden sözleşmenin sona ereceği tarih olan 01.01.2012 tarihine kadar mahrum kaldıkları komisyon bedellerini talep edebilecekleri kabul edilmiş ise de davalı vekili davacıların fesihten kısa bir süre sonra dava dışı Tek Kablo unvanlı firma ile 01.01.2011 başlangıç tarihli 5 yıl süreli acentelik sözleşmesi imzaladığını iddia etmiş, davacılar da ticari yaşantılarını sürdürebilmek için başka bir firma ile ticari ilişki içine girdiklerini kabul etmişlerdir. Davacıların fesihten sonra fiilen yeni bir iş bulduğu tarafların kabulünde olduğuna göre mahkemece, davacıların fesih nedeniyle uğradıkları zarar hesaplanırken davacıların iş bulduğu tarih esas alınıp bu tarihe kadar hesap yapılmak ve bu hesap yapılırken de davacıların sözleşmede kararlaştırılan komisyonu kazanmak için yapacakları masraf ve giderler düşülmek suretiyle bulunacak sonuç rakama hükmedilmesi gerekirken sözleşme süresinin sonuna kadar hesaplanan rakama hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3- Ayrıca mahkemece, manevi tazminatın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de davalının hangi eylemlerinin ne şekilde davacıların ticari itibarını sarstığı, manevi tazminat koşullarının nasıl gerçekleştiği karar yerinde tartışılmamış, genel ifadelerle manevi tazminatın şartlarının oluştuğu kabul edilmiştir. Bu durum karşısında, iddia, savunma ve taraf kanıtları çerçevesinde davalı eylemlerinin davacıların ticari itibarını nasıl sarstığı, manevi tazminat isteme koşullarının oluşup oluşmadığı yeterince tartışılmadan, denetime uygun şekilde açıklanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
4- Davacıların prim alacağı reddedildiğine göre reddedilen bu kalem için davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hataen davacılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 28.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.