Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2013/16990 E. 2014/18560 K. 28.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16990
KARAR NO : 2014/18560
KARAR TARİHİ : 28.11.2014

MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/05/2013
NUMARASI : 2009/80-2013/100

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30/05/2013 tarih ve 2009/80-2013/100 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 28/11/2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. M.. B.. ile davalı asil M.. B.. ve davalılar vekili Av. B.. Ç.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalılar arasında Tarsus İlçesi ile ilgili bir prestij kitabının hazırlanması konusunda sözleşme imzalandığını, buna göre davalı gerçek kişinin projenin tüm editörlük hizmetlerini, yayın ile ilgili her türlü çalışmayı gerçekleştirmeyi ve koordine etmeyi üstlendiğini, sözleşmede öngörülen bedelin büyük kısmının ödenmesine ve gönderilen ihtara rağmen davalıların kitabı teslim etmediklerini, bunun üzerine müvekkilinin ödediği bedelin iadesi için davalılar hakkında takip başlattığını ancak davalıların haksız itirazı ile takibin durduğunu ileri sürerek, davalıların itirazının iptaline ve icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacının sözleşme ile üstlendiği ücreti ve masrafları, zamanında ve tam olarak ödemediğini, buna rağmen müvekkilinin kitabın hazırlanması için gerekli hazırlık çalışmalarını yaptığını, ödenen bedelin editörlük hizmet bedeli olduğunu ve iadesinin istenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında düzenlenen Şubat 1999 tarihli sözleşme ile davalıların Tarsus ile ilgili kaliteli ve zengin görsel dökümanlarla desteklenen bir eseri hazırlamayı taahhüt ettikleri, 2000 yılında bitmesi öngörülen işin 2000 yılındaki ekonomik kriz nedeniyle kesintiye uğradığı ve daha sonra tekrar ele alındığı, bu şekilde sözleşmenin belirsiz süreli hale geldiği, daha sonra davacının bu sözleşmeyi feshettiği, davacının sözleşmede öngörülen ödemeleri vadesinde ve tam olarak yapmaması, davalının da işi tamamlamaması nedeniyle kusurlu oldukları, mülga 818 sayılı BK’nın 81.maddesi uyarınca karşılıklı taahhütleri ihtiva eden akitlerde akdin ifasını talep eden kimsenin kendi borcunu ifa etmiş veya ifasını teklif etmiş olmasının gerektiği, davacının kendi ödeme edimini yerine getirmemesi karşısında anılan madde uyarınca sözleşmeyi feshinin haklı olmadığı, davacının ücretin tamamını ödeyememesi ve ödemeyeceğini belirtmesi ve işin de %70 oranında tamamlanması gözetildiğinde hakkaniyete uygun bir çözüme gidilmesinin uygun bulunduğu, %70’i biten işi teslim alıp almamak davacının ihtiyarında olmakla beraber dava ödenen avansın iadesine ilişkin olduğundan davalının TBK’nın 50. ve 51.maddeleri uyarınca takdiren tamamlanmayan
%30’luk bölüm karşılığı 30.000 TL isteme hakkının olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının 30.000 TL üzerinden iptaline, alacak likit olmadığından inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, taraflar arasındaki eser sipariş sözleşmesi uyarınca ödenen bedelin iadesi için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkili ile davalılar arasında Tarsus İlçesi ile ilgili bir prestij kitabının hazırlanması konusunda sözleşme imzalandığını, sözleşmede öngörülen bedelin büyük bir kısmının ödenmesine karşın davalıların sözleşmede belirtilen kitabı teslim etmediklerini ileri sürmüş, davalı taraf ise davacının sözleşme ile üstlendiği ödemeleri yapmadığını savunmuş, mahkemece de taraflar arasındaki belirsiz süreli sözleşmenin davacı tarafça feshedildiği, davacının sözleşmede öngörülen ödemeleri vadesinde ve tam olarak yapmadığı, davalının da işi tamamlamadığı, bu durumda TBK’nun 50. ve 51. maddeleri uyarınca davacının ödediği avansın 30.000 TL’sinin iadesini isteyebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında Tarsus İlçesi ile ilgili prestij kitabının hazırlanması konusunda sözleşme imzalandığı çekişmesiz olup sözleşmede öngörülen eserin davalı tarafça tamamlanmadığı, buna karşılık davacının da sözleşme ile üstlendiği ödemelerin tamamını gerçekleştirmediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Öncelikle, davacı tarafından ödenen bedel ile davalının sözleşme kapsamında yaptığı işin birbirleriyle uyumlu olup olmadıklarının tespiti gerekmektedir. Şayet ödenen bedel karşılığı iş yapılmış ise davacının ödediği bedelin iadesini isteyemeyeceğinin, aksi halde ise yani yapılan işin ödenen bedeli karşılamayacak derecede ya da sözleşmede belirlenen kalitede olmaması halinde davacının fazladan yaptığı ödemenin iadesini isteyebileceğinin kabulü gerekmektedir. Ne var ki mahkemece bu hususta alınan bilirkişi raporları arasında çelişkiler bulunduğu gibi taraflarca dosyaya sunulan uzman görüşleri de çelişkili bulunmaktadır. Bu itibarla mahkemece, yeni bir uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak ve gerekirse HMK’nun 293. maddesi uyarınca kendisinden rapor alınan uzman kişileri de dinleyerek davalı tarafça hazırlanan kitabın, sözleşmede öngörülen kalitede olup olmadığının ve davacı tarafça yapılan ödeme ile uyumlu bulunup bulunmadığının tespiti ile önceki raporlar ve uzman görüşleri arasındaki çelişkiler de giderilmek suretiyle oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın taraflar yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL vekalet ücretinin her bir yandan alınarak yek diğerine verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 28/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.