Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2013/16987 E. 2014/18600 K. 28.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16987
KARAR NO : 2014/18600
KARAR TARİHİ : 28.11.2014

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/03/2013
NUMARASI : 2013/659-2013/75

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21/03/2013 tarih ve 2013/659-2013/75 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı Magnum GMBH ve kanuni halef sıfatıyla davayı devralan Helvetia…AG ve Gothaer…AG vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 28/11/2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. M. V..l, davalılardan …. Hiz. Tic. A.Ş. vekili Av. A.. U.. ve diğer davalı … Endüstriyel Hizm. İnş. Tic. A.Ş. vekili Av. İ. A..dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi .. tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı Magnum İnternational Logistics Gmbh vekili, müvekkilinin dava dışı Man B& W Diesel AG’ye ait gemi motorunun Almanya’dan Tuzla’ya taşınması işini üstlendiğini, müvekkilinin söz konusu yükü Almanya’dan Derince Limanı’na gemi ile taşıttıktan sonra Derince’den Tuzla’ya taşınması işini de davalıların sorumluluğunda gerçekleştirdiğini, dava konusu yükün Derince’den Tuzla’ya kamyonla taşınması sırasında 18.11.2005 tarihinde meydana gelen kazada hasarlandığını, dava dışı Man B& W Diesel AG ve sigortacısı şirketin yükteki hasardan dolayı taşıyıcı sıfatıyla müvekkili sorumlu tuttuğunu, müvekkilinin ödemek zorunda kalacağı tazminat borcundan dolayı doğrudan doğruya sorumlu olacağını, işbu davanın TTK’nun 787. maddesi uyarınca açılmış rücu davası olduğunu, alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi yapıldığını, davalıların takibe itiraz ettiklerini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, 400.000 EURO’nun davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 31.10.2008 tarihli dilekçesi ile taşıma sırasında hasar gören emtiaya ilişkin ödemenin işbu dava açıldıktan sonra, müvekkili Magnum GMBH tarafından değil, Magnum GMBH’nin sigortacıları Helvetia…AG ve Gothaer…AG tarafından yapıldığını, böylece sigortacıların müvekkili davacının haklarına halef olduğunu, buradaki halefiyetin TTK’nun 1301 maddesi uyarınca yasal halefiyet olduğunu, sigortacılar Helvetia…AG ve Gothaer…AG ‘nin yük ilgilisine toplam 230.000 EURO sigorta tazminatı ödediklerini, halefiyet olgusunun gerçekleştiğini, işbu davada davacı şirketin yerine geçmeye hak kazandıklarını belirterek, müvekkili sigortacılar Helvetia…AG ve Gothaer…AG ‘nin TTK’nun 1301 maddesi uyarınca kanuni halef sıfatıyla davada müvekkili davacı Magnum GMBH’nin yerine davacı olarak kabul edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri ayrı ayrı, üst taşıyıcı olan davacının dava açabilmesi için TTK’nun 787. maddesi uyarınca aleyhine açılan bir dava olması veya tazminat ödemesi gerektiğini, bu iki şart bulunmadığı için davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini savunmuşlar ve davacı vekilinin 31.10.2008 tarihli dilekçesindeki taleplere muvafakatları olmadığını bildirmişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davasını TTK’nun 787. maddesine dayalı rücu davası olarak açtığı, TTK’nun 787/2 maddesine göre bir taşıyıcının diğer bir taşıyıcı aleyhine rücu davası açabilmesi için davacı taşıyıcının ziyaa veya hasara uğrayan mal sahibine veya gönderilene malın bedelini ödemesi veya bu yüzden kendisi aleyhine dava açılmış olmasının gerektiği, bu husus aktif dava ehliyetinin bir şartı olduğundan mahkemece resen nazara alınması gerektiği, somut olayda icra takibi başlatan ve davayı açan davacı Magnum Gmbh yönünden yasa gereğince aktif dava ehliyetinin yargılama sırasında da gerçekleşmediği, davacı Magnum GMBH’nin alacak hakkına sahip olmadan davayı açtığı, hasar bedelini ödeyerek dava açma hakkına sahip olan sigorta şirketlerinin davayı davacı sıfatıyla devam ettirmek istediği, davacı Magnum GMBH’nin kendisinin halefi olmaları nedeniyle sigorta şirketlerinin davada yer almasını istediği, dava tarihinde yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK’nun 186. maddesinde müddeabihin temlikinin düzenlendiği, 6100 sayılı HMK’nun 125. maddesinde de “Dava konusunun devri” başlığı ile aynı konunun düzenlendiği, yasal düzenlemeler çerçevesinde davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa devralan kişinin görülmekte olan davada davacı yerine geçeceği ve davanın kaldığı yerden itibaren devam edeceği, somut olayda sigorta şirketlerinin davacı yerine geçmesi ara kararla kabul edilmiş ise de bu ara kararın taraflar yönünden usulü kazanılmış bir hak olduğunun kabul edilemeyeceği, usul kuralları gereğince davanın devredilebilmesi için öncelikle davacının dava hakkına sahip olması gerektiği, sahip olunmayan bir dava konusunun devrinin de mümkün olmayacağı, yasal düzenlemeler karşısında davacı tarafın bu şekilde değiştirilmesi mümkün görülmediğinden ara karardan rücu edildiği gerekçesiyle davacı Magnum Gmbh ‘nin aktif dava ehliyeti olmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı Magnum GMBH ve kanuni halef sıfatıyla davayı devralan Helvetia…AG ve Gothaer…AG vekili temyiz etmiştir.
Dava, TTK’nun 787/2. maddesine dayalı rücuan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın TTK’nun 787. maddesi uyarınca açılmış rücu davası olduğu, ancak davacı Magnum İnt. Logistic GMBH’nin mal sahibi ya da ilgilisine icra takibinden ve davadan önce ödemesi olmadığı gibi dava açıldıktan sonra da yaptığı bir ödeme bulunmayıp, taşıma sırasında hasarlanan emtiaya ilişkin ödemenin dava açıldıktan sonra davacı Magnum GMBH’nin sorumluluk sigortacıları Helvetia…AG ve Gothaer…AG tarafından yapıldığı ve anılan sigorta şirketlerinin TTK’nun 1301 maddesi uyarınca kanuni halefiyete dayanarak davaya devam etmek istedikleri uyuşmazlık konusu değildir.
TTK’nun 787/2. maddesine göre bir taşıyıcının diğer bir taşıyıcı veya onun sigortacısı aleyhine rücu davası açabilmesi için davacı taşıyıcının mal sahibine veya gönderilene ziyaa veya hasara uğrayan malın bedelini ödemesi veya bu yüzden kendisi aleyhine dava açılmış olması şarttır. Bu ödeme bir dava şartı olup dava şartının bulunmaması halinde dava açılamayacağı açık ise de bu yön ihmal edilip işin esasına girilmiş ve başta eksik olan dava şartının davanın devamı sırasında yerine getirilmiş olması durumunda Yargıtay HGK ve Dairemizin yerleşik içtihatları uyarınca (HGK’nun 22.03.1995 tarih 1994/5-835E.215K. sayılı ilamı ve 11. Hukuk Dairesi 09.06.1994 tarih 980/4885 E.K. sayılı ilamı) dava usulden reddedilmeyip yargılamaya devam edilerek işin esasının çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
BK’nun 164. maddesinde ise “Alacağın temliki kanun veya mahkeme kararı mucibince vukubulduğu halde bir güna merasime tabi olmaksızın ve evvelki alacaklı tarafından rıza izhar edilmesine bile ihtiyaç bulunmaksızın üçüncü şahıslara karşı dermeyan edilebilir” hükmü ile kazai ve kanuni temlik halleri düzenlenmiştir. Özel bazı hallerde alacak hakkı hukuki bir temlik işlemi yapılmaksızın sırf kanun hükmü ya da yargıç kararı gereğince bir şahıstan diğer bir şahsa geçmektedir(Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, Tekinay Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, 7.Baskı, 1993, syf. 265). Kanuni temlikte alacağın temliki yasa gereği meydana gelmekte olup rızai temlikten farklı olarak alacaklının rızasına ihtiyaç bulunmamaktadır. Buna örnek olarak BK’nun 109,147/1, bölünemeyen borçlar bakımından BK’nun 96, kefalette BK’nun 496, TMK’nun 257, 599, TTK’nun 151, 614/3, 654/1, 813, 907 vd., 1301. maddeleri gösterilmektedir(Turgut Uyar, Borçlar Kanunu, 4. Cilt, syf. 4423).
Tüm bu yapılan açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, takip ve dava tarihinde davacının dava konusu taşıma nedeniyle herhangi bir tazminat ödemesi bulunmamaktadır. Bu ödeme bir dava şartı olup dava şartının bulunmaması halinde dava açılamayacağı açık ise de yargılama sırasında davacının sorumluluk sigortacıları olan Helvetia…AG ve Gothaer…AG tarafından mal ilgilisine ödeme yapıldığı ve TTK’nun 1301 maddesi kapsamında BK’nun 164. maddesi hükmü uyarınca anılan sigorta şirketleri yönünden kanuni temlik halinin ve davanın başında eksik olan dava şartının yargılama sırasında tamamlandığının, davacının sorumluluk sigortacıları Helvetia…AG ve Gothaer…AG’nin kanuni halef sıfatı ile dava hakkını kazandığının kabulü gerekmektedir. Bu itibarla mahkemece, anılan hususlar nazara alınmadan yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Magnum GMBH ve kanuni halef sıfatıyla davayı devralan Helvetia…AG ve Gothaer…AG vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı Magnum GMBH ve kanuni halef sıfatıyla davayı devralan Helvetia…AG ve Gothaer…AG yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 28/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.