Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2013/16266 E. 2013/21331 K. 25.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16266
KARAR NO : 2013/21331
KARAR TARİHİ : 25.11.2013

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 31/05/2009 tarih ve 2005/110-2009/218 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın merkez şubesinde üç ayrı hesaplarının bulunduğunu, 1996-1997 yıllarında yasal süresi içinde havale edilmeyen meblağlardan dolayı 1479 sayılı Yasa’nın ek 6 ncı maddesi uyarınca 63.375,21 TL mevduat faizi ve 3095 sayılı Yasanın 2 nci maddesinde dolayısıyla 114.312,35 TL olmak üzere toplam 177.687,56 TL alacaklarının doğduğunu, dava tarihine kadar reeskont faizi mevduat faizi ve vadeli mevduat faizi olmak üzere toplam alacağın 657.998,13 TL’na ulaştığını iddia ederek, bu miktar alacağın, dava tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek reeskont faizi, 1479 sayalı Yasa’nın ek 6 ncı maddesine göre vadeli mevduat faizi ve vadesiz mevduat faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı adına tahsil edilen primi ve diğer alacaklarının hesaplara geç intikal ettirilmesi nedeniyle ancak cezai faiz ödenmesi gerektiğini, bu nedenle hesaplanan 63.069,67 TL’nın 06.04.1999 tarihinde kurum hesabına alacak kaydedildiğini, bunun dışındaki taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 264.618,78 TL’nın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 2010/10515-2012/5122 E.K. sayılı ilamı ile mahkeme kararı onanmış, taraf vekillerinin karar düzeltme talepleri de Dairemizin 2012/11590-2012/17567 E.K. sayılı kararı ile reddedilmiştir.
Bu kez, davalı vekili mahkemeye başvurarak, müvekkilince davacı kurum hesabına 63.069,67 TL gönderildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun 22.02.1999 tarihi itibariyle davacı alacağını tespit ettiğini, mahkemece hükmedilen alacak miktarı içinde daha önce ödenmiş olan meblağın da bulunduğunu, mükerrer ödemeye sebebiyet vereceğini belirterek 2005/110 E. 2009/218 K. Sayılı ve 07.05.2009 tarihli karara ilişkin hükmün, dava konusu alacak miktarının dava tarihi 22.02.1999 tarihi itibariyle hesaplanan alacak olduğunu ve dava tarihinden sonra 06.04.1999 tarihinde ödenen 63.069,67 TL’nin hükmedilen alacaktan düşülmesi gerektiği iddiasıyla tavzih kararı verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı vekilince yapılan talebin tavzih yoluyla düzeltilmesi mümkün olmadığı gerekçesiyle tavzih isteminin reddine karar verilmiştir.
Tavzih talebinin reddine dair kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, tavzih talebinin reddine dair kararı temyiz eden davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, tavzih talebinin reddine dair kararı temyiz eden davalıvekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, alınmadığı anlaşılan 24,30 TL temyiz ilam harcının tavzih talebinin reddine dair kararı temyiz eden davalıdan alınmasına, 25/11/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.