YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15503
KARAR NO : 2014/3806
KARAR TARİHİ : 28.02.2014
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada … 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29.05.2013 tarih ve 2012/144 – 2013/138 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 45. sınıf hizmetler yönünden … ibaresinin marka olarak tescili istemiyle yaptığı başvurunun, … … tarafından 556 sayılı KHK’nın 7/1-a maddesi gereğince somut ayırt ediciliğe sahip olmadığı gerekçesiyle reddedildiğini, oysa ki başvuru konusu markanın ayırt edici olduğunu, genel kabul görmüş ® harfinden farklı olduğunu, yine bu işaretin müvekkiline ait “…” ibareli markada da tescilli olması sebebiyle işaret üzerinde önceye dayalı hak sahibi olduğunu, işarete kullanımla ayırt edicilik kazandırıldığını ileri sürerek hukuka aykırı … kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma,benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, bir işaretin marka olabilmesi için tescil edildiği mal ve hizmetler açısından somut ve soyut ayırt ediciliği birlikte sağlaması gerektiği, davacı başvurusuna konu markanın baskı yoluyla çoğaltılması,çizimle görüntülenebilmesi ve benzer biçimde ifade edilebilmesi nedeniyle soyut ayırt ediciliğe sahip olduğu; ancak markada yer alan … işaretinin, bu tanıtıcı işaretin marka olarak tescilli olduğunu gösteren bir işaret olduğu, dolayısıyla tanımlayıcı nitelikte olduğu, somut ayırt ediciliği bulunmadığı ve belirli bir meslek grubuna dahil herkes tarafından kullanılabilecek işaretlerden olduğu, yine davacı her ne kadar adına tescilli 2010/50047 sayılı “…” unsurlu markada da bu işaretin yer aldığını ileri sürmüşse de, söz konusu markanın ayırt ediciliği sağlayıcı başka unsurları barındırdığı, ayrıca kullanımla ayırt edicilik kazandırıldığı iddiasının da yerinde olmadığı, sonuç olarak kurum kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 28.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.