Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2013/14976 E. 2013/20333 K. 13.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14976
KARAR NO : 2013/20333
KARAR TARİHİ : 13.11.2013

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 27. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21.03.2012 tarih ve 2011/27-2012/64 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 2003 model jeep marka arazi taşıtını 26.12.2002 günlü fatura ile davalı Chrysler Jeep Tic. A.Ş.’nin bayii olan Koluman Mot. Araç. Tic. San. A.Ş.’den satın aldığını, aracın turbo sisteminin 2003 yılı içinde iki kez arızalanarak garanti süresi kapsamında parçaların yenilendiğini, garanti süresi dolduktan sonra da araçtaki gizli ayıp niteliğindeki arızaların tekrarlandığını ve araçtan yeterince yararlanamadığını ileri sürerek; aracın yenisi ile değiştirilmesini ya da değerinin ödenmesini talep ve dava etmiştir. Islah dilekçesiyle de, toplam 33.130,08 TL tutarında zararın bulunduğunu belirterek; 12.500,08 TL zararın fatura tarihi olan 30.08.2004 tarihinden itibaren, 4.130,00 TL zararın fatura tarihi 10.02.2005 tarihinden itibaren, mahrumiyet zararı ve değer kaybı toplamı olan 16.500,00 TL tutarındaki zararın ise dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, garanti süresinin ve dava zaman aşımı süresinin sona erdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacı tarafından garanti süresinde ortaya çıkan ayıp nedeniyle dava tarihinden önce ödenen ve ayıpla illiyet bağı içinde bulunan toplam 16.630,08 TL onarım bedelinin BK 61. maddesi gereğince garanti sorumluluğu nedeniyle ithalatçı olan davalı tarafından davacıya ödenmesi gerektiği, Garanti Yönetmeliği’nde tamirde geçen sürelerin garanti süresine eklenmesi öngörüldüğünden, davacının tamirde geçen sürelerde aracı kullanamamaktan dolayı uğradığını iddia ettiği zararları garanti nedeniyle sorumlu olan davalıdan talep etme olanağının bulunmadığı, dava konusu araçta ortaya çıkan gizli ayıp daha sonradan yapılan onarımlarla giderildiğinden araçta değer kaybı olmadığı, değer kaybının BK’nın 202. maddesi kapsamında davalıdan talep edilmesine yasal olanak bulunmadığı, davacı tarafça 28.07.2010 tarihli dilekçeyle zararların tazmini talep edildiğinden davacının fatura tarihlerinden itibaren faiz yürütülmesi isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 16.630,08 TL’nin 28.07.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve her ne kadar kanıtlamak suretiyle davacının aracını kullanamamasından kaynaklanan zararını istemesi mümkünse de dava konusu aracın niteliği nazara alındığında yerine araç kiralandığı ve bu nedenle ödeme yapıldığı veya bir şekilde zarara uğranıldığı hususunun davacı tarafından kanıtlanamamış olmasına göre davacı vekilinin bu yöne ilişkin ve aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Ancak, mevcut arızanın araçta değer kaybına neden olduğu bilirkişi raporuyla saptandığına göre garanti edenin garanti kapsamında olan bu zarardan da sorumlu olduğu nazara alınmaksızın 818 Sayılı Borçlar Kanununun 202. maddesi düzenlemesinin bu hususa ilişkin istemin reddine gerekçe yapılması doğru görülmemiştir. Bu suretle aynı Yasa’nın 96. maddesinde yer verilen “Alacaklı hakkını kısmen veya tamamen istifa edemediği takdirde borçlu kendisine hiç bir kusurun isnat edilemeyeceğini ispat etmedikçe bundan mütevellit zararı tazmine mecburdur.” hükmü gereğince davalının bu zarardan sorumlu tutulması gerektiği gözetilerek, değer kaybına yönelik istemin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.