Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2013/13292 E. 2013/23256 K. 19.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13292
KARAR NO : 2013/23256
KARAR TARİHİ : 19.12.2013

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04.05.2012 gün ve 2009/775-2012/214 sayılı kararı onayan Daire’nin 15.07.2013 gün ve 2012/11259-2013/14702 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin 2006-2007-2008 yıllarına ilişkin genel kurul toplantısının 28/07/2009 tarihinde yapıldığını, genel kurul gündeminin 4, 5 ve 6. maddelerinde alınan kararların usul ve yasalara aykırı olduğunu, gündemin 4. maddesinin şirketin 2006-2007-2008 yıllarına ait bilanço, kâr zarar tablolarının okunması ve onaylanmasına ilişkin olduğunu, bilançonun gerçeği yansıtmadığını, gündemin 5. maddesi ile ilgili olarak yönetim kurulunun ibra edilmesinin TTK’nın 374/2 ve Sermaye Şirketleri Genel Kurul Toplantısı Yönetmeliği’nin 21. maddesine aykırı olduğunu, gündemin 6 maddesinin de iptali gerektiğini, bu madde ile davalı şirket ortaklarının adına açılmış ve açılacak olan tüm davalara hak ve menfaatleri açısından davalı şirketin müdahil olacağının karara bağlandığını, alınan kararların iptali gerektiğini ileri sürerek, davalı şirketin 2006-2007-2008 yıllarına ait 28/07/2009 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 4-5-6 nolu kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı şirketin 28/07/2009 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında gündemin 4. maddesinde yer alan “2006-2007-2008 yıllarına ilişkin bilançonun onaylanması” hakkındaki kararın resmi bilançonun gerçek kayıtları yansıtmadığı, bu nedenle kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline, genel kurul gündeminin 5. maddesinde yer alan “yönetim kurulu ve denetçilerin ibrası” hakkındaki kararla ilgili olarak, TTK’nın 374/2 maddesi gereğince “şirket işlerinin görülmesine herhangi bir suretle iştirak etmiş olanlar idare meclisi azalarının ibrasına ait kararlarda rey hakkına haiz değildirler bu yasağın murakıplara şümulu yoktur” şeklindeki hüküm nedeniyle yönetim kurulu üyeleri yönetim kurulunun ibrasına ilişkin genel kurul kararında oy kullanamayacakları, TTK’nın 374/2 maddesi gereğince alınan kararın kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline, denetçilerin ibrasına ilişkin yine 5 maddede yer alan kararın oylamasına yönetim kurulu üyelerinin katılmasına ilişkin herhangi bir engel bulunmadığı, TTK’nın 374/2 maddesindeki yasağın denetçiler açısından geçerli olmadığı gerekçesiyle denetçilerin ibrasına ilişkin alınan genel kurul kararının iptali talebinin reddine, genel kurul gündeminin 6. maddesinde yer alan kararın da yerinde olmadığı gerekçesiyle bu maddenin yok hükmünde sayılmasına ve iptaline ilişkin talep yönünden de karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine karar Dairemizin 15.07.2013 günlü ilamıyla onanmıştır.
Davacı vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava, davalı şirketin 28.07.2009 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan kararların iptali istemine ilişkin olup, mahkemece denetçinin ibrasına ilişkin olarak alınan genel kurul kararının iptaline ilişkin talebin reddine, diğer istemlerin ise kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece, denetçinin ibrasına ilişkin olarak alınan kararın yönetim kurulu üyelerinin katılımı ile verilmiş olmasında yasaya aykırı bir durum olmadığı gerekçesiyle denetçinin ibrasına ilişkin olarak alınan kararın iptali istemi reddedilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde denetçinin, kanun ve anasözleşme ile kendisine yüklenen görevleri yerine getirmeyerek şirketin büyük zarara uğramasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek, denetçi hakkında alınan ibra kararının iptalini istemiştir.Bu durumda denetçinin ibrasına ilişkin olarak alınan genel kurul kararının iptali istemi karar nisabı, kullanılan oyların geçerli olup olmaması hususlarına dayalı olmayıp; denetçinin kanun ve anasözleşme ile üzerine düşen görevleri yerine getirmediği, bu nedenle şirketin zarara uğradığı iddiasına dayalı olması karşısında mahkemece, iptal isteminin ileri sürülüş şekli ve dayandığı hususlar üzerinde durularak, sonucuna göre denetçi hakkında alınan ibra kararının yerinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekirken, sadece karar nisabı açısından yapılan değerlendirme sonucuna göre bu yöndeki istemin reddine karar verilmesi doğru olmayıp, kararın bu yönden bozulması gerektiğinden davacı vekilinin Dairemizin mahkeme kararını onayan ilamına yönelik karar düzeltme istemi yerinde görülmekle, Dairemizce verilen onama kararının kaldırılarak, mahkeme kararının açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin Dairemizin 15.07.2013 günlü, 2012/11259 Esas-2013/14702 Karar sayılı ilamına yönelik karar düzeltme isteminin kabulü ile, onama kararının kaldırılarak mahkemece verilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 19.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.