Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2013/12711 E. 2014/3140 K. 20.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12711
KARAR NO : 2014/3140
KARAR TARİHİ : 20.02.2014

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 27/02/2013 tarih ve 2012/89-2013/99 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ……nin 1997 yılında kurulduğunu, tek imza yetkilisinin diğer davalı … olduğunu, … grubunun …’da dava dışı şirketler kurduğunu ve bu şirketlerin tek imza yetkilisinin de … olduğunu, … ve …’da kurulu şirketler aracılığıyla yatırılan paraların tamamının geri ödenebileceği ve karşılığında yüksek oranlarda faiz verileceği güvenceleri ile milyonlarca … para toplandığını, davacının da … Holding A….ne ortak olmak üzere 08.07.199 tarihinde 100.000 DM tutarında ödeme yaptığını ve “kar payı ortaklık sertifikası talep formu” adı altında bir belge aldığını, sonrasında ise 01.09.1999 tarihinde … …. …’in taraf olduğu bir sözleşmenin müvekkilinin acemiliğinden yararlanılarak imzalatıldığını, ihtarnameye rağmen paranın davacı tarafa ödenmediğini, yurtdışında paravan şirketler tarafından toplanan paraların Türkiye’de davalıların hesaplarına aktarıldığını, sebepsiz zenginleşen davalı eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu, … hakkında açılan ceza davasında mahkumiyet kararı verildiğini ileri sürerek, toplam 100.000 DM (51.129,19 …)’nun ödeme tarihindeki kur karşılığının faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacının dava dışı … International Marketing and Tradıng …’ye sessiz ortak olduğunu ve bu şirkete para verdiğini iddia etmesi nedeniyle davacı ile davalılar arısında ticari ya da hukuki ilişki bulunmadığından davalılara husumet yöneltilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda düzenlenen bilirkişi raporuna göre, davacının dava dışı yabancı … … … … … …. adlı şirketin sessiz ortağı olduğu, bu şirkete verdiği 100.000,00 DM’nin bu şirketin ticari faaliyetlerine tahsis edilmeyip davalı … ile diğer davalı …’ün diğer şirketlerine aktarıldığı, davacının para yatırdığı dava dışı şirket
… … Marketing and … … ile davalı … ve diğer davalı …’ün arasında organik bağ bulunduğu, yurtdışında kurulan şirketin isminin bizzat davalı …’ün kontrolünde olan “…” isminin kullanılarak para toplanacak kişilerin yanıltılmasına neden olduğu, aynı davalının bu yöntemle binlerce kişiden para topladığının herkesçe malum olduğu, ekonomik suçlarda yaratılan görüntüye göre hareket edilmesinin yanıltıcı olacağı, asıl olan para hareketinin takip edilmesi gerektiği, para hareketi izlendiğinde yurtdışında toplanılan paraların davalı …’ün kontrolüne geçtiği, yapılan eylem ve senaryolardan neticede menfaat elde edenin davalı … ve kontrolündeki şirket olduğu açıklıkla anlaşılıp bu davalıların davacının doğan zararından sorumlu bulundukları gerekçesiyle, davanın kabulüne, 51.129.19 Euro’nun ödeme tarihi olan 01/09/1999 tarihinden itibaren …’nin 1 yıllık döviz tevdiyat hesaplarına uyguladığı en yüksek faiz oranı ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 4.609,15 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 20/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.