YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12310
KARAR NO : 2014/2614
KARAR TARİHİ : 14.02.2014
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada … 52. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14.03.2013 tarih ve 2012/393-2013/76 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline nakliyat sigorta poliçeleri ile sigortalı olan davadışı … Otomotiv Sanayi A.Ş. tarafından … … … firmasından satın alınan 1196 adet …, 28 adet … ve 306 adet … emtiasının …gemisi ile … Limanı’ndan … Limanı’na taşınmasının davalı tarafından 09.10.2010 tarihli konişmento tahtında üstlenilmiş olup, davalının taşımaya konu emtiayı 16.10.2010 tarihinde tahliye ettiğini ancak, yapılan inceleme ve ekspertiz raporları neticesinde emtianın hasarlı olarak teslim edildiğinin tespit edildiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından sigortalısına 8.124,30 TL hasar tazminatının ödendiğini, davalıya zararın tazmini için müracaat edildiğini ancak davalı tarafından ödeme yapılmaması nedeniyle aleyhine başlatılan icra takibinin davalının haksız ve kötüniyetli itirazı ile durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, tahkim, yetki ve husumet itirazında bulunmuş, davada hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının karşılamasını talep ettiği hasarların taşıma sözleşmesinin tarafları arasında bağlayıcılık teşkil eden talimatname kapsamında belirtilen standartlara göre tespit edilmesi gerekiğini ancak talep edilen hasarların anılan talimatnamede belirlenen kriterleri aştığını, taşıyanın taşıma sözleşmesi ve konişmento hükümleri uyarınca yükün yükleme ve tahliyesinden sorumlu olmadığını savunarak, davanın usul ve esastan reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, gerek konişmento gerekse de konişmentonun atıf yaptığı 29.03.2004 tarihli navlun ve 01.11.2009 tarihli tadil sözleşmesi uyarınca davalının taşıyan olmayıp, taşıyanın genel acentesi olduğu, acenteye sadece aracılık ettiği işlemlere ilişkin olarak … dava açılabileceği, davalının dava konusu taşımaya aracılık etmediği ve acenteye doğrudan dava yöneltilemeyeceği, bu itibarla davalının pasif husumet ehliyeti olmadığından geçerli bir icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 14.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.