YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11188
KARAR NO : 2014/24
KARAR TARİHİ : 06.01.2014
MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada … 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05.02.2013 tarih ve 2012/50-2013/19 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin … nezdinde 2004/06993 sayılı “.. ….”, 2006/34243 sayılı “…cafe”, 2006/34244 sayılı “….” ve 2002/14918 sayılı “….” markalarının sahibi olduğunu, davalının da … nezdinde 43. sınıfta 2006/09398 sayı ile tescilli “.. … ….” markasının sahibi olduğunu, davalı markasının müvekkili markaları ile aynı hizmet sınıfında tescilli ve ayırt edilemeyecek derecede benzer bulunduğunu, markaların halk tarafından karıştırılacağını ileri sürerek davalı adına 43. sınıfta 2006/09398 sayı ile tescilli “… …” markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkininine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin hem başvuru tarihinin, hem de tescil tarihinin davacının markalarından daha önce olduğunu, müvekkili markası ile davacı markalarının farklı olduğunu, tüketici nezdinde iltibasın söz konusu olamayacağını ve iddiaların yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının 1994 yılından itibaren önceleri “…”, bilahare “… …” ibaresini davacının “…” ibaresini içeren markalarını ilk marka tescili için ilk başvuru yaptığı tarihten yaklaşık on yıl öncesinde markasal olarak kullanmaya başladığı ve davacının başvuru tarihi davalının markasından önce olan iki markası ile davalı markasının orta düzeyde tüketici olarak adlandırılan kitle tarafından karıştırılmasının, dolayısıyla markalar arasında iltibas oluşmasının mümkün bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, esasen uyuşmazlık konusu işaretlerin ortalama tüketicileri nezdinde 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ilişkilendirme ihtimali bakımından aynı işletmeye ait oldukları ya da farklı işletmelere ait olmakla birlikte aralarında idari ya da ekonomik
bağlantı bulunduğu hususunda iltibas tehlikesi bulunduğundan; mahkemenin bu yöne ilişkin gerekçesi yerinde değil ise de, davalının 1994 yılından itibaren markasını tescil ettirdiği haliyle ve markasal olarak kullanmakta bulunmasına dair gerekçenin yerinde olmasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 06.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.