Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2013/11076 E. 2014/1901 K. 04.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11076
KARAR NO : 2014/1901
KARAR TARİHİ : 04.02.2014

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28.03.2013 tarih ve 2011/117-2013/121 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkillerinin “…” adı altında kimyasal sıva (canlı sıva) imal ettiklerini, imal ettikleri bu ürünleri distribütörlük yaptıkları bayileri vasıtasıyla satışa arz ettiklerini, distribütörlük anlaşması yaptıkları …i’nin internet sitesinde genel koordinatörü olarak görünen davalı …’ın müvekkili tarafından üretilen canlı sıvanın formülünü ele geçirerek, 2010/03794 sayı ile faydalı model belgesi aldığını, bu belgeyi müvekkili ve onun müşterilerine karşı kötü niyetli olarak kullanmaya başladığını, alınan bu faydalı model belgesindeki buluşun yeni olmadığını, ilk defa müvekkili tarafından üretildiğini, 551 sayılı KHK’nın 165.maddesine göre korunmasının mümkün olmadığını, söz konusu faydalı modelin kimyasal ürün olduğu için 551 sayılı KHK’nın 155. maddesine göre de korunmasının mümkün olmadığını ve KHK’nın 158. maddesine göre söz konusu belgenin gerçek hak sahibine karşı kullanılmasının da mümkün olmadığını ileri sürerek davalı adına tescil edilen 2010/03794 sayılı faydalı model belgesinin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin gerçek buluş sahibi olduğunu, söz konusu buluşu fason olarak davacılara ürettirdiğini, davacıların müvekkili buluşunun başka firmalar için de ürettiğini öğrendiği zaman mahkemeler kanalıyla iki ayrı tespit yaptırdıklarını, bunun üzerine davacının kötü niyetli olarak işbu davayı açtığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacılar ile distribütör firma olan … İnş. Turzm. San. Tic. Ltd. Şti arasında distribütörlük (tek satıcılık) sözleşmesi imzalandığı ve bu sözleşmeyi distribütör adına davalı …’ın ilgili şirketin yetkili temsilcisi olarak imzaladığı, imalatçı firma olarak firma unvanı “…” olan, davacılar firmasının imalatçı firma olarak belirtildiği, … İnş. Şirketi’nin ise distribütör olarak zikredildiği, taraflar arasında imzalandığı bahsedilen sözleşmenin bir imalat sözleşmesi olması halinde gerçek hak
sahibinin davalı … olacağı, bir distribütörlük sözleşmesi olması halinde gerçek hak sahibinin davacılar olacağı, sözleşme distribütörlük sözleşmesi olduğuna göre, gerçek hak sahibinin davacılar olup tescil belgesine konu canlı sıvanın davalının yeni bir buluşu olmadığı, davalının başvuru tarihinden önce de üretilip pazarlandığı birçok inşaatta uygulanmış olması nedeniyle davalının KHK kapsamında korunması gereken bir hakkının bulunmadığı, faydalı model belgesini haksız olarak aldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile faydalı model belgesinin iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve uyuşmazlık konusu faydalı model belgesinin 551 sayılı KHK’nın 156. maddesi uyarınca yeni olmadığının anlaşılmış bulunmasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 04.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.