Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2013/10741 E. 2013/15321 K. 10.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10741
KARAR NO : 2013/15321
KARAR TARİHİ : 10.09.2013

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 49. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20.12.2011 gün ve 2011/371-2011/140 sayılı kararı bozan Daire’nin 19.03.2013 gün ve 2012/5385-2013/5377 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacılar vekili, davalı … tarafından sigortalı olan müvekkili şirkete ait işyerinde, 21.12.2008 tarihinde çıkan yangında müvekkili şirketin çok büyük zarara uğradığını, davalı … şirketinin müvekkilini geçikmiş kısmi ödemelerle oyalayarak zararın tamamının tazminine yanaşmadığını, daha önce 14 ülkeye ihracat yapan müvekkili şirketin, sigorta tazminatının ödenmemesi nedeniyle maddi sıkıntıya düştüğünü, hakkında başlatılan icra takipleri nedeniyle vekalet ücreti ve faizler ödemek zorunda kaldığını, müvekkili şirketin iflas sürecine girdiğini, munzam zararının davalı tarafından karşılanması gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL maddi tazminat ile mağdur olan müvekkili şirket yetkilileri için de 25.000’er TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davacıların Gaziantep Ticaret Mahkemesinde açılan davadan sulh protokolü ile feragat ettiklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacı firma, 2008 yılında meydana gelen yangın nedeniyle açtığı davadaki talebi ile ilgili olarak 18.11.2009 tarihinde sulh ve feragat protokolü imzaladığı, sözleşmede belirtilen şartın (ödeme) gerçekleşmesi nedeniyle 18.11.2009 tarihi itibariyle dava konusu olayla ilgili tüm haklardan feragat ettiği, davalıyı ibra ettiği, bu tarihten önceki zararlar yönünden davalı ibra edildiğine, bu tarihten sonra protokol hükümlerine göre yapılması gereken ve yapılan ödemenin de geç yapıldığı iddia edilmediğine göre munzam zararın oluşmadığı, şirket ortaklarının üçüncü kişilerin şirkete verdiği zararlar nedeniyle doğrudan talepte bulunamayacakları, gerçek kişi davacıların aktif dava ehliyetlerinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair tesis edilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizce ilamda belirtilen nedenlerle bozulmuştur.
Davalı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin HUMK’nun 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nun 442. maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 50,45 TL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK’nun 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 219,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 10.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.