Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2012/9847 E. 2013/7562 K. 17.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/9847
KARAR NO : 2013/7562
KARAR TARİHİ : 17.04.2013

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen ….05.2012 tarih ve 2012/70-2012/260 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, hamiline yazıp tanzim ettiği üç adet çek yaprağını zayi ettiğinden bahisle söz konusu çeklerin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, keşidecinin iptal davası açmaya hakkı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı temyiz etmiştir.
1- Dava, … çek iptaline ilişkindir.
Bilindiği üzere, dava tarihinden önce, 01…2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK’nın 383. maddesinde çekişmesiz yargı işleri ile ilgili olarak “aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece” sulh hukuk mahkemesinin görevli olacağı öngörülmüştür. Bu bağlamda konuya yaklaşıldığında, …’nın 563 vd. maddelerinde düzenlenen kıymetli evrakın zayi nedeniyle iptaline ilişkin davaların gerek 1086 sayılı Kanun’un yürürlükte kaldığı süreçteki yargısal uygulama gerekse de 6100 sayılı HMK’nın 383/…-e/6 maddesi uyarınca ticaret hukukuna dahil çekişmesiz yargı işi niteliğinde olduğu açıktır. Bu nedenle, ilk bakışta, bu nitelikteki davaların da sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği ileri sürebilecektir. Ancak, bu nitelikteki davalar ve/veya HMK’da tercih edilmiş tanımıyla işlerin, aynı zamanda …’nın 4. ve 5. maddeleri uyarınca ticari dava ve/veya iş niteliğinde bulunduğu da kuşkusuzdur. …’nın 4. ve 5. maddesinin özel nitelikte birer usul hükmü niteliğinde bulundukları düşünüldüğünde, bu davalar ve esasen ticaret hukukuna dahil ve mahkemece görülecek olan çekişmesiz yargı işlerinin tümü bakımından görevli mahkemenin tayininde, HMK’nın 383. maddesinde belirtilen hükmün aksine ve özel bir düzenlemenin var olduğu; bu durumda …’nın 5. maddesinin başlığı ile birlikte nazara alındığında, ticaret hukukunda yer alan çekişmesiz yargı işleri bakımından asıl görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu, ticaret mahkemesinin bulunmadığı yerler bakımından ise asliye hukuk mahkemesinin görevli kabul edilmesi gerektiği açıktır. Nitekim 6100 sayılı HMK ile aynı tarihte kabul edilen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 757/1. maddesinde bu tür işlerde ticaret mahkemelerinin görevli olduğunun belirtilmiş olması da yasa koyucunun iradesinin bu yönde tecelli ettiğinin
açık bir işareti niteliğindedir. Görev, davanın her aşamasında re’sen nazara alınacak dava şartı niteliğindedir. Tüm bu nedenlerle, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek hüküm tesisi doğru olmamış, yerel mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.
…- Bozma sebep ve şekline göre davacının temyiz itirazının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, (…) numaralı bentte açıklanan nedenle davacının temyiz itirazının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, ….04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.