Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2012/955 E. 2013/1851 K. 04.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/955
KARAR NO : 2013/1851
KARAR TARİHİ : 04.02.2013

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 08.03.2011 tarih ve 2005/374-2011/45 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili bankanın … Şubesi ile davalı … arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi uyarınca davalının 08.06.2000 tarihi itibariyle 9.752.573.246 TL (9.753,00 TL) borçlu olduğunu, diğer davalıların da kredi sözleşmesinin müşterek borçlu müteselsil kefili sıfatıyla borcun kefalet limiti olan 4.000,00 TL’den sorumlu olduklarını, keşide edilen 20.01.2000 tarihli ihtarnameye rağmen davalıların borçlarını ödemediklerini ileri sürerek, anılan meblağın akdi temerrüt faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve … vekili, davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı …’ın davacı bankaya dava konusu krediden dolayı 93,61 TL borçlu olduğu, davadan önce yapılan ödemeler nedeniyle davalı kefillerin herhangi bir borçlarının bulunmadığı gerekçesiyle, davalı … yönünden davanın kısmen kabulü ile 93,61 TL alacağın dava tarihinden itibaren %135 temerrüt faizi ve %5 BSMV’si ile birlikte tahsiline, davalılar … ve … yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, banka kredi sözleşmesinden kaynaklandığı iddia olunan alacağın asıl borçlu ve müteselsil kefillerden tahsiline ilişkindir.
Mahkemece de benimsendiği üzere, kredi borçlusu, borcun tamamından, müteselsil kefiller ise kefalet limiti ve kendi temerrütlerinin sonuçlarıyla sınırlı olmak üzere borçtan sorumludurlar. Bu itibarla, mahkemece, davanın niteliği gereği asıl borçlu ve kefiller yönünden borç miktarının dava tarihi itibariyle ayrı ayrı belirlenip davadan sonra kefillerin kendilerinin sorumluluk miktarı kadar ödemede bulunmaları halinde, kendileri yönünden borcun sona ereceği, borçlunun kısmi ödeme yapması halinde ise kefillerin sorumluluklarının
önceden olduğu gibi devam edeceği ilke olarak kabul edilip, mülga BK’nun 84’ncü maddesinin aksine bir kabul ve uygulamanın bulunup bulunmadığı da araştırılmak suretiyle, raporu hükme esas alınan bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, davadan sonra yapılan ödemelerin öncelikle faiz alacağından mahsup edilmesine ilişkin genel kuralın aksine gerekçeleri gösterilmeden, ana para borcundan mahsup edilmesi ve kredi borçlusu tarafından yapılan kısmi ödemelerin kefil davalılarca yapılan ödeme gibi değerlendirme yapan bilirkişi raporunun hesabının esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.