Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2012/8080 E. 2013/7275 K. 15.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/8080
KARAR NO : 2013/7275
KARAR TARİHİ : 15.04.2013

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Hasımsız olarak görülen davada … Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen …/04/2012 tarih ve 2012/125-2012/168 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, Halk Bankası A.Ş’den aldığı, birinde … adet diğerinde 1 adet çek yaprağı bulunan … adet çek koçanının evine giren hırsızlar tarafından çalındığını ileri sürerek sözü geçen çeklerin iptalini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, iddia ve tüm dosya kapsamına göre, davacının çek iptali davasını hamil sıfatı ile açmayıp keşideci sıfatı ile açtığı, …’nın 669’uncu maddesi uyarınca kendi rızası dışında elinden çıkan çekin keşidecisinin mahkeme kanalı ile ödemeden men kararı alabileceği, yine keşidecinin çeki elinde bulunduran kişiyi tespit etmesi halinde istirdat davası ya da borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açabileceği, somut olayda keşidecinin iptal davası açma hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
1-01…2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK’nun 383. maddesinde çekişmesiz yargı işleri ile ilgili olarak “aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece” sulh hukuk mahkemesinin görevli olacağı öngörülmüştür. Bu bağlamda konuya yaklaşıldığında, …’nun 563 vd. maddelerinde düzenlenen kıymetli evrakın zayi nedeniyle iptaline ilişkin davaların gerek 1086 sayılı Kanun’un yürürlükte kaldığı süreçteki yargısal uygulama ve gerekse de 6100 sayılı HMK’nun 383/…-e/6 maddesi uyarınca ticaret hukukuna dahil çekişmesiz yargı işi niteliğinde olduğu açıktır. Bu nedenle, ilk bakışta, bu nitelikteki davaların da sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği ileri sürülebilecektir. Ancak bu nitelikteki davalar ve/veya HMK’da tercih edilmiş tanımıyla işlerin, aynı zamanda 6762 sayılı …’nun 4. ve 5. maddeleri uyarınca ticari dava ve/veya iş niteliğinde bulunduğu da kuşkusuzdur. …’nun 4 ve 5. maddesinin özel nitelikte birer usul hükmü niteliğinde bulundukları düşünüldüğünde, bu davalar ve esasen ticaret hukukuna dahil ve mahkemece görülecek olan çekişmesiz yargı işlerinin tümü bakımından görevli mahkemenin tayininde, HMK’nun 383. maddesinde belirtilen hükmün aksine ve özel bir düzenlemenin var olduğu; bu durumda …’nun 5. maddesinin başlığı ile birlikte nazara alındığında, ticaret hukukunda yer alan çekişmesiz yargı işleri bakımından asıl görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu, ticaret mahkemesinin bulunmadığı yerler bakımından ise asliye hukuk mahkemesinin görevli kabul edilmesi gerektiği açıktır. Nitekim, 6100 sayılı HMK ile aynı tarihte kabul edilen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 757/1. maddesinde bu tür işlerde ticaret mahkemelerinin görevli olduğunun belirtilmiş olması da yasa koyucunun iradesinin belirtilen yönde olduğunun göstergesidir.
Bu durumda, mahkemece, görevsizlik kararı verilerek dava dosyasının Ticaret Mahkemesi Sıfatı ile … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekirken, davanın esasına girilerek sonuçta reddine karar verilmiş olması doğru olmamış, mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
…- Bozma sebep ve şekline göre davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının BOZULMASINA, (…) nolu bentte açıklanan nedenle davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, ….04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.