Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2012/4507 E. 2013/10077 K. 16.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/4507
KARAR NO : 2013/10077
KARAR TARİHİ : 16.05.2013

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15.12.2010 tarih ve 2005/939-2010/712 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili, davalı … Uzan vekili ve davacı …nin kanuni halefi sıfatıyla … vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, …’nun 01.07.2002 tarih ve 441 nolu kararı ile hisseleri tamamen fona intikal eden ve Bayındırbank A.Ş. ile devir yolu ile birleşen İktisat Bankası T.A.Ş’nin eski hakim ortaklarından ve yöneticilerinden olan Fon alacaklarının tahsili ile fonun İktisat Bankası A.Ş’den olan alacaklarının tahsili bakımından 4389 sayılı Yasa’nın 15/A maddesine
göre Doğuş Çelik Cıvata A.Ş’nin temettü hariç, ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin devralındığını, bilahare 5020 sayılı Kanunla değişik 4389 Bankalar Kanunu’nun 15/7-b maddesinin uygulanması suretiyle fon alacağına mahsuben …’nin 01.06.2004 tarih ve 268 sayılı kararı ile şirket hisselerinin tamamının fona devredildiğini, Doğuş Çelik Cıvata A.Ş’nin 01.07.2005 tarihinde yapılan 2001, 2002 ve 2003 yılları olağan genel kurul toplantısında şirketin zararına neden olan yönetim kurulu üyeleri ve denetim kurulu üyeleri hakkında kişisel sorumluluk davaları açılmasına karar verildiğini, müvekkillerinin Doğuş Çelik Cıvata A.Ş’nin kayıtları, bilanço ve gelir tabloları üzerinde yaptıkları incelemede gerek yönetim denetim kurulu üyesi olarak gerekse üst yönetim kademesinde görev almış kişilerin şirketin 370.000 YTL zarara uğramasına neden olduklarının tespit edildiğini, TTK’nun 309, 336, 337. vd. ilgili maddeleri gereğince tahsili gerektiğini ileri sürerek, toplam 370.000 TL zararın davalılardan sorumlulukları oranında müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı şirkete ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, zararın ispatlanamadığı, TTK’nun 336. maddesi gereğince zararın varlığının ispatının davacının yükümlülüğünde olduğu, zararın varlığının belirlenmesi halinde kusursuzluğun ispatının yönetim kurulu üyelerinde bulunduğu, davacı tarafından zararın inandırıcı bir şekilde ispatlanamaması nedeniyle davalıların sorumluluğunun söz konusu olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı …nin kanuni halefi sıfatıyla … vekili, davalı … vekili ve … vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, 5411 sayılı Kanun’un 133/son maddesi kapsamında açılan veya açılacak davalar ile kanuni halef sıfatıyla takip edilen davalarda, lehine hükmedilen tarafa vekalet ücreti maktu olarak belirleneceği hükmünü haiz olup, mahkemece, davalılar yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmiş bulunmasına göre davalılar … ve … vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, … tarafından el konulan Doğuş Çelik Cıvata A.Ş’nin önceki yönetim ve denetim kurulu üyeleri aleyhine açılan sorumluluk davasıdır.
Davacı denetçiler açmış olduğu davayla, davalı yöneticilerin 03.11.1998 tarihli kararla Trade Deposit Bank’tan kredi kullanılarak Atlas Finans Kiralama A.Ş’nin %89 hissesinin değerinin çok üzerinde alınmasına karar verilerek şirketin borçlanmasına neden olduklarını, şirket anasözleşmesinde yat işletmeciliğine dair hüküm bulunmazken grup şirketlerinden olan Eda Tur. A.Ş’den Perla ve Virgo isimli yatlar satın alınarak daha sonra …’den mal kaçırmaya yönelik işlem olduğu değerlendirilip açılan tasarrufun iptali davasında satışın iptaline karar verilmesinden dolayı da şirketi 305 milyar TL zarara uğrattıkları, yatların kiraya verilmesinde gerekli özen gösterilmeyerek şirketin ayrıca zarara uğratıldığı, şirkete ait olup değeri fatura tarihinde 157.490 USD olan tablolar …’ye devir sırasında devredilmeyerek zararın artmasına neden oldukları, … Yalısı’nın da kiraya verilmesi esnasında ve devamında gerekli özen gösterilmeyerek düşük bedelle kiraya
verilmesinden dolayı da şirketin zarara uğratıldığı, denetçilerin de bu duruma müdahale etmediklerini ileri sürerek, davalıların şirkete verdikleri zararın tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece bu hususun çözümüne ilişkin olarak bilirkişi raporu alınmıştır. HUMK’nun 275 ve müteakip maddelerinde “bilirkişilik” müessesesi düzenlenmiş olup, anılan 275’nci maddede, mahkemenin, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği düzenlendikten sonra, 286’ncı maddede de, bilirkişinin rey ve mütalaasının hakimi takyit etmeyeceği düzenlenmiş ise de, işin çözümünde teknik bilgi ve birikimin gerekliliğine inanılarak bilirkişi incelemesi yaptırıldığına göre, verilen rapor yetersiz, noksan ve müphem ise, mahkeme HUMK’nun 283 ncü maddesi gereğince, bilirkişiden izahat ve açıklama yeni ek rapor isteyebileceği gibi, 284 ncü madde gereğince de, yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak yeni bir rapor alınabilir. Davaya ilişkin olarak bilirkişi raporu alınmış, davacı vekilinin bu rapora itirazı üzerine 05.04.2010 tarihli ek rapor alınmış, davacı vekili ek rapora 05.10.2010 tarihli dilekçesi ile itiraz etmiştir. Ancak mahkemece, davacılar vekilinin, yukarıda açıklanan iddialarına ilişkin sunduğu belgeler ve cevaplanılması gereken ciddi itirazları üzerinde durulmadan, ek rapor doğrultusunda karar verilmiştir.
Bu durumda, mahkemece, 05.04.2010 tarihli ek rapora karşı davacı vekilinin 05.10.2010 tarihli dilekçesi ile ileri sürdüğü ciddi itirazlarının cevaplandırılması için ek rapor alınması ya da taraflar arasındaki uyuşmazlıkta zarar kalemleri de dikkate alınarak yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulup Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar … ve … vekillerinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı …nin kanuni halefi sıfatıyla … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 03,15 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılar … ve Ali Kamil Uzan’dan ayrı ayrı alınmasına, 16.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.