Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2012/17875 E. 2013/1953 K. 05.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/17875
KARAR NO : 2013/1953
KARAR TARİHİ : 05.02.2013

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … … 1. Asliye Ticaret (… 1. Asliye Ticaret) Mahkemesi’nce verilen …/11/2011 tarih ve 2011/865-2011/795 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 80.000,00 TL değerindeki bonoya istinaden davalıdan alacaklı bulunduğunu belirterek İİK’nın 71. ve 33/a maddeleri uyarınca müvekkilinin alacağının zamaaşımına uğramadığının tespiti ile 80.000,00 TL’lik alacağın senet tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, dava dilekçesi ve dosya kapsamına göre, dava dilekçesinde davanın “Temyiz eden davalı” sıfatıyla açıldığı, davacı olarak …’nın gösterildiği, HMK’nın 336. maddesine göre adli müzaheret talebinde bulunulmasına rağmen davacının mali durumuna ilişkin hiçbir bilgi ve belge sunulmadığı, HMK’nın 114. maddesi kapsamında dava şartı olan gider avansı ile Harçlar Kanunu’na göre yatırılması gereken başvuru harcı ve peşin harcın yatırılmadığı, davaya dayanak iddiaların anlaşılmaz biçimde kaleme aldığı, delillerin tam olarak eklenmediği, dava dilekçesinin HMK’nın 119. maddesindeki şartları taşımadığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece, davacının adli yardım talebi reddedilerek HMK’nın 114 ve 119. maddelerinde yer alan hükümler gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmiştir.
HMK’nın 336/…. maddesi uyarınca, adli yardım talebinde bulunan kişi, iddiasının özeti ile birlikte, iddiasını dayandıracağı dellileri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorunda olup aynı Kanunun 336/4. maddesinde ise adli yardım talebine ilişkin evrakın her türlü harç ve vergiden muaf olduğu belirtilmektedir. Keza, 03.04.2012 tarihinde yürürlüğe giren HMK’nın Uygulama Yönetmeliği’nin 45/…. maddesinde, adli yardım talebiyle açılan dava ve işlerde bu konuda bir karar verilinceye kadar harç, gider ve delil avansının alınmayacağı hükme bağlanmış, bu gibi durumlarda HMK’nın 336/4. maddesinin ne biçimde uygulanması gerektiği hususunda açıklık getirilmiştir. Öte yandan, her ne kadar, söz konusu yönetmelik hükümleri adli yardım talebinde bulunulmasından sonra yürürlüğe girmiş ise de, anılan Yönetmeliğin 92. maddesi, bu yönetmelik yürürlüğe girinceye değin Hukuk ve Ticaret Mahkemeleri Yazı İşleri Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağını
hükme bağlamış olup, mahkemece, bu yönetmeliğin …. maddesi uyarınca da bir işlem tesis edilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemenin, eksik belgeye dayalı adli yardım talebini reddetmiş olmasında herhangi bir yanlışlık söz konusu değil ise de, keyfiyetin davacı vekiline re’sen ve usulen tebliğ olunup HMK’nın 115/…. maddesi çerçevesinde gerekli harç ve gider avansının yatırılması yolunda kesin süre verilmeksizin HMK’nın 114. maddesi gerekçe gösterilerek davanın reddedilmesi doğru değildir.
Öte yandan, mahkeme kararında, dava dilekçesinin 119. maddesindeki koşulları taşımadığı belirtilmek suretiyle de davanın usulden reddi gerektiği gerekçesine yer verilmiş ise de, anılan kanun maddesinin son fıkrasında dava dilekçesindeki hangi eksikliklerin davanın açılmamış sayılması sonucuna yol açacağı açıklıkla belirtilmiştir. Mahkemece eksik olarak görülen hususlar 119. maddenin (e) ve (f) maddelerine temas etmekte olup, bu fıkralara temas eden dilekçe eksikliklerinin, tıpkı 1086 sayılı Kanun zamanında olduğu gibi, bilinçli olarak müeyyideye bağlanmadığı görülecektir. Ayrıca, dava dilekçesi ekinde bir kısım delillerin yer almaması hususu, mahkemenin kabulünün aksine, 119. madde kapsamında olmayıp aynı kanunun 121. maddesinde düzenlenmiş olup ön inceleme aşamasında ikmal edilmesi mümkün bulunmakla davanın tensiben reddine de elverişli bulunmamaktadır. Tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 05.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.