Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2012/1570 E. 2013/2325 K. 12.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/1570
KARAR NO : 2013/2325
KARAR TARİHİ : 12.02.2013

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27.09.2011 tarih ve 2010/250-2011/247 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “BIXOLON” markası adı altında yazıcı ürettip sattığını, davalının adına … nezdinde “BIXOLON” ibareli markayı tescil ettirdiğini, ancak müvekkilinin markayı 2004 yılından beri fiilen kullanarak tanınmış hale getirdiğini, müvekkili ile davalı arasında distribütörlük anlaşması yapıldığını ve davalının müvekkili şirkete ait BIXOLON markalı ürünleri Türkiye’de satmaya başladığını, ancak davalının markayı adına tescil ettirmek için izin almadığını, marka üzerinde gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu ileri sürerek, davalının müvekkilinin marka hakkına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabet işlediğinin tespitini, markanın tanınmış marka olduğunu, davalı adına tescilli 2005/51315 tescil numaralı markanın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu markanın davacı adına tescilli olmadığını, bu marka ile Türkiye’de üretim ve pazarlama yapmadığını, Türkiye’de bu markayı kullanan ve tanıtanın adına da tescil ettirenin davalı müvekkili olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm kanıtlara göre, markanın daha önce tanınmış olması, gerçek hak sahibinin belirlenmesi, taraflar arasında gerçekten ticari ilişki olup olmadığının tespiti ile sair durumların belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılabilmesi için verilen kesin süreye rağmen bilirkişi inclemesine ilişkin ara kararın yerine getirilmediği, dosyanın mevcut durumuna görede davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Mahkemenin kesin süre verilmesine ilişkin 03.05.2011 tarihli ara kararında davacı şirketin dayandığı tanınmışlık olgusu bakımından inceleme ve mütalaa almak üzere dosyanın bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş ve belirlenen kesin sürede bilirkişi ücretinin yatırılmaması nedeniyle de kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Ancak davacı tarafça aynı zamanda davalı adına tescilli markayı oluşturan işaret üzerinde öncelikli üstün
hak sahibi olduğunu ve davalının aralarındaki ticari ilişkiye karşın ticari temsilci sıfatıyla geçerli bir nedeni olmaksızın kötü niyetli bir şekilde marka tescili yaptırdığını ileri sürdüğüne göre, anılan hukuki sebepler bakımından da uyuşmazlığın tartışılıp değerlendirilmesi gerekirken tanınmışlık iddiasına dayalı verilen kesin süreye uyulmadığından bahisle davanın reddi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz davacıya iadesine, ….02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.