Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2012/12067 E. 2013/10495 K. 21.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/12067
KARAR NO : 2013/10495
KARAR TARİHİ : 21.05.2013

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Batman 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13/06/2012 tarih ve 2012/98-2012/476 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı bankadan alınan 25 adet teminat mektubunun dava dışı SGK’na teslim edildiğini, ancak bu kurum ile yaşanan uyuşmazlığın dava konusu yapılmasıyla Batman Asliye 1.Hukuk Mahkemesi’nin 2009/738 sayılı kararıyla sözleşmenin feshine ve teminat mektuplarının müvekkiline verilmesine karar verildiğini, teminat mektuplarını o dava sonucuyla teslim alan müvekkilinin davalı bankaya müracaat ederek teminat mektuplarına bağlı kefalet sözleşmelerinin ve ipoteğin kaldırılmasını talep edildiğini, fakat davalı tarafından teminat mektuplarına bağlı risklerin haksız olarak çözülmediğini ileri sürerek, 25 adet teminat mektubunun iptaline ve kefalet sözleşmeleri ile ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, 2008/177 esas sayılı dosya ile verilen kararın niteliği gereği infazı için kesinleşmesi gerekmeyen kararlardan olduğu, bankadan gelen yazı dikkate alındığında davacının davaya konu teminat mektupları haricinde başkaca bir riski ve borcunun bulunmadığı, dava konusu 25 adet teminat mektubunun davacıya mahkeme kararı ile iade edildiği, icra kararı ile de fiilen teslim edildiği, bu durumda bankanın da artık söz konusu teminat mektupları nedeniyle üçüncü kişi SSK Sağlık İşleri Diyarbakır İl Müdürlüğü’ne olan sorumluluğunun sona erdiği ve bu nedenle teminat mektupları için aldığı güvenceleri çözdürme yükümlülüğü altında olduğu, verilen ipotek ve kefaletler davacı ile davalı arasında imzalanan 10/10/2008 tarihli genel kredi sözleşmesi için verildiğinden bu kefalet ve ipoteklerin çözülmesini istemede davacının aktif husumet ehliyetinin de bulunduğu gerekçesiyle, dava konusu teminat mektuplarının iptaline, kefalet ve ipoteklerin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, banka teminat mektubunun iptali ve bu teminat mektuplarına bağlı ipotek ve kefaletlerin kaldırılması istemine ilişkin olup mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Teminat mektupları kıymetli evrak oluşturmayıp hak senede bağlı olmadığından, hatta garanti sözleşmesi olarak yazılı şekil şartı dahi aranmadığından muhatabın mektubu kaybetmesi veya zayii etmesi ve hatta muhatabın hataen mektubu iade etmesi halinde bankanın sorumluluğu sona ermemektedir. Muhatabın teminat mektubunu iade etmesi ancak bankanın yükümlülüğünün sona erdiğine bir karine oluşturur ve aksini ispat külfeti muhataba geçer.
Dava konusu teminat mektupları taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesine istinaden verilmiş olup, sözleşmenin 6.5. maddesi ” Müşteri, Bankadan aldığı ve alacağı teminat mektupları ile Bankanın verdiği ve vereceği kontrğarantilerin tutarlarından ve doğabilecek bütün hukuki ve mali sonuçlarından, bu belgelerin iadesi veya iptali suretiyle Bankanın tam olarak ibra edilmesine veya teminat mektubu veya kontgarantilerin tamamen hükümden düşmüş olduğuna dair kesinleşmiş bir Mahkeme Kararının Bankaya tevdi edilmesine veya kabule şayan sair hukuki bir nedenle Bankanın tazmin yükümlülüğünün ortadan kaldırılmasına kadar, Bankaya karşı sorumlu ve borçlu olduğunu kabul ve beyan eder” hükmünü haizdir.
Somut olayda, Özel Batman Prenses Sağlık Hizmetleri Tic. A.Ş’nin Sosyal Güvenlik Kurumu aleyhine açtığı davada, Batman 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2008/177E-2009/738K sayılı kararıyla “davanın kabulu ile davalı kurumun davacı şirketle yaptığı sözleşmenin feshine ve teminat mektuplarının irat kaydedilmesine ilişkin işlemin iptaline, teminat mektuplarının iadesine” şeklinde karar verilmesi üzerine, kesinleşmemiş bu karar hakkında icranın geri bırakılması kararı alınmamış olması nedeniyle, davacı şirket vekili tarafından karar infaz edilmiş ve bu infaz esnasında SGK’nın nakte çevrilmesi için bankaya verdiği dava konusu 25 adet teminat mektubu bankadan alınmıştır. Davacı taraf, teminat mektuplarının kendi elinde olduğunu, sırf bu nedenle riskin sona erdiğini iddia etmekte ise de, SGK’nın bundan evvel tazmin talebinde bulunduğu da göz önüne alındığında davalı bankanın teminat mektupları nedeniyle riskinin halen devam ettiğinin kabul edilmesi gerekmektedir. Bu durumda, davacı taraf, riskinin devam etmediği gerekçesiyle, teminat mektuplarının iadesi ile ipotek ve kefaletlerin fekkini talep edemez. Bu nedenle mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 21.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.