Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2012/11559 E. 2013/10315 K. 20.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/11559
KARAR NO : 2013/10315
KARAR TARİHİ : 20.05.2013

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07/06/2012 tarih ve 2012/212-2012/361 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı …’in diğer davalı Özver Makine Mümessillik Ltd. Şti.’nin ortakları olduklarını, davalı …’in söz konusu şirketi münferit imzası ile temsil yetkisini havi müdürlük görevinden faydalanarak, davalı şirket hesabında bulunan parayı kendisinin ve sahibi olduğu davalı Hena Teks. Boya ve Apre Sanayi A.Ş.’nin hesaplarına aktardığını, şirket gelirlerinin ticari defter kayıtları dışına aktarılması nedeniyle davalı şirkete vergi matrah farkı ve vergi cezası tahakkuk ettirildiğini, 6183 sayılı Kanun’un 35. maddesi gereğince bu miktarlardan müvekkilinin de şahsen sorumlu bulunduğunu, bu olayların ortaklıktan çıkmayı istemek için haklı neden teşkil ettiklerini ileri sürerek, müvekkilinin davalı Özver Makine Mümessillik Ltd. Şti.’nden çıkmasına izin verilmesine, müvekkilinin şirketten ayrılması nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000 TL’nin avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 19.10.2009 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ederek toplam 613.144,51 TL’nin ve 30.760,80 USD’nin faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkili … ile davacı arasında ihtilaflar yaşandığını ve müvekkilinin çabası ve maddi katkıları ile ihtilafların bir nebze çözüme kavuşturulduğunu, ancak davacının 2005 yılında ortağı olduğu şirketin kasasında bulunan 70.000 EURO civarındaki çeki alarak tahsil ettiğini, bu konuda ortakları bilgilendirmediğini, söz konusu olay nedeniyle açılan davalar neticesinde müvekkilinin yetkisini kullanmasının engellendiğini, tarafların ortak olduğu şirketin kâr eden bir şirket olmadığını, davacının vergi borcundan kurtulmak için işbu davayı açtığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalı şirket müdürü …’in usulsüzlük yaparak davacının da ortağı olduğu şirkete ait parayı zimmetine ve ortağı olduğu diğer davalı şirket hesabına geçirdiği, bu durumun da şirketten çıkmaya izin için haklı sebep olduğu ileri sürülmüş olup,anılan sebeplerin, TTK’nın 543. maddesi delaletiyle limited şirketlerde de uygulanması gereken aynı Kanun’un 161. ve 162. maddeleri
uyarınca şirket müdürünün azli için haklı sebep teşkil edebilir ise de, davacının 4 ortaklı limited şirketten çıkması için haklı sebep oluşturmadığı, ayrıca davalı limited şirket hesabından usulsüz olarak başka hesaplara aktarılan parayı talep etme yetkisinin, söz konusu paranın maliki olan şirkete ait olup, davacı ortağın bu yönden aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, limited şirket ortaklığından çıkmaya izin, çıkma payının tahsili ve davalı yöneticinin şirkete vermiş olduğu zarar nedeniyle davacıya düşen % 40 payın tahsili istemine ilişkindir.
Dairemizce şirket ortaklığından çıkma için haklı sebebin gerçekleşmemiş olması nedeniyle davanın reddi gerektiği, ayrıca zararın tahsili davasında da davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle mahkemece verilen önceki karar bozulmuştur. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verildiğine göre, çıkmaya izin ve 146.637,87 TL çıkma payının tahsili davasında nispi vekalet ücreti takdiri doğru ise de, davacının 466.506,64 TL ve 30.760,80 USD şirket zararının tahsili davasında, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmaması nedeniyle dava reddedildiğine göre AAÜT’nin 7/2. maddesi gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerektiği gibi ayrıca Dairemizin bozma ilamında, davalının yatırdığı temyiz harcının kendisine iadesine karar verildiği halde, bu tutarın mahkeme masrafına eklenmek suretiyle davacıdan alınarak davalılara ödenmesine karar verilmesi de doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacı’ya iadesine, 20.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.