Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2012/11366 E. 2014/2563 K. 14.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/11366
KARAR NO : 2014/2563
KARAR TARİHİ : 14.02.2014

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 22. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 03.05.2012 tarih ve 2011/168 – 2012/86 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı banka ve borcu üstlenen … vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 14.02.2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalılardan … vekili Av. …, davalı …Ş. vekili Av. … ile davacı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili, müvekkilinin davalı bankaya devredilen …… Şubesi’ne 100.000 USD ve 255.000 DM, … Şubesi’ne ise 35.600 USD yatırdığını, banka çalışanlarının yönlendirmeleri ile hesaptaki paranın … hesabına aktarıldığını, daha sonra … hesaplarındaki paranın ödenmeyeceği konusunda söylenti çıkması üzerine müvekkilinin parasını almak için bankanın … Şubesi’ne müracaat ettiğini, ancak parasının kendisine ödenmediğini, müvekkilinin iradesinin yanıltıldığını ileri sürerek, 100.000 USD’nin ve 255.000 DM’nin vade tarihi olan 08.06.2000, 35.600 USD’nin ise 11.01.2000 tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili, … bankasından ayrı bir tüzel kişiliği bulunan müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkili bankanın davacının talebi doğrultusunda havale işlemini yerine getirdiğini, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davacının parasını yatırdığı … sahipleri ile bu hesabın Türkiye’de açıldığı ulusal banka sahipleri arasında organik bir bağ olduğunun, davalı banka çalışanlarının yönlendirmesi ile hesaptaki paranın … hesabına aktarıldığının ve gerçekte bu paranın bankadan hiç çıkmadığının ceza soruşturmalarından anlaşıldığı, bu nedenle davacıdan alınan mevduatın … bankasına aktarılmasına aracılık eden davalının sorumluluğunun bulunduğu, bu sonuca tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisi esas alınarak da varılabileceğini, diğer yandan bir güven kurumu olan bankaların objektif özen yükümlülükleri nedeniyle hafif kusurlarından dahi sorumlu oldukları, davacının alacağını … bankasından tahsil etmesinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle asıl dosya ile birleşen … 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/81 esas sayılı dosyası yönünden davanın kabulüne, 100.000 USD ile 255.000 DM’nin ve 35.600 USD’nin vade tarihine kadar akdi faizi ile bu tarihlerden itibaren ise 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, birleşen … 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2003/1364 esas sayılı dosyası yönünden ise talep atiye bırakıldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davalı banka ve borcu üstlenen … vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davalının sorumluluğunun BK’nın 41, 55 ve TTK’nın 336. maddelerinden kaynaklanmasına, davacının zararının parasını … bankasından tahsil etme olanağının kalmadığının anlaşıldığı andan itibaren doğması nedeniyle zamanaşımı süresinin bu tarihten başlayacak olmasına göre davalı …Ş. ve borcu üstlenen … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- Ancak, taraflar arasında akdi ilişki olmadığından mahkemece hüküm altına alınan miktara hesaba yatırıldığı tarihten itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi hükmü uyarınca belirlenecek yasal temerrüt faizi işletilmesi gerekirken, yazılı şekilde vade sonuna kadar akdi faiz uygulanmasına karar verilmesi doğru olmayıp, kararın bu yönden bozulması gerekirse de yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın anılan yönden düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı banka ve borcu üstlenen … vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı banka ve borcu üstlenen … vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hüküm fıkrasının 1 nolu bendinin üçüncü satırında geçen “09.12.1999 tarihinden itibaren 08.06.2000 vade tarihine kadar USD için %27 DEM için %26” ve aynı bendin dördüncü satırından itibaren başlayan “09.12.1999 tarihinden 11.01.2000 vade tarihine kadar %25 faiz işletilmek suretiyle ve bu tarihlerden itibaren de alacaklara 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca faiz işletilmesi suretiyle”ibarelerinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerlerine sırasıyla “09.12.1999 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesine göre temerrüt faizi”, “09.12.1999 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesine göre temerrüt faizi işletilmek suretiyle” ibarelerinin eklenmesine, kararın davalı banka ve borcu üstlenen … yararına DÜZELTİLEREK ONANMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 14.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.