Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2012/10847 E. 2013/10018 K. 15.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/10847
KARAR NO : 2013/10018
KARAR TARİHİ : 15.05.2013

MAHKEMESİ: … … FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … … Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk (… Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi) Mahkemesi’nce verilen 27.03.2012 tarih ve 2010/215-2012/83 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin… İnşaat ve Turizm Anonim Şirketi” unvanını 28/02/1986 tarihinde tescil ettirdiğini, ticaret unvanının ana unsuru olan … ibaresini de marka olarak tescil ettirdiğini, aynı ibareyi ticaret ünvanı olarak tescil ettiren davalıya noter aracılığıyla ihtarname gönderildiği halde kullanıma devam edildiğini, bu durumun, iki şirketin aynı olduğu, iki şirket ve markalar arasında organik, işletmesel ve ekonomik bir bağ olduğu izlenimi yaratarak iltibasa neden olduğunu ileri sürerek davalının eyleminin müvekkilinin ticaret unvanına ve marka hakkına tecavüz teşkil ettiğinin tespiti ile, tecavüz teşkil eden fiil ve hareketlerin men ve ref’ine, … ibaresinin davalının ticaret unvanından silinmesine ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın müvekkiline gönderdiği ihtarnameye cevap ile talep edilen hususların yerine getirileceğine dair taahhütname gönderildiğini, işlemlerin zaman alması nedeniyle 01/02/2011 tarihinde …ibareli unvanlarını iptal ettirdiklerini, bu nedenle davanın konusuz kaldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirket adına tescilli olan ve aynı zamanda ticaret ünvanında yer alan … ibaresinin, davalı tarafından ticaret ünvanında ve adına kayıtlı internet alan adında (…) haksız olarak kullandığı gerekçesiyle davalının bu yöndeki kullanımının davacı şirketin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, menine ve refine, davalının, ticaret ünvanında yer alan … ibaresini 01/02/2011 tarihi itibariyle ticaret sicilinden terkin ettirdiği belirlendiğinden bu yöndeki istemin konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davacı yararına, marka hakkına tecavüz nedeniyle AAÜT hükümleri uyarınca vekalet ücreti hükmedildiğine göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Ancak, mahkemece davalının ticaret ünvanındaki uyuşmazlık konusu … ibaresinin yargılama sırasında sicilden terkin ettirildiğinden bu talebin konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmiştir. Oysa karar gerekçesinde söz konusu ibarenin 556 sayılı KHK’nın 9. ve 61. maddesi uyarınca marka hakkına tecavüz oluşturduğu kabul edildiğine göre “NİDA” ibaresinin ticaret ünvanından terkini talebinde davacının hukuki yararı bulunduğu ve bu davayı açmakta haklı olduğu mahkemece de benimsendiği halde, davacının bu yöndeki talebinin konusuz kalması neticesinde, davacıya yükletilecek herhangi bir kusur olmadığı davalı haksız olarak dava açılmasına sebebiyet verdiği halde davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış kararın bu nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiş ise de, anılan bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK’nın 438/7 maddesi uyarınca mahkemece kararın düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının, reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının HÜKÜM bölümünün 1. fıkrasında yer alan “Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince maktu 1.800,00 TL vekalet ücretinin takdiri ile davacı tarafdan alınarak davalı tarafa verilmesine” ibaresinin çıkartılarak hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.