Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2012/10760 E. 2013/9420 K. 08.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/10760
KARAR NO : 2013/9420
KARAR TARİHİ : 08.05.2013

MAHKEMESİ:TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25.12.2003 tarih ve 2001/1847-2003/1767 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı … vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan ….’nin …/… Şubesi’nde vadeli hesap açtırdığını, paranın gerekirse Kıbrıs’ta bulunan şubelerinde değerlendirileceği bu nedenle yüksek faiz uygulanacağı ifade edilerek hesap cüzdanı verilmediğini, daha sonra kendisine cüzdan verildiğini, cüzdan üzerinde … Ltd. Şti. ibaresinin bulunduğunu, ancak bu şirkete parasını yatırmadığını, talep etmesine rağmen ödenmediğini ileri sürerek, 11.700 TL’nin 11.11.1999 tarihinden itibaren %86 faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında davalılar … ve …. Şti. hakkındaki davayı atiye terk etmiştir.
Davalılar, … A.Ş. vekili ve … ile … Holding vekili, davacının parasını …. Şti’ye yatırdığını, bu şirketin ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Davalı … vekili, davanın reddini istemiştir. Davalı …’ye tebligat yapılamamıştır.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm kanıtlara göre, davacının öncelikle akdi ilişki gereğince … Ltd. Şti’ye başvurmadan bu davanın açılmasının zamansız olduğu gerekçesiyle davalılar … A.Ş. (… A.Ş.-…A.Ş.) … ve …Holding A.Ş. hakkındaki davanın reddine, davalılar …. ve … hakkındaki dava atiye bırakıldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili ve katılma yolu ile de davalı … vekili temyiz etmiştir.
1-Davalı … vekili tarafından verilen temyiz dilekçesinin, temyiz defterine kaydedilmediği bu durumda usulünce yapılmış temyiz istemi bulunmadığı anlaşıldığından, davalı … vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava, davalı …Ş’nin külli halefi olduğu …. … … Şubesi’nde bulunan davacı mevduatının, davacının iradesi fesada uğratılarak … Ltd. hesabına gönderildiği iddiasına dayalı olarak açılmış alacak istemine ilişkindir.Mahkemece, davalı… Ltd. ve … hakkında açılan davanın atiye terk edilmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davalı banka, …, … Holding A.Ş. hakkındaki davanın “zamansız” olduğundan bahisle reddi cihetine gidilmiş ise de yerel mahkeme kararından sonra … 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen 29.11.2005 tarihli karar ile davalı bankanın külli halefi …’nin ve diğer davalı …’in yöneticisi olan davalı … hakkında, “offshore hesapları üzerinden banka vasıta kılınmak suretiyle dolandırıcılık” suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuş ve işbu ceza hükmü Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin 19.10.2006 gün ve 1600-16357 sayılı kararıyla onanarak kesinleşmiştir. Ceza mahkemesince verilen ve kesinleşen kararın gerekçesinde, davalı … ve …’nin diğer bir kısım yöneticilerinin, …. aracılığıyla offshore hesabı açtıran 4204 kişiyi, bankayı vasıta kılmak suretiyle dolandırdıkları ve bu suretle topladıkları paraların Balkaner Holding bünyesindeki şirketlere ucuz kredi olarak aktarıldığı, offshore bankasının paravan bir şirket olarak davalı … tarafından yakınlarına kurdurulduğu açıklanmıştır. Bir başka söyleyişle, …’nin söz konusu yöneticileri tarafından davacı ve onun durumundaki diğer off-shore hesabı açtıranların iradelerinin fesada uğratıldığı ve bu suretle off-shore hesaplarına para yatıran kişilerin haksız ve hukuka aykırı bir fiile maruz bırakıldıkları açıkça ortaya konmuştur. Bu durumda, gerek ceza mahkemesindeki belirlemeler ve gerekse de Dairemize intikal eden emsal dosyalardaki aciz vesikaları da gözetildiğinde, davacının alacağını hakkındaki dava kabul edilen … Ltd’den tahsil edemeyeceğinin anlaşılması karşısında, diğer davalılara yöneltilen davanın zamansız olarak nitelendirilemeyeceğinin kabulü ile ceza mahkemesinin mahkumiyet kararının hukuki sonuçları BK’nın 53. maddesi çerçevesinde gözetilmek suretiyle, BK’nın 41, TTK’nın 321/son ve 336/5. maddeleri uyarınca, gerek davalı …’in ve gerek davalı bankanın gerekse davalı şirketin davacının ileri sürdüğü zarardan sorumlu tutulmaları gerekip gerekmediği tartışılıp değerlendirilerek, varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmek üzere anılan davalılara yönelik yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, davalı … harçtan muaf olduğundan harç alınmasına mahal olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 08.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.