Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2012/10271 E. 2013/9104 K. 06.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/10271
KARAR NO : 2013/9104
KARAR TARİHİ : 06.05.2013

MAHKEMESİ:FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03.04.2012 tarih ve 2011/145-2012/95 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin lokantacılık alanında …’da 1964’ten yılından bu yana faaliyet gösterdiğini, … ibaresinin 14.03.1996 tarihinden itibaren marka olarak tescil edildiğini davalının … ‘ta işlettiği kebap salonunda … PİDE KEBAP SALONU” adını kullandığı ve davacı markası ile karışıklığa yol açtığını ileri sürerek davalının eylemlerinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, men ve ref’ine, tabela ve belgelerden sökülüp toplatılmasına 1000,00 TL maddi ve 1.500,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı şirket temsilcisi, çekişme konusu … isminin tescilli olduğunu bilmediklerini, … ibaresini kaldırdıklarını, ihlal kasıtlarının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı markası ve davalı kullanımında yer alan … kelimesinin davacı markasındaki kelimenin içine yazılmış olduğu şekil ve davalı kullanımındaki ilaveler nedeniyle işaretlerin aynı olmadığı, davacı markası kapsamında 29, 30 ve 32. sınıftaki mallar varken, davalının davaya konu işareti mallar için değil 43/01 sınıf ve alt gruba dahil “yiyecek içecek sağlanması” yani lokantacılık hizmetlerinde kullandığı, davacı markasının tescil kapsamı ile davalı kullanımının aynı olmadığı,… ibaresinin “Lokantacılık” hizmetleri yönünden de davacıya bağlanabilecek tescilsiz yoğun kullanım sonucu ayırtedicilik kazanmış bir işaret olmadığı, davalının dava tarihine kadar gerçekleşen ve ceza soruşturmasında tespit edilen kullanımlarının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturmadığı, aksi bir an için kabul olunsa dahi, suskun kalma suretiyle hak kaybı koşullarının oluştuğu, ayrıca davacının maddi tazminat talebinden feragat ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Davacı markası 29,30,32. sınıf emtia için tescillidir. Davalı kullanımı ise … ibaresinin lokantacılık hizmetine ilişkin bulunmaktadır. Dairemizin yerleşik kararlarında da ifade edildiği üzere, farklı sınıflarda tescilli mal ve hizmetler bakımından bağlantı bulunması ve halkın karıştırma ihtimali olması halinde, işaretler farklı tür mal ve hizmetlere ilişkin olsa dahi 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzer kabul edilirler. Somut uyuşmazlıkta da davacı markası ile davalının tescilsiz olarak lokantacılık hizmetleri için kullandığı … ibareleri benzer olup söz konusu mal ve hizmetler arasındaki yakın ilişki dikkate alındığında halk tarafından karıştırma ihtimali de bulunduğundan 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesi mevcuttur
Öte yandan bir marka tescilli olduğu sürece 556 sayılı KHK hükümleri kapsamında korunacağından, davacı markasının aynı KHK’nın 42. maddesi hükümlerine dayalı olarak jenerik hale geldiğinden bahisle hükümsüzlüğüne karar verilmediği müddetçe tecavüzlere karşı korunması gerektiğinden mahkemenin aksine düşüncelerle davanın reddine ilişkin kararı isabetli olmamıştır. Ayrıca iş bu davada, davalı kullanımının aynı KHK’nın 12. maddesi kapsamında dürüstçe bir kullanım olarak kabulü mümkün olmayacağı gibi, davalı şirket temsilcisinin beyanından anılan ibareyi iki ay kullandığı ve 2009 yılında lokantacılık faaliyetine başlandığı anlaşıldığına göre bu gerekçe ile dahi ret kararı isabetsiz olup kararın temyiz eden davacı yarınına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 06.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.