Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2011/8313 E. 2013/10513 K. 21.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/8313
KARAR NO : 2013/10513
KARAR TARİHİ : 21.05.2013

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … (Kapatılan) Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21.09.2010 tarih ve 2009/103-2010/41 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 21.05.2013 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin uzun yıllardır fotoğraf çekimleri yaptığını, İstanbul’un çeşitli semtlerinde “Time Lapse çekim tekniği” veya “Zaman atmalı çekim tekniği” ile 90.000 kare fotoğraf çekip bunun bir kısmı elenip 7.000 kareye düşürüldükten sonra bir montaj programı ile arka arkaya eklenerek bir film ortaya çıkarıldığını, 2007 yılı Aralık ayında yaptığı “İstanbul by …” isimli filminin “İstanbul 7-Şehir Hatları” sergisinde gösterildiğini, CD haline getirildiğini, söz konusu filmin çekimlerinin davalı şirkete ait HABERTURK isimli televizyon kanalında müvekkilinden izin alınmaksızın parça-parça kısmen HABERTURK TV kanalının reklam filmi içinde sistematik bir biçimde kullanılarak bir reklam filmi oluşturulduğunu ve kanalda gün içinde sürekli olarak kullanılıp yayınlandığını, müvekkilinin adının hiçbir yerde zikredilmediğini, müvekkilinin FSEK. kapsamında eserden doğan manevi hakları (umuma arz, adın belirtilmesi ve eserde değişiklik yapılmasına ilişkin) ile mali haklarına (işleme, yayma, çoğaltma, yayma, temsil, işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakları) tecavüz edildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla FSEK’nın 68. maddesi uyarınca müvekkilinin, kendisi ile sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedel itibariyle uğradığı zararın 2.000,00 TL olmak üzere bu tutarın üç katı olan 6.000,00 TL maddi tazminatın, ıslahla 30.000 TL maddi tazminatın ve 10.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının çalışmasının eser olmadığını, davacının çalışmasının sinema eseri olarak nitelendirilemeyeceğini, maddi ve manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunu savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıya ait zaman atlamalı (time-lapse) çekimlerden oluşturulan ve 2009 yılında “9. İstanbul Bienal”i Tanıtım Filmi’nde kullanılan çalışmanın, fotoğrafçının zihninde oluşturduğu kurgu
doğrultusunda çekilen, farklı mevsimler ve değişik hava koşullarında, günün farklı zamanlarında ve gün içindeki ışık değişkenliğini gösteren binlerce fotoğraf karesinden zahmetli bir çalışmaya girilerek yaratıldığı, bilgisayar ortamında montaj ile birleştirilerek, anların ardışık olarak sıralanmasıyla orjinal ve hususiyet taşıyan bir çalışma oluşturulduğu, konu seçiminin özgünlüğü, fotoğraflamaya gösterilen özen ve fotoğraflama sonrasında video görseli hazırlama aşamalarında da büyük emek harcandığı, çalışmanın 7.000 kare fotoğrafın ardışık ve akıcı bir şekilde hareketli görüntüye dönüştürülerek ve arka fonunda müzik vurgusuyla yaratılmış hususiyet taşıyan ve aynı zamanda estetik değere de sahip bir fikri ürün olduğu, FSEK’nın 4/5 maddesi anlamında “fotografik eser ve slayt” ve aynı zamanda “birbiriyle ilişkili hareketli görüntüler dizisi” olması nedeniyle de FSEK’nın 5. maddesi anlamında sinema eseri sayılacağı, Haber Türk Televizyonu’nun 06/07/2009 tarihli yayınında iki kez yer alan Haber Türk logolu motion grafik (akar görüntülü grafik düzenleme) içinde davacıya ait eserin belirli bölümlerinin 6 saniyesi parça parça bölünerek ve diğer akan görüntülerle karıştırılarak kullanıldığı, bu kullanım için eser sahibinden izin alınmadığı için eylemin 5846 sayılı Yasa’nın 22. ve 23. maddesi anlamında eser sahibinin mali haklarından olan çoğaltma ve yayma haklarını ihlal niteliğinde olduğu, davacının adı zikredilmediğinden manevi haklarının da ihlal edildiği, davacının isteyebileceği bedelin 10.000 TL olabileceği ve davacının bu bedelin en çok 3 katını talep edebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, FSEK’nın 68/1 maddesi uyarınca (10.000×3=30.000 TL) 30.000 TL telif tazminatının ve FSEK’nın 70/1.maddesi uyarınca 10.000 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve her ne kadar karar başlığında davalı şirketin Ciner Medya TV Hizmetleri A.Ş. olan unvanı Ciner Medya Yatırımları San. Tic. A.Ş. şeklinde yazılmış ise de bu hususun mahallinde her zaman giderilebilecek maddi hata niteliğinde olmasına göre, davalı …Ş. vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Yukarıda açıklanan sebeplerle karar başlığında davalı olarak Ciner Medya Yatırımları San. Tic. A.Ş.’nin gösterilmiş olması bu şirketin taraf sıfatını kazanmasını sağlamayacak olmasına ve bu durumun mahallinde her zaman giderilebilecek maddi hata niteliğinde bulunmasına göre, Ciner Medya Yatırımları San. Tic. A.Ş. vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı …Ş. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle Ciner Medya Yatırımları San. Tic. A.Ş. vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, takdir olunan 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 2.120,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 21.05.2013 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Mahkemece eser sahibi davacının eser üzerindeki 5846 sayılı Kanun’dan doğan haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle talep gibi aynı kanunun 68. maddesi uyarınca üç kat telif tazminatına hükmedilmiş ise de; Kanun’un 68. maddesinin 1. fıkrasında eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, “bu kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlası”nın hak sahiplerince istenebileceği belirtilmiş olup, aynı Kanun’un 66/3. fıkrası gereğince mahkeme, mali haklara tecavüz halinde, “tecavüzün şümulünü, kusurun olup olmadığını, varsa ağırlığını” takdir etmek durumunda bulunduğundan, dava konusu olayda talep edilebilecek “en çok üç kat fazla” tazminatın miktarını, tecavüzün şümulüne ve kusurun ağırlığına göre belirleme yetkisinin mahkeme hâkimine ait olduğu, BK’nın 43/1 maddesinin de bu yetkiyi desteklediği ve her somut olayda tartışılması ve değerlendirmesi gerektiği, mahkemenin bu hususları tartışmadan doğrudan belirlenen rayiç bedelin üç katına hükmetmesinin isabetsiz olduğu ve hükmün bozulması gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne bu nedenlerle katılmıyorum.