Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2011/6040 E. 2013/7514 K. 17.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/6040
KARAR NO : 2013/7514
KARAR TARİHİ : 17.04.2013

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen ….11.2010 tarih ve 2008/150-2010/664 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 09.04.2013 gününde başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp, hazır bulunan davacılar vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmış olup, Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkili şirketin davalı banka ile kredi ilişkisinde olduğunu, davacı şirketin yeni krediye gereksinim duyması sonrasında davalı bankanın talebi üzerine davacı …’a ait taşınmaz üzerine banka yararına ipotek konulduğunu, davalı bankanın 450.000 Euro’luk ipoteğin tesisine dayanak teşkil eden, kullandırma beyan ve taahhüdünde bulunduğu krediyi kullandırmayan davalı bankanın davacıların borçlu ve kefil olduğu 88.000 Euro bedelli bonodan dolayı müvekkilleri aleyhinde icra takibinde bulunduğunu, davalı bankanın 14.04.2004 takip tarihi itibariyle davacı şirketten 78.239,80 Euro alacağı olduğunu kabul ve ikrar ettiği halde, icra takibi sonrasında davacılardan 138.314,06 TL fazla tahsilat yaptığını ileri sürerek, 138.314,06 TL’nin 06.04.2005 ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, icra takip sürecinde davacıların hiçbir itirazda bulunmadığını, taşınmaz satış bedelinin kesinleşen sıra cetveli uyarınca alacaklılara ödendiğini, cetvelde borçluya para kalmadığı gibi bir çok alacaklının da alacağını alamadığını, davacı kredi borçlusunun borcunu ödememesi üzerine hesabın kat edildiğini, müvekkili bankanın rehinli ve sair alacağını kesinleşen sıra cetveli uyarınca tahsil ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin 07…2007 tarihli bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonunda, taraflar arasındaki ticari ilişkinin ihracat kredi sözleşmelerinden ibaret olduğu ve başkaca hukuki ilişkinin bulunmadığı, davalı tarafça yapılan icra takibinin bu kredi sözleşmelerine dayalı olduğu ve davalının Euro cinsi alacağını ödeme öncesinde Türk Lirasına çevirmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile 138.314,07 TL’nin 06.04.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
…-Ancak, mahkemece verilen ilk kararda davacı lehine 81.540,39 TL’ye hükmedilmiş, davacı ise alacaklı olduğu miktarın, cezaevi harcı ve feragat harcının da mahsubu ile 93.821,46 TL olması gerektiğini bildirerek kararı temyiz etmiştir. Davacının temyizdeki bu beyanı ile bağlı olması nedeniyle mahkemece talep aşılarak, 138.314,07 TL’ye hükmedilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE (…) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, ….04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.