Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2011/13135 E. 2012/19777 K. 03.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2011/13135
KARAR NO : 2012/19777
KARAR TARİHİ : 03.12.2012

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06.07.2011 tarih ve 2011/401-2011/667 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 09.03.2009 tarihli ve 3417 sayılı Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarrufların Değerlendirilmesine Dair Kanun uyarınca davalı Banka nezdinde tasarrufu teşvik hesabı açıldığını, bilahare yayımlanan 4853 sayılı Kanun gereğince açılan hesaplardaki paraların asıllarıyla birlikte belli bir ödeme takvimi çerçevesinde hak sahiplerine ödenmesinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin davalı bankadan tasfiye gereği tasarruf teşvik hesabındaki anapara ve nemasını talep ettiğinde kendisine, yatırılan primlere göre anaparanın çok az gözüktüğü dolayısıyla herhangi bir tasfiye alacağı olmadığının bildirildiğini, yapılan araştırmada çalıştığı işyerinin tasarrufu teşvik primlerini süresinde davalı bankaya yatırdığını ancak bankanın yatırılan paraları hesap sahiplerinin hesaplarına geçirmediğinin ortaya çıktığını, bilgisayar kayıtlarının yenilenmesi sırasında kayıtların kaybolduğunun ifade edildiğini iddia ederek, ödenmeyen tasarruf teşvik alacağı ve nema alacağından 1.200.00 TL’nin faiz, masraf ve ücreti vekaletle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili bankanın tasarrufu teşvik kesintileri bakımından tek görevinin aracılık olup bu yönden bir sorumluluğu olmadığından davada asıl sorumlu olan SGK ve işveren aleyhine davanın ikame edilmesi gerektiğini savunarak husumet itirazında bulunmuş, esas bakımından da davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı doğrultusunda, davalı T.C. Ziraat Bankası husumet itirazında bulunmuş ise de, işveren tarafından bankaya yatırılan paraların bankanın sorumluluğunda olduğu gerekçesiyle, davanın ıslah olunan değer üzerinden kabulü ile 275,16 TL anapara, 2.400,00 TL nema alacağının davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, karar verilmiştir.
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, alınmadığı anlaşılan 159,00 TL temyiz ilam ile 21,15 temyiz başvuru harcının davalıdan alınmasına, 03.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.