Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2023/830 E. 2023/4149 K. 17.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/830
KARAR NO : 2023/4149
KARAR TARİHİ : 17.05.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/1999 E., 2021/1710 K.
SUÇLAR : Kamu kurum ve kuruluşları, vb. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 23.11.2021 tarihli ve 2018/1999 Esas, 2021/1710 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçu yönünden İlk Derece Mahkemesince verilen 8 yıl hapis ve 60.000,00 TL adli para cezasına ilişkin hükmün kaldırılıp sanık hakkında 5 yıl hapis ve 20.000,00 TL adli para hapis cezasına hükmedildiği, ilk derece mahkemesince 5 yılın üzerinde verilen hapis cezaları, bölge adliye mahkemesince düzeltilmek suretiyle 5 yılın altına indirilse dahi temyiz edilebilir olduğundan, sanığın nitelikli dolandırıcılık suçu yönünden temyiz isteminin reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 20.12.2021 tarihli ve 2018/1999 Esas, 2021/1710 Karar sayılı ek kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Resmi belgede sahtecilik suçu yönünden, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesi tarafından verilen 20.12.2021 tarihli ve 2018/1999 Esas, 2021/1710 Karar sayılı ek kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 296 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin ek kararı temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 296 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 … maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı,
İlk Derece Mahkemesince nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 … maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 … maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı,
Yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Aksaray 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.02.2018 tarihli ve 2017/175 Esas, 2018/55 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında
a.Resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 204 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 3 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
b.Nitelikli dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 158 … maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 8 yıl hapis ve 60.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
Karar verilmiştir.
2. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 23.11.2021 tarihli ve 2018/1999 Esas, 2021/1710 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında
a.Resmi belgede sahtecilik suçundan İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanığın istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 … maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine,
b.Nitelikli dolandırıcılık suçundan İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanığın istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 … maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280 … maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan 5237 sayılı Kanun’un 158 … maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 5 yıl hapis ve 20.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına
Karar verilmiştir.
3.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 20.12.2021 tarihli ve 2018/1999 Esas, 2021/1710 Karar sayılı ek kararı ile sanığın temyiz başvurusu hakkında, 5271 sayılı Kanun’un 296 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği “temyiz isteminin kabule değer sayılmamasından dolayı reddine” karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanığın asıl karara ilişkin temyiz isteği, hükümleri temyiz etme iradesine ilişkindir.
B. Sanığın ek karara ilişkin temyiz isteği, pişman olduğuna, zararı gideremediğine, cezanın alt sınırdan verilmesi talebine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Sanığın, alacaklısı kendisi, borçlusu katılan olan 09.10.2015 keşide, 15.10.2015 vade tarihli, 240.000 GBP bedelli sahte bono düzenleyerek, katılan aleyhine Aksaray 1. İcra Müdürlüğünün 2016/2241 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, katılanın icra takibine dayanak bonodaki imzanın kendisine ait olmadığını belirterek Aksaray İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/146 Esas sayılı dosyasıyla imzaya itiraz davası açtığı, anılan dava dosyasında alınan Adli Tıp Kurumunun 28.12.2016 tarih ve 7548 sayılı raporu ile, senetteki borçlu imzaları ile katılan …’ın mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediğinin rapor edildiği, sanığın bu suretle sahte bono düzenleyip katılan aleyhine icra takibi başlatıp haksız menfaat temin ettiği iddia edilmiştir.
2. Sanık; kağıt toplayıcılığı yaptığını, suça konu senedi kağıt toplarken çöpten bulduğunu, senedin alt kısmında yalnızca 2 adet imza olduğunu, ayrıca senedin yanında föy içerisinde katılan …’a ait kimlik fotokopisi ve banka hesap dökümleri olduğunu, senetteki diğer kısımları tanımadığı bir kişiye doldurtup katılan aleyhine icra takibi başlattığını, başlattığı takip ile 10.000,00 TL civarı para tahsil ettiğini, katılanı tanımadığını beyanla atılı suçu ikrar etmiştir.
3. Katılan, Londra’da restoran işletmeciliği yaptığını, sanığı tanımadığını, hiçbir ticari ilişkisinin de olmadığını, sahte bono ile yapılan icra takibi ile 10.000,00 TL parasının tahsil edildiğini, ayrıca bankadaki paraları ile taşınmazlarına da haciz konulduğunu beyan etmiştir.
4. Sanığın avukatı aracılığıyla, katılan aleyhine Aksaray 1. İcra Müdürlüğünün 2016/2241 Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu icra takibi başlattığı, takip dayanağının suça konu 09.10.2015 tanzim ve 15.10.2015 vade tarihli 240.000 GBP bedelli bono olduğu, 980.592,00 TL asıl alacak, 45.134,10 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam alacak miktarının 1.025.726,10 TL olduğu, ödeme emrinin borçlu olan katılana 05.04.2016 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı vekiline(sanığın icra dosyasındaki avukatına) 02.05.2016 tarihli reddiyat makbuzuyla 2.945,24 TL, 05.05.2016 tarihli reddiyat makbuzuyla da 4.603,69 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
5. Mahkemesince suça konu bono duruşmaya getirtilerek incelenmiş ve özelliklerinin duruşma tutanağına geçirildiği belirlenmiştir.
6. Mahkemece, sanığın katılanın İngiltere ülkesinde bulunduğunu bildiği, zira bononun sterlin üzerinden doldurulmasının bu anlama geldiği, sanığın sahteliği Adli Tıp Kurumu ile sabit olan sahte bonoya istinaden katılan aleyhine icra takibi başlattığı ve takip neticesinde tahsilat yaptığı, bononun 6102 sayılı … Ticaret Kanunu’ndaki hususları ihtiva etmesi ve kambiyo senedi olması sebebiyle resmi belge hükmünde olduğu, dolayısıyla resmi belgede sahtecilik suçunun sübuta erdiği, öte yandan sanığın sahte olarak hazırladığı bonoyu kamu kurumu olan icra müdürlüğünü aracı kılarak takibe koyması sebebiyle eyleminin nitelikli dolandırıcılık suçuna vücut verdiği gerekçesiyle sanık hakkında mahkûmiyet hükümleri kurulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
1. Resmi belgede sahtecilik suçu yönünden; İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.
2. Nitelikli dolandırıdılık suçu yönünden; İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği ancak, sanığın eylemini düzenleyen 5237 sayılı Kanun’un 158 … maddesinin birinci fıkrasının (d) bendindeki suçun üst sınırının suç tarihi itibarıyla 7 yıl olduğu halde sanık hakkında 8 yıl cezaya hükmedilerek fazla ceza tayin edildiği, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 3 ve 61 … maddeleri dikkate alınarak makul ve eylemin ağırlığı ile orantılı olarak dolandırıcılık eyleminden temel cezanın belirlenmesi gerekirken teşdiden fazla ceza tayin olunması nedeniyle istinaf başvurusunun kabul edildiği, duruşmalı yapılan inceleme neticesinde, İlk Derece Mahkemesinin mahkûmiyet hükmü kaldırılarak yeniden mahkûmiyet hükmü kurulduğu belirlenmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Resmi belgede Sahtecilik Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde yer verilen; “İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları”nın temyiz incelemesine tabi olmadığına ilişkin düzenleme ile 5271 sayılı Kanun’un 286 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen suçlar ve 296 ncı maddesinin birinci fıkrasının ilgili bölümünde yer alan; “… temyiz edilemeyecek bir hüküm temyiz edilmiş [ise] …, hükmü temyiz olunan bölge adliye veya ilk derece mahkemesi bir karar ile temyiz istemini reddeder.” şeklindeki hüküm birlikte değerlendirildiğinde sanığın temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

B. Nitelikli Dolandırıcılık Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1. Karar başlığında şikayet dilekçesi tarihi olan “12.05.2016” olarak hatalı gösterilen suç tarihinin, sanığın suça konu bonoya istinaden icra takibi başlattığı tarih olan “23.03.2016” olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
2. Sanık hakkında kurulan hükümde, delillerin ve olguların açıklandığı ve ilişkilendirildiği, buna ilişkin gerekçenin hukuka uygun olduğu anlaşılmış, bu kapsamda Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde kurulan hükme yönelik temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
A. Resmi belgede Sahtecilik Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünün (A) bendinde açıklanan nedenle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 20.12.2021 tarihli ve 2018/1999 Esas, 2021/1710 Karar sayılı ek kararında hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 296 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİ İLE EK KARARIN ONANMASINA,

B. Nitelikli Dolandırıcılık Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 23.11.2021 tarihli ve 2018/1999 Esas, 2021/1710 Karar sayılı kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Aksaray 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

17.05.2023 tarihinde karar verildi.