YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/44
KARAR NO : 2023/1172
KARAR TARİHİ : 01.03.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … 16.Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.03.2014 tarihli ve 2012/406 Esas, 2014/65 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında bilişim sistemlerinin banka veya kredi kurumlarının … olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun)158 inci maddesin birinci fıkrasının (f) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ve dördüncü fıkraları ile 53 üncü maddesi uyarınca 4 yıl 2 ay hapis ve 150.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına; resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 204 üncü maddesin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. … 16.Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.03.2014 tarihli ve 2012/406 Esas, 2014/65 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 24.10.2019 tarihli ve 2017/8231 Esas, 2019/10591 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının … olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerinin onanmasına karar verilmiştir.
3. Onama üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26.01.2020 tarihli ve KD – 2019/134145 sayılı itirazı ile, Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 05.03.2020 tarihli ve 2020/646 Esas, 2020/3369 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının … olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerinin eksik incelemeden bozulmasına karar verilmiştir.
4…. 16.Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.09.2022 tarihli ve 2020/233 Esas, 2022/325 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında bilişim sistemlerinin banka veya kredi kurumlarının … olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları ile 53 üncü maddesi uyarınca 4 yıl 2 ay hapis ve 150.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına; resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği; müvekkilinin suç kastının bulunmadığına, çeki veren kişi olan … adlı şahsın yeterince araştırılmayarak dinlenilmemiş olmasına, kovuşturma aşamasında alınan bilirkişi raporunun tebliğ edilmemiş olduğundan savunma hakkının kısıtlanmış olduğuna, esas yönünden yapılan beyanlar dinlenmeden karar verildiğine, sanık ile katılan … arasında kesinleşmiş ceza mahkumiyeti bulunduğundan husumet bulunduğuna, verilen cezalardan dolayı sanığın mağdur olduğuna ve suçların sübut bulmadığına ilişkindir.
Sanığın temyiz isteği; bozma ilamının gereği yerine getirilmeden (… adlı şahsın yeterince araştırılmamış olmasına ve çekin üzerindeki keşideci imzasının sahte olup olmadığı yönünde) karar verilmiş olduğuna, kusuru ve kastının bulunmadığına, hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmamış olmasına, ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın, suç tarihinde külliyen sahte olduğu anlaşılan suça konu … Bank … Şubesine ait ay ve gün yerleri yanlış yazılan 01.30.2011 keşide tarihli, 115.000,00 TL bedelli … Kozmetik San.ve Tic. Ltd. Şti. yetkilisi tarafından keşide edilmiş gözüken çeki 90.000,00 TL karşılığında teminat amaçlı senet ile birlikte katılana verdiği, katılan tarafından çekilen kredi karşılığında çekin şikayetçi T…. bankasına verildiği, verilen çek karşılığında kredi kullanıldığı, çekin ödeme günü geldiğinde çekin sahte olduğu anlaşılmaktadır.
2. Sanık aşamalarda alınan savunmalarında, suçlamaları inkar ederek, emlakçılık yaptığını, çay bahçesi yapmak amacıyla vakıflardan bir yer kiraladığını, … isimli şahsın birlikte kiralamayı teklif ettiği, bunun karşılığında iki adet çek verdiğini, daha sonra tek başına işletmek istediğini söyleyerek suça konu çeki el yazısı ile yazıp imzalayarak verdiğini, kendisinin de bu çeki katılan …’e cirolayarak verdiğini, çekin sahte olduğunu bilmediğini, dolandırıcılık kastıyla hareket etmediğini ve çek bedelini ödediği şeklinde savunmada bulunduğu anlaşılmıştır.
3. Katılan … aşamalarda alınan beyanlarında özetle, personel taşımacılığı işi yaptığını, sanığın kardeşinin yanında çalışması nedeniyle tanıdığını, olay tarihinde sanığın suça konu çekle kredi kullanabileceğini söyleyerek 90.000,00 TL’ye bozdurduğunu, bankanın kredi teminatı olarak kabul etmesi üzerine sanığa 90.000,00 TL ödeme yaptıklarını, bu çek karşılığında kredi çektiğini, ancak çekin ödeme zamanı gelince çekin sahte olduğunun anlaşıldığı ve sanıktan şikayetçi olduğunu beyan etmiş ve Mahkemece 08.03.2013 tarihinde hakkında katılma kararı verildiği tespit edilmiştir.
4. Suça konu çekte keşideci şirket olarak gözüken … Kozmetik San. Tic. Ltd. Şti. yetkilileri … ve … kovuşturma aşamasında şikayetçi sıfatıyla dinlenilmiş, şirket yetkilileri çekte şirket adına atılan imzaların kendilerine ait olmadığı, çekin şirket bilgileri kullanılarak tamamen sahte olarak üretildiğini, çekte lehdar olarak gösterilen … sanığın savunmasında bahsi geçen … isimli kişiyi tanımadıkları şeklinde beyanda bulundukları tespit edilmiştir.
5. Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 05.03.2020 tarihli ve 2020/646 Esas, 2020/3369 Karar sayılı bozma kararı ile “….. 10.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/379 Esas sayılı dosyasının getiritilip incelenerek, önemli belgelerin onaylı suretlerinin delil olarak dosya içerisine alınması, sanık müdafisinin ek temyiz dilekçesinde bulunduğu belirtilen meçhul … (Tc kimlik no:18133871732) isimli kişinin tanık sıfatıyla ifadesinin alınarak, bilhassa tanığa sanığı tanıyıp tanımadığı, suça konu çeki sanığa verip vermediği ve suça konu çek hakkında bilgisi olup olmadığı hususlarının sorulmasından sonra, yazı ve imza örneklerinin alınması, daha sonra suça konu çekin sahteliği ve çekte yer alan el yazılarının ve imzaların kime ait olduğuna ilişkin herhangi bir inceleme yapılmadığı da dikkate alınarak, sanığın ve keşideci şirket yetkililerinin karşılaştırmaya esas olabilecek imza ve el yazısı örnekleri de temin edilip, belge asıllarıyla birlikte gönderilmek suretiyle, uzman bilirkişi veya kurulundan aldırılacak raporla, suça konu çekin ön ve arka yüzündeki el yazılarının ve imzaların kime ait olduklarının ve çekin ne şekilde sahte olduğunun kesin olarak belirlenmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması” gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece, Hukuki Süreç başlığı altında (3) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verildiği, mahkemece bozma sonrası,
a. … 10.Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/379 Esas sayılı dosyasının getirtildiği, incelenmesinde, şikayetçilerin … ve …, sanığın ise … olduğu, dosyanın 20/12/2016 tarihinde karara çıktığı ve yargılama sonucunda sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının 29/03/2017 tarihinde kesinleştiğinin tespitine yer verildiği,
b. Sanığın savunmasında bahsi geçen …’ın tanık sıfatıyla çıkarılan davetiyenin adreste tanınmadığından tebliğ edilemediği, yapılan adres araştırmasında, adreste tanınmadığının ve açık adresinin tespit edilemediğinin, ilgili nüfus müdürlüğünün vermiş olduğu cevapta güncel adresinin bulunmadığının bildirildiği, 09.09.2021 tarihli duruşmada verilen ara karar ile de tüm araştırmalara rağmen adresi bulunmadığından dinlenilmesinden vazgeçildiği,
c. … Bölge Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 19.04.2022 tarihli bilirkişi raporuna göre; suça konu çekin külliyen sahte olduğu, yapılan sahteciliğin ilk nazarda ve kolaylıkla fark edilemeyecek nitelikte olduğu ve çekin aldatma niteliğinin bulunduğu, çekin ön yüzündeki el yazıları ile arka yüzündeki 1. ciranta hanesindeki el yazıları ve atılı imzanın …’e, 2. ciranta hanesindeki el yazıları ile imzanın …’e ait olduğu, çekin ön yüzündeki keşide imzasının ise …, …, … ve …’na ait olmadığı tespit edilmiştir.
6. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada; Mahkemece sanığın suçtan kurtulmaya yönelik soyut savunmaları, katılan ve şikeyetçi beyanları, tanık anlatımları, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek; bilişim sistemlerinin banka veya kredi kurumlarının … olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkûmiyetine dair temyiz incelemesine konu işbu karar verilmiştir.
III. GEREKÇE
A. Gerekçeli karar başlığında suç tarihi her ne kadar “31.01.2011” şeklinde yazılmış ise de; dosya kapsamında, suça konu çekin sanık … tarafından katılan …’e hangi tarihte verdiğinin anlaşılamaması karşısında, suç tarihinin en aleyhe kabul ile T…. Bankası çek tevdii bordrosuna göre suça konu çekin bankaya verildiği “17.12.2010” tarihi olarak kabul edildiğinden, bu yanlışlığın mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
B. Sanık Hakkında Bilişim Sistemlerinin Banka veya Kredi Kurumlarının … Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1. Sanığın, suç tarihinde tümden sahte olduğu anlaşılan suça konu … Bank … Şubesine ait ay ve gün yerleri yanlış yazılan 01.30.2011 keşide tarih 115.000.TL bedelli … Kozmetik San.ve Tic.Ltd.Şt. yetkilisi tarafından keşide edilmiş gözüken çeki 90.000.TL karşılığında teminat amaçlı senet ile birlikte katılana verdiği, katılan tarafından çekilen kredi karşılığında çekin şikayetçi T…. bankasına verildiği, verilen çek karşılığında kredi kullanıldığı, çekin ödeme günü geldiğinde çekin sahte olduğunun anlaşıldığı olayda; oluşa ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın savunmasında suça konu çeki aldığını beyan ettiği … adlı şahsın herhangi bir cirosunun bulunmadığı, sanığın ilk ciranta konumunda olduğu, sanığın çeki aldığını iddia ettiği şahıs ile aralarındaki ticari ilişkiyi ispatlayamadığı, tüm araştırmalara rağmen … adlı şahsa ulaşılamadığı, çekin ön yüzündeki el yazılarının sanığın eli ürünü olduğunun uzmanlık raporu ile tespit edilmiş olması, sanığın 22.09.2022 tarihli karar duruşmasında esas hakkında beyanının alındığı anlaşılmakla; suç kastının bulunmadığına, eksik incelemeye, suçların sübut bulmadığına, savunma hakkının kısıtlandığına ilişkin sanık ile müdafinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
2. Mahkemece, verilen ceza miktarı itibarı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmamasında bir isabetsizlik bulunmadığı belirlenmekle, sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmamasına ilişkin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
3. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık ile müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
C. Sanık Hakkında Resmi Belgede Sahtecilik Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1. Sanığın yargılama konusu eylemi için, 5237 sayılı Kanun’un 204 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin öngörüldüğü, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21.06.2011 tarihli ve 2011/6-94 Esas, 2011/133 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, mahkûmiyete ilişkin hükmün Özel Daire tarafından onandığı tarih ile bu karara yönelik Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının Yargıtay Ceza Genel Kurulunca kabul edildiği tarih arasında geçen sürenin dava zamanaşımının hesaplanmasında göz önünde bulundurulmamasının gerekeceği, itirazın kabul edilerek bozma kararı verilmesi üzerine dosyanın derdest hale gelmesi nedeniyle yargılamaya devam edildiğinde ise Özel Daire tarafından itirazın kabulü tarihinden itibaren geçerli olmak üzere süre işlemeye devam edeceğinden zamanaşımının buna göre hesaplanması gerektiği nazara alındığında; sanık hakkında 17.12.2010 tarihli eylemine ilişkin 04.03.2014 tarihli mahkûmiyet hükmünün “onanmasına” dair Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 24.10.2019 tarihli ve 2017/8231 Esas, 2019/10591 Karar sayılı ilamının karar tarihi olan 24.10.2019 tarihinden, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26.01.2020 tarihli ve KD – 2019/134145 sayılı itirazı üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 05.03.2020 tarihli ve 2020/646 Esas, 2020/3369 Karar sayılı sanık hakkındaki mahkûmiyet hükmünün bozulmasına karar verildiği 05.03.2020 tarihe kadar dava zamanaşımının durduğu anlaşılmıştır.
2. 5237 sayılı Kanun’un 67 nci maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi uyarınca zamanaşımı süresini kesen son işlemin 04.03.2014 tarihli mahkûmiyet kararı olduğu ve durma süresi de dikkate alındığında, bu tarihten hüküm tarihine kadar, 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir.
IV. KARAR
A. Sanık Hakkında Bilişim Sistemlerinin Banka veya Kredi Kurumlarının … Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünde (B) nolu bentte açıklanan nedenlerle, … 16.Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.09.2022 tarihli ve 2020/233 Esas, 2022/325 Karar sayılı kararında sanık ile müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık ile müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
B. Sanık Hakkında Resmi Belgede Sahtecilik Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünde (C) nolu bentte açıklanan nedenlerle, … 16.Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.09.2022 tarihli ve 2020/233 Esas, 2022/325 Karar sayılı kararına yönelik sanık ile müdafiinin temyiz isteği bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen olağan zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
01.03.2023 tarihinde karar verildi.