Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2023/235 E. 2023/4333 K. 24.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/235
KARAR NO : 2023/4333
KARAR TARİHİ : 24.05.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle dolandırıcılık
HÜKÜMLER : Beraat

Sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 01.11.2011 tarihli ve 2010/316 Esas, 2011/232 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararları verilmiştir.
2. İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 01.11.2011 tarihli ve 2010/316 Esas, 2011/232 Karar sayılı kararının katılan vekili ve vasisi tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 09.02.2016 tarihli ve 2013/24267 Esas, 2016/1337 Karar sayılı kararı ile İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/426 Esas nolu dosyası ile İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/439 Esas nolu dosyaları getirtilip incelendikten sonra sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.12.2017 tarihli ve 2016/101 Esas, 2017/367 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Cumhuriyet savcısının temyiz isteği; katılanın alkol düşkünlüğü olduğunu bilen sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek katılanın alkol bağımlılığı dolayısıyla algılama zayıflığından faydalanmak suretiyle üzerlerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri sabit olduğu halde beraat kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.
2. Katılan vekilinin temyiz isteği; sanıkların katılanın alkol bağımlılığından faydalanarak fikir ve eylem birliği içerisinde, kasıtlı bir şekilde isnat edilen eylemi gerçekleştirip yarar elde ettiklerine, beraat kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Katılan ile arkadaş olup alkol bağımlılığını bilen sanık …, emlakçı olan sanık … ile hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen temyiz dışı sanık …’un ile birlikte hareket ederek katılanın alkol bağımlısı olmasından istifade edip evini sanık … tarafından satışa çıkarılan ev ile değiştirmesi için kandırdıkları, düzenledikleri çift taraflı akit anlaşması ile karşılığında hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen …’un yaptığı 2 dairenin verileceğini söyleyip katılanın dairesini …’a satmasını sağladıkları, ancak katılana bir bodrum katın 1/2 sini verip üzerine de 28.000,00 TL’lik ipotek koydurdukları ve 43.000,00 TL’lik senet imzalatıp borçlandırdıkları iddiasıyla kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle dolandırıcılık suçundan cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açıldığı anlaşılmıştır.

2. Katılan anlatımlarında; olay tarihinde bir evi bulunduğunu, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık …’ı sanık …’in getirdiğini, Ataşehir’de bulunan iki daireyi göstererek üstüne 20.000,00 TL verecek olursa evinin bu daireler ile takas edilebileceğinin söylendiğini, evi karşılığında iki daire verileceğine inandığı için bu konuda sözleşme düzenleyip imzaladıklarını, sanıklardan …’ın emlakçılık yaptığını, işi bilen biri olarak sözleşmeyi düzenlediğini ve şahit olarak imzaladığını, bu sözleşme çerçevesinde kendisine 43.000,00 TL’lik senet imzalatıldığını, dairesinin tapusunu Nurullah’a devrettiğini, Nurullah’ın da sadece bir dairenin yarısını kendisine temlik ettiğini ve onun üzerine de 28.000,00 TL’lik ipotek konulduğunu beyan etmiştir.
3. Sanık … sorgusunda; katılanın evini başka bir evle takas etmek istediğini söyleyerek kendisinden yardım istediğini, diğer sanıklar … ve … ile görüşmesini önerdiğini, kendi aralarında anlaştıklarını, olayla başka bir ilgisinin bulunmadığını beyan etmiştir.
4. Sanık … sorgusunda; yıllardır aynı semtte emlakçılık yaptığını, ofisinde tarafların sözleşme ve para alışverişi yaptıklarını, ancak meblağı bilmediğini, bir sakınca görmediği için de sözleşmeyi tanık olarak imzaladığını, suç işlemediğini beyan etmiştir.
5. Hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen temyiz dışı sanık … sorgusunda; müteahhitlik yaptığını, sanık …’un kendisine …’nun bir dairesinin bulunduğunu, bunu satıp daha küçük daire almak istediğini söylediğini, bu takas işlemi sırasında daireler arasındaki fiyat farkı nedeniyle …’nun kendisine 20.000,00 TL borçlandığını, bankaların katılanın kredi talebinin reddetmesi üzerine bankaların o tarihlerde yaptığı kredilendirmeyi aynen yaparak 35.000,00 TL borcu için 43.000,00 TL’lik senet aldığını, senedin ödemesi bitene kadar satışı önlemek için de daireye satış miktarı kadar ipotek koyduklarını, anlaşmanın sağlandığı gün sanık …’ın ofisinde müştekiye 15.000,00 TL para verip masraf yaptığını, asıl mağdur olanın kendisi olduğunu beyan etmiştir.
6. “Çift taraflı akit anlaşması” başlıklı adi yazılı sözleşmenin incelenmesinde; katılan adına olan Şişli’ de bulunan daire ile Ataşehir, Küçükbakkalköy, …sayılı taşınmaz üzerinde 2. bodrum katta bulunan iki dairenin karşılıklı el değiştireceği, 2. bodrum kattaki dairelerin tapusunun 1. bodrum kattaki daireyle müşterek olması nedeniyle katılana 1/2 hisse şeklinde satış verileceği, bu trampa yapılırken …’a verilecek olan 35.000,00 TL kredi talebi banka tarafından ret olunduğundan … tarafından 43 ay kredilendirilerek her ay 1.000,00 TL’nin katılan tarafından ödeneceği, kredi ödemesi bittiğinde …’un hiçbir hak talep etmeden ipoteği fesh edeceği şeklindeki olup sözleşmenin altında “trampa yapan” sıfatı ile … ve katılan …’nun isim ve imzalarının, şahit sıfatı ile de sanıklar … ve …’un isim ve imzalarının bulunduğu anlaşılmıştır.

7. İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.12.2012 tarihli ve 2009/426 Esas, 2012/541 Karar sayılı kararı ile davacı … vasisi tarafından … aleyhinde açılan tapu iptali ve tescil davası sonunda; davacı tarafın sahip olduğu Şişli ilçesindeki dairenin tapuda davalıya verildiği, bu dairenin bedelinin 80.000,00 TL olduğu, İstanbul ili, Ataşehir ilçesi, Küçükbakkalköy Mahallesi 15 pafta, 1589 parsel sayılı 511 m2 arsa vasıflı taşınmazın 88/1022 hissesi kat irtifaklı 1. bodrum 1 nolu bağımsız bölümün değerinin 90.000,00 TL olduğu, davacıya 1/2 hisse verildiği, bu 1/2 hisseye karşılık 43.000,00 TL borçlandırıldığı, ayrıca ipotek belgesi düzenlenerek 28.000,00 TL ipotek tesis edildiği, davalı … 2. bodrum kattaki dairelerin 1. bodrum kattaki 1 nolu bağımsız bölüme bağlı ortak tapu olduğunu iddia etmiş ise de bu iddiasını ispatlayamadığı gibi 2. bodrum kata yapılan dairelerin mevcut onaylı projeye göre kaçak yapı olduğu, katılanın Şişli’deki evine karşılık Ataşehir’deki binadan resmi olarak kendisine hiç pay verilmediği anlaşıldığından davanın kabulüne karar verildiği, bu kararın temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 12.11.2013 tarihli ve 2013/10654 Esas, 15596 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği görülmüştür.
8. İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.03.2015 tarihli ve 2009/439 Esas, 2015/105 Karar sayılı ilâmı incelendiğinde, davacı … vekili tarafından … aleyhine açılan olumsuz tespit davasının duruşması sonunda, davacının borçlu olarak imzasının bulunduğu 43.000,00 TL bedelli bono nedeniyle davalıya borçlu bulunmadığının tespitine karar verildiği, görevli mahkemenin Tüketici mahkemesi olduğuna dair bozma üzerine İstanbul 6. Tüketici Mahkemesinin 04.11.2021 tarihli ve 2019/251 Esas, 2021/1352 Karar sayılı kararı ile menfi tespit davasının kabulüne karar verildiği ve kararın Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 02.03.2022 tarihli ve 2022/1001 Esas, 2022/1733 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır.
9. Mahkemece, sanıkların bir daireye karşılık iki daire takasının ivaz karşılığında yapılmasını öngören adi yazılı sözleşmeyi tanık sıfatı ile imzalamış olmalarının dışında suça iştirak ettiklerine ve haksız çıkar sağladıklarına dair soyut iddia haricinde kanıt bulunmadığı gerekçesiyle beraatlerine karar verildiği görülmüştür.

IV. GEREKÇE
1. İddia, savunma, ilgili dava dosyaları, cevabi müzekkereler, tapu kayıtlatı ve tüm dosya kapsamına göre sanıklara yüklenen suçun sübut bulmadığını kabul eden Mahkemenin takdirinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, Cumhuriyet savcısı ile katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.12.2017 tarihli ve 2016/101 Esas, 2017/367 Karar sayılı kararında Cumhuriyet savcısı ile katılan vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden Cumhuriyet savcısı ve katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

24.05.2023 tarihinde karar verildi.