Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2023/227 E. 2023/938 K. 23.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/227
KARAR NO : 2023/938
KARAR TARİHİ : 23.02.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2022/3519 E., 2022/2760 K.
SUÇ : Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta, kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurumlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi
TEMYİZ EDENLER : Sanık ve müdafii
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz başvurusunun esastan reddi ile hükmün onanması

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Antalya 10. Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.06.2022 tarihli ve 2022/370 Esas ve 2022/367 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta, kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurumlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (l) bendi, 52, 53 ve 58 inci maddeleri uyarınca 6 yıl hapis ve 1.000.000,00 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
2. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin, 17.10.2022 tarihli ve 2022/3519 Esas, 2022/2760 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık müdafiinin temyiz isteği; yüklenen suçun unsurlarının oluşmadığına, suçun nitelendirilmesinde hataya düşüldüğüne, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine,
2. Sanığın temyiz isteği; dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine gerektiğine, tekerrür hükümlerinin uygulanmasında hataya düşüldüğüne,
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Sanık hakkında kendisini askeri personel olarak tanıtıp katılanın güvenini kazanarak katılana ait aracı vekaletname ile sattığı hâlde satış neticesinde elde ettiği parayı katılana ödemediği iddiasıyla “kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta, kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurumlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık” suçunu işlediği iddiasıyla kamu davası açılmıştır.
2. Sanık özetle, şoförlük yaptığını, kendisini askeri personel olarak tanıtmadığını, katılana ait aracı 482.000,00 TL’ye sattığını ancak hesabına yatan parayı bankanın 3 gün sonrasına randevu vermesi nedeniyle aynı gün bankadan çekip katılana veremediğini, sonrasında 385.000 TL’yi katılanın hesabına havale ettiğini ancak katılanın şikâyetçi olması nedeniyle bakiye tutarı katılana gönderemediğini, suç işleme kastının bulunmadığını, kolluk tarafından yakalandığında yapılan üst aramasında ele geçen ve üzerinde “Pd.Astsb.Kd.BşÇvş …” ibaresi bulunan deri cüzdanının kendisine hediye geldiğini ve uzun yıllardır kullandığını beyan etmiştir.
3. Katılan özetle, kendisini askeri personel olarak tanıtarak güvenini kazanan sanığı, adına kayıtlı aracın satışı için vekil tayin ettiğini, sanığın aracı sattığı hâlde 2 gün boyunca aracın satılmadığını söyleyerek kendisini oyaladığını, aracın satışının gerçekleştiğini öğrenmesi üzerine sanığın kendisine kızdığını ve telefon numarasını engellediğini, internet üzerinden ulaştığı sanığa şikayetçi olacağını söylemesi üzerine sanığın kendisine toplamda 364.700 TL ödeme yaptığını, sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rızasının bulunmadığını beyan etmiştir.
4. Tanık D.G.K.A., 06.01.2022 tarihinde dairesini kiralayan sanığın, kendisini askeri personel olarak tanıtıp askeri kimlik kartı gösterdiğini beyan etmiştir.
5. Dosya kapsamına göre; katılanın 20.05.2022 tarihli vekaletname ile adına kayıtlı aracın satışı için sanığı vekil tayin ettiği, sanığın 23.05.2022 tarihli araç satış sözleşmesi ile katılan adına kayıtlı aracı 482.000 TL’ye sattığı, katılanın 24.05.2022 tarihinde şikayetçi olması üzerine 25.05.2022 tarihinde yakalanan sanığın yapılan üst aramasında üzerinde “Pd.Astsb.Kd.BşÇvş …” ibaresi bulunan deri cüzdanının ele geçtiği anlaşılmıştır.
6. İlk derece mahkemesince, sanığın kendisini askeri personel olarak tanıtmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediği kabul edilerek mahkûmiyet hükmü kurulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
1. Dosya kapsamına göre, suç tarihinde şoför olarak çalışan ve kendisini askeri personel olarak tanıtarak katılanın güvenini kazanan sanığın katılandan araç satışı için vekaletname alıp katılan adına kayıtlı aracı satarak haksız menfaat elde ettiği, sübutu kabul edilen suçun uzlaşmaya tabi suçlardan olmadığı, mükerrir olan sanık hakkında tekerrüre esas alınan mahkûmiyet ilamında 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesinin altıncı ve yedinci fıkralarının uygulandığı anlaşıldığından, sanık ve müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş, sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımın doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin, 17.10.2022 tarihli ve 2022/3519 Esas, 2022/2760 Karar sayılı kararında sanık ve müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Antalya 10. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

23.02.2023 tarihinde karar verildi.