Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2023/1727 E. 2023/4170 K. 17.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1727
KARAR NO : 2023/4170
KARAR TARİHİ : 17.05.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka,sigorta,kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurumlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi kararı

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 … maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 … maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
Sanık müdafinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Kadirli Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.10.2022 tarihli ve 2022/3 Esas ve 2022/114 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta, kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurumlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun 158 … maddesinin birinci fıkrasının (l) bendi, son fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 52, 53 ve 58 … maddeleri uyarınca 9 yıl hapis ve 450.000,00 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
2. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin, 31.01.2023 tarihli ve 2022/3084 Esas, 2023/202 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusunun incelenmesinde hükmün;”…Sanığın UYAP kayıtlarına yansıyan eylemlerinin sanığın geçimini suçtan elde ettiği kazançla sağlamaya alışmış kişi olduğunu göstermekte yetersiz olması, dosyada bu hususa dair başkaca belge bulunmaması karşısında, sanığın 5237 Sayılı TCK’nın 6/1-i maddesi gereğince suçu meslek edinen kişi olarak kabulü ile sanık hakkında 5237 Sayılı TCK’nın 58/9. 58/6. maddeleri gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimi ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanması yasaya aykırı ise de, belirtilen yasaya aykırılıkların 5271 Sayılı CMK’nın 303/1-a ve 280/1-a maddesi gereğince duruşma yapılmaksızın giderilebileceği anlaşılmakla; Hükmün 9. Bendinin tamamının hükümden çıkarılması suretiyle hükmün düzeltilmesine, yukarıda düzeltilen husus dışında ilk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu anlaşıldığından, yukarıda belirtilen düzeltmeler ışığında 5271 Sayılı Kanun’un 280/1-a-c maddesi gereğince hükmün düzeltilerek esastan reddine…” karar verilmiştir.
3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 18.04.2023 tarihli ve onama görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık müdafiinin temyiz isteği; duruşma ve infaz durdurma talepli olarak, dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığına, bilirkişi raporlarına dayanak ses kaydının hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğuna, sanık hakkında kesinleşmemiş soruşturma dosyalarının hükme esas alınmasının masumiyet karinesini ihlal ettiğine, tutuklukta geçirdiği süre göz önüne alınarak tahliye kararı verilmesi gerektiğine, ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Sanığın, katılana kendisini BDDK çalışanı olarak tanıttığı, babasının borcu nedeniyle bankaya ödediği paranın iadesini sağlayabileceği vaadinde bulunarak farklı tarihlerde dosya masrafı, dosyanın işleme konulma masrafı, avukatın ifadesini değiştirme masrafı adı altında toplam 120.350,00 TL haksız menfaat elde ettiği iddiasıyla “kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta, kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurumlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık” suçundan kamu davası açılmıştır.
2. Sanık aşamalarda, üzerine atılı suçlamayı kabul etmeyerek, katılanı babasının daha önceden çalıştığı iş yerinden arkadaşı olması sebebiyle tanıdığını, üniversiteden mezun olduktan sonra Ankara’da kalabilmek için ailesine BDDK müfettişliğini kazandığı şeklinde yalan söylediğini, ailesinin yanına gittiğinde katılanın bankaya ödediği paranın iadesi konusunda kendisinden yardım istediğini, ailesinin yanında konuşamadığından sonradan BDDK’da çalışmadığını söylediğini, ısrarı üzerine bu işi halletmek için memurların 50,60 bin civarında bir para istediğini söyleyince hesabına yaklaşık 60.000,00 TL civarında bir para gönderdiğini, daha sonradan bu işi halledemeyeceğini anlayınca gönderilen paranın bir kısmını banka büyük kısmını da elden katılana iade ettiğini, dolandırıcılık kastının bulunmadığını beyan etmiştir.
3. Katılan özetle, babasının vefatından sonra bankaya yüklü miktarda borcu çıktığını, bu nedenle 250.000,00.TL para ödemek zorunda kaldığını, açılan davanın da kaybedildiğini, tuttuğu avukatın kendisine bu işi BDDK’nın çözebileceğini söylemesi üzerine sanığın babası … Uraz ile daha önceden aynı iş yerinden çalıştığından tanıdığını, babası vasıtasıyla sanık ile irtibata geçtiğini, kendisini BDDK müfettişi olarak tanıtan sanığın farklı tarihlerde dosya masrafı, dosyanın işleme konulma masrafı, avukatın ifadesini değiştirme masrafı adı altında 121.400,00 TL para gönderdiğini, sonradan yaptığı araştırmada sanığın BDDK’da çalışmadığını öğrendiğini, gönderdiği paraları istemesi rağmen sanığın yalnızca tanık … …’ın hesabına 15.000,00 TL para gönderdiğini, sanıktan şikayetçi olup, kısmi ödemeye muvafakatinin bulunmadığını beyan etmiştir.
4. Kolluk tutanakları, banka dekont ve hesap hareketleri, mesaj dökümleri, tanıklar …, …, …, …, , … ve …’nin anlatımları dosya arasında mevcut olup, bilhassa tanık anlatımlarından ve dosyaya celbedilen soruşturma dosyalarından, sanığın benzer eylemleri nedeniyle tanıklar …, … ve … arasında dolandırıcılık suçundan başlatılan soruşturma dosyalarının olduğu tespit edilmiştir.
5. İlk derece mahkemesince, sanığın kendisini BDDK çalışanı olarak tanıtmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediği ve 5237 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (i) bendine göre, kısmen de olsa geçimini suçtan elde ettiği kazançla sağlamaya alışmış kişi olduğu, bu nedenle suçu meslek edinen kişi olduğu anlaşıldığından, 5237 sayılı Kanun’un 58 … maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilerek mahkûmiyet hükmü kurulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, sanığın UYAP kayıtlarına yansıyan eylemlerinin sanığın geçimini suçtan elde ettiği kazançla sağlamaya alışmış kişi olduğunu göstermekte yetersiz olması, dosyada bu hususa dair başkaca belge bulunmaması karşısında, sanığın 5237 Sayılı Kanun’un 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi gereğince suçu meslek edinen kişi olarak kabulü ile sanık hakkında 5237 Sayılı Kanun’un 58 … maddesinin altıncı ve dokuzuncu fıkraları gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimi ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanması yasaya aykırı ise de, belirtilen yasaya aykırılıkların 5271 Sayılı Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 280 … maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince duruşma yapılmaksızın giderilebileceği anlaşılmakla; hükmün 9. bendinin tamamının hükümden çıkarılması suretiyle düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
1. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin, 31.01.2023 tarihli ve 2022/3084 Esas, 2023/202 Karar sayılı kararında, katılan beyanları, tanık anlatımları, banka ve whatsapp konuşma kayıtları, alınan bilirkişi raporu, sanık savunması ve tüm dosya kapsamından sanığın kendisini kamu görevlisi olarak tanıtıp katılandan farklı tarihlerde haksız menfaat elde ederek nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği sabit olmakla, mahkemesince alt sınırdan uzaklaşılarak verilen mahkûmiyet hükmünde bir isabetsizlik görülmemesi nedeniyle hukuka aykırılık bulunmamıştır. .
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımın doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin, 31.01.2023 tarihli ve 2022/3084 Esas, 2023/202 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Kadirli Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

17.05.2023 tarihinde karar verildi.