Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2023/1132 E. 2023/3601 K. 04.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1132
KARAR NO : 2023/3601
KARAR TARİHİ : 04.05.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta, kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurumlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkûmiyet

İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 … maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 … maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.11.2022 tarihli ve 2022/247 Esas, 2022/477 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta, kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurumlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 158 … maddesinin birinci fıkrasının (l) bendi, 52 ve 53 üncü maddeleri uyarınca 8 yıl hapis ve 750.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin, 02.02.2023 tarihli ve 2023/171 Esas, 2023/256 Karar sayılı kararı ile dosya üzerinden yapılan incelemede, sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık ve müdafiinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 … maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık ve müdafiinin temyiz istemi, eksik inceleme ile karar verildiğine, katılanın tam teşhis yapamadığına, bilirkişi raporunda da kesin kanaat bildirilmediğinden sanığın cezalandırılmasını gerektirir somut delilin olmadığına, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Açık kimlik bilgileri tespit edilemediğinden evrakı tefrik edilen faili meçhul şüphelilerin katılanı ev telefonundan aradığı, erkek şahsın kendisini Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Amirliğinden komiser … Sert olarak tanıttıktan sonra katılana kişisel bilgilerinin ev telefonuna bağlı internet aracılığıyla sızdırıldığını, kimlik bilgilerinin Fetö Terör Örgütü tarafından kullanıldığını, bu kapsamda adına para çekilerek terör örgütüne aktarıldığını, savcı bey tarafından dosya açılacağını, paranın Pensilvanya’ya kadar ulaştığını, çok yüksek cezalar alabileceğini, bankada ne kadar para varsa savcı beyin emri ile çekileceğini, şimdilik telefonun açık bırakılması gerektiğini söyledikleri, katılanın bu durumu kabul etmemesi üzerine, altı ay içerisinde hangi kurum ya da kuruşlarda işlem yaptığını sordukları, katılan tapu aracılığıyla ev satışı yaptığını söylediğinde kimlik bilgilerinin tapu ve banka aracılığıyla elde edildiğini, devletin polisine güvenmesi gerektiğini söylediği, katılanın kişisel bilgilerinin koruması gerekenin devlet olduğunu ifade etmesi üzerine şahsın kızarak “ne diyorsak onu yapacaksın, üçüncü bir kişiye sakın haber verme, oğluna olaydan bahsetme, aksi durumda onun hakkında da terör suçundan dosya açılır, telefonu kapatma seni arayan kişileri tespit edeceğiz, savcının karar vermesi nedeniyle bankada bulunan para çekilecek, artık sizin paranız değil, Merkez Bankası tarafından seri numaraları alındı, operasyon tamamlandıktan sonra size iade edilecek, siz bize güvenin, bir olacağız, iri olacağız, vatanımıza milletimize güveneceğiz, paranız hangi bankada” diye sorduğu, katılan söyleyince de bu şubenin telefonunu katılana verdiği, katılanın aynı gün banka şubesini arayarak para çekmek istediğini bildirdiği, bankadan paranın 28.10.2020 tarihine hazır olacağının öğrenilmesi üzerine görüşmelerin 28.10.2020 tarihine kadar aralıklarla devam ettiği, katılanın bu tarihte 316.000 TL parayı çekerek ikametine geldiği, telefondaki şahsa parayı çektiğini haber verince “sizin evinizin karşısında bir görevlimiz bekliyor, parayı eldiven giyip poşete koyun ve teslim edin” şeklinde söylediğinden katılanın poşet içerisinde bulunan 316.000 TL parayı ikametinin karşısındaki parkta bekleyen sanığa teslim ettiği, sanığın 02.02.2021 tarihinde otobüste yakalandığı ve üzerinden benzer şekilde icra edilen dolandırıcılık suçunun mağduru olan H.A’ya ait ziynet eşyalarının ele geçirildiği, kamera görüntülerine göre parayı teslim alan kişinin sanık olduğunun tespit edildiği, ayrıca katılanın sanığı teşhis ettiği, bu suretle sanığın kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta, kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurumlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediği iddiasıyla kamu davası açılmıştır.
2. Sanık; katılanı tanımadığını, teşhisi kabul etmediğini, görüntülerdeki kişinin kendisi olmadığını, olay tarihinde nerede olduğunu hatırlamadığını beyanla suçlamayı kabul etmemiştir.
3. Katılan; bankadan parayı çektikten sonra poşete koyup parka gittiğini resminden ve duruşmada bizzat teşhis ettiği sanığa verdiğini, zararının giderilmediğini beyan etmiştir.
4. Bilirkişi raporuna göre; olay yerinde parayı alan veya CD de görüntüleri bulunan kişi veya kişilerin sanık olup olmadığı yönünde yapılan inceleme sonucu, şahsın tıbbi maske takması, güvenlik kameralarının eşkal incelemesi için yeterli nitelikte fotoğraf verecek teknik özelliklere sahip olmaması nedenleriyle sanığın yüz ve vücut mukayeselerinin kesin bir kanaat oluşturmadığı, bu nedenle olay görüntülerinde tespit edilen şahıs için muhtemel tanımlama şeklinde olduğu kanaati bildirilmiş, ancak KGYS görüntü izleme, inceleme, araştırma ve tespit tutanağına göre katılanın şikayeti sonrası parayı alan kişinin sanık olabileceği değerlendirildiğinden katılanın sanığı resminden ve canlı olarak, duruşma esnasında da bizzat teşhis ettiği anlaşılmıştır.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi tarafından kabul edilen olay ve olgularda bir isabetsizlik bulunmadığı ancak; 5237 sayılı Kanun’un 158 … maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde sayılan hallerde, adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün miktarının suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde belirlenmesi gerektiği ve somut olayda sanığın elde ettiği haksız menfaat miktarının 316.000 TL kabul edilmesine göre temel gün para cezasının asgari bu miktarın iki katından az olmayacak şekilde 31.600 gün olarak belirlenmesi gerekirken 25.000 gün olarak eksik tayini aleyhe istinaf başvurusu bulunmadığından eleştirilerek istinaf başvurularının esastan reddine karar vermiştir.

IV. GEREKÇE
İlk Derece Mahkemesince, 25000 gün olarak belirlenen adli para cezası gün sayısının bir gün karşılığının 5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesi uyarınca, 30,00 TL olarak belirlendiği ve bu miktarla çarpılması sonucu elde edilen miktarın 316.000,00 olan haksız menfaatin iki katından az olmadığı anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesinin adli para cezası miktarının 31600 gün olması gerekir iken 25000 gün olarak eksik belirlenmesi şeklindeki eleştirisi yerinde görülmemiş; sanığa iftira atmasını gerektirir husumeti bulunmayan katılanın sanığı tereddütsüz teşhis etmesi ve KGYS görüntü izleme, inceleme, araştırma ve tespit tutanağına göre kararda bir isabetsizlik görülmediğinden sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin, 02.02.2023 tarihli ve 2023/171 Esas, 2023/256 Karar sayılı kararında sanık ve müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA, hükmolunan ceza miktarı ve tutuklulukta geçirilen süre dikkate alınarak sanık müdafiinin tahliye talebinin REDDİNE,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesine gönderilmek üzere gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

04.05.2023 tarihinde karar verildi.