YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/1007
KARAR NO : 2023/4208
KARAR TARİHİ : 22.05.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bakırköy 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.09.2014 tarihli ve 2014/145 Esas, 2014/495 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan, 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 155 … maddesinin ikinci fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları, 51 … maddesinin birinci, üçüncü, altıncı ve yedinci fıkraları uyarınca uyarınca 1 yıl 15 gün hapis ve 5.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının ertelenmesine karar verilmiştir.
2. Bakırköy 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.09.2014 tarihli ve 2014/145 Esas, 2014/495 Karar sayılı kararının katılan vekili ve sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 27.11.2019 tarihli ve 2017/34251 Esas, 2019/13149 Karar sayılı kararı ile “Sanığa yüklenen ve 5237 sayılı TCK’nın 155/2. maddesinde düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle, 24/10/2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemleri yapılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. Bakırköy 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 04.03.2020 tarihli ve 2020/13 Esas, 2020/156 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 155 … maddesinin ikinci fıkrası, 43 ve 62 nci maddelerinin birinci fıkraları, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 51 … maddesinin birinci, üçüncü, altıncı ve yedinci fıkraları uyarınca uyarınca 1 yıl 15 gün hapis ve 5.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, cezasının ertelenmesine karar verilmiştir.
4. Bakırköy 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 04.03.2020 tarihli ve 2020/13 Esas, 2020/156 Karar sayılı kararının Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 30.11.2021 tarihli ve 2021/26838 Esas, 2021/11229 Karar sayılı kararı ile “1) Sanığın, katılanın büyük hissedarı olduğu … Tekstil Ltd. Şti. isimli firmanın küçük ortağı ve aynı zamanda çalışanı olduğu ve şirketin tahsilat ile ödeme işlerini yaptığı, 01.01.2011, 07.05.2011 ve 16.11.2011 tarihlerinde Bedaş’a, 01.07.2011 tarihinde vergi dairesine ve yine 01.07.2011 tarihinde SGK’ya ödeme yapmış gibi banka dekontu ve ödeme belgeleri düzenlediği, bu belgeleri iş yerinde bulunan ilgili dosyaların içerisine koyduğu, kurumlarla yapılan yazışmalara göre sanığın dosyasına koyduğu ödeme belgesi ve dekontların ilgili kuruluşlar tarafından düzenlenmediği ve dekontlarda yazılı miktarların gerçekte ödenmediğinin belirlendiği, bu şekilde sanığın zincirleme şekilde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu kamu davasında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmaksızın belirlenebilmesi amacıyla, sanığın, kendisinin hissedarı ve katılanın hakim ortağı olduğu şirkette hizmet ilişkisi çerçevesinde çalışıp çalışmadığı ile şirkette ilgilendiği işlerin ortaklar arasındaki iş bölümüne dayalı olup olmadığının tespit edilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile mahkumiyet hükmü kurulması,
2) Kabul ve uygulamaya göre de;
a) 5237 sayılı TCK’nin 51. maddesinin 3. fıkrası “Cezası ertelenen hükümlü hakkında, 1 yıldan az 3 yıldan fazla olmamak üzere bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı mahkum olunan ceza süresinden az olamaz” şeklinde olup somut olayda, sanık hakkında mahkum olunan hapis cezasının süresinin 1 yıl 15 gün olmasına karşılık denetim süresinin 1 yıl olarak belirlenmesi suretiyle hapis cezasından az olacak şekilde denetim süresi belirlenmesi,
b) 5237 sayılı TCK’nin 51. maddesinde sadece hapis cezalarının ertelenebileceğinin, adli para cezalarının ertelenemeyeceğinin belirtilmesi karşısında, Mahkemece TCK’nin 51. maddesine aykırı olarak sanık hakkında verilen adli para cezasının ertelenmesine karar verilmesi,
c) Sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinde uygulanacak olan 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesinde, 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6545 sayılı Kanun’un 81. maddesiyle yapılan değişiklik gözetilmeden, ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine karar verilmesi,
d) Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin, “01.01.2011, 07.05.2011, 01.07.2011, 16.11.2011” şeklinde yazılması yerine sadece “16.11.2011” tarihinin yazılması,” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
5. Bakırköy 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.10.2022 tarihli ve 2022/28 Esas, 2022/701 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında güveni kötüye kullanma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 155 … maddesinin birinci fıkrası, 43 ve 62 nci maddelerinin birinci fıkraları, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 51 … maddesinin birinci, üçüncü ve altıncı fıkraları uyarınca uyarınca 7 ay 15 gün hapis ve 100,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının ertelenmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği; hükmün usul ve yasaya aykırı olduğuna, sanığın atılı suçu işlediğine ilişkin her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığına, şüpheden yararlanması gerektiğine, delillerin takdirinde hata edildiğine, re’sen gözetilecek nedenlere ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Mahkemece; sanığın, katılanın büyük hissedarı olduğu … Tekstil Ltd. Şti.nin küçük ortağı ve aynı zamanda çalışanı olduğu, şirketin tahsilat ile ödeme işlerini yaptığı, 01.01.2011, 07.05.2011 ve 16.11.2011 tarihlerinde BEDAŞ’a, 01.07.2011 tarihinde vergi dairesine ve yine 01.07.2011 tarihinde SGK’ya ödeme yapmış gibi banka dekontu ve ödeme belgeleri düzenlediği, bu belgeleri iş yerinde bulunan ilgili dosyaların içerisine koyduğu, kurumlarla yapılan yazışmalara göre sanığın dosyasına koyduğu ödeme belgesi ve dekontların ilgili kuruluşlar tarafından düzenlenmediğinin ve dekontlarda yazılı miktarların gerçekte ödenmediğinin belirlendiği, bu şekilde sanığın zincirleme şekilde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği, her ne kadar katılan, sanığın aynı zamanda bu şirkette hizmet ilişkisine dayalı olarak çalıştığını beyan etmiş ise de, bozmadan önce dinlenen tanık beyanları, sanık savunması, sanığın bu şirkette aynı zamanda ortak olması, sanık ile katılanın akrabalık ilişkileri ve bu firmanın ayrı bir muhasebecisinin de bulunmadığı nazara alındığında, sanığın bu kapsamdaki savunmasının lehine olarak değerlendirilmesinin gerektiği ve dolayısıyla katılan ile aralarında hizmet ilişkisine dayalı bir ilişkinin bulunmadığı, sanığın şirkette ilgilendiği işlerin ortaklar arasındaki iş bölümüne dayalı olduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla eylemi 5237 sayılı Kanun’un 155 … maddesinin birinci fıkrası kapsamında kaldığından bu suçtan cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2.Sanığın üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği belirlenmiştir.
3.Kolluk güçlerince tanzim olunan tutanaklar, imza incelemesine ilişkin bilirkişi raporu, kurumların cevabi yazıları, katılan tarafça sunulan banka dekontu ve ödeme belgesi örnekleri, katılanın ve tanıklar M.S.E., E.Ö., H.S., D.D., M.K., Ş.T., M.T., H.T., D.K.nin beyanları, sanığın adlî sicil kaydı dava dosyasında mevcuttur.
4.Uzlaştırma prosedürünün tatbik edildiği ancak uzlaşmanın sağlanamadığı anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanık müdafiinin diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanığa isnat edilen ve üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren “Güveni kötüye kullanma” suçundan dolayı kurulan hükümden önce 16.03.2021 tarih ve 31425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin, 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2121/4 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’a 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31 … maddesiyle eklenen geçici 5 … maddesinin (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, basit yargılama usulü yönünden Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olması karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Bakırköy 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.10.2022 tarihli ve 2022/28 Esas, 2022/701 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 … maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
22.05.2023 tarihinde karar verildi.