Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2022/7810 E. 2023/7946 K. 06.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/7810
KARAR NO : 2023/7946
KARAR TARİHİ : 06.11.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2019/3 E., 2019/501 K.
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: Düzeltilerek Onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 17.01.2013 tarihli ve 2013/889 sayılı iddianamesiyle sanık hakkında dolandırıcılık suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 157 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması talebiyle Bakırköy Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açılmıştır.
2. Bakırköy 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 29.05.2014 tarihli ve 2013/52 Esas, 2014/356 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında dolandırıcılık suçundan 5237 sayılı Kanun’un 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci ve 52 nci maddesi ve 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca hapisten çevrili 6.000,00 TL ve doğrudan 80,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
3. Anılan kararın sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 05.12.2017 tarihli ve 2017/24870 Esas, 2017/25801 Karar sayılı kararı ile sanığın eyleminin suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (L) bendine temas edip etmediğinin değerlendirilmesi için üst dereceli Mahkemeye görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
4. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.09.2019 tarihli ve 2019/3 Esas, 2019/501 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında dolandırıcılık suçundan 5237 sayılı Kanun’un 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci ve 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları ile 53 üncü maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 16.660,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir .

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyizi; atılı suçu işlemediğine ve lehine karar verilmesi istemine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Suç tarihi olan 08.12.2011 tarihinde katılanı cep telefonundan arayan meçhul kişinin, katılana ait hesapların suçlu kişiler tarafından kullanıldığını söyleyip bu kişilere operasyon yapılacağı konusunda katılanı ikna ederek belirttiği hesap numaralarına para gönderilmesini istediği, katılanın sanığın hesabına 2.000,00 TL ve 18.000,00 TL parayı iki parça halinde aradan zaman geçmeksizin havale ettiği, bilahare dolandırıldığını anlayan katılanın şikâyetçi olduğu anlaşılmıştır.
2.Bankanın cevabi yazısına göre; havale edilen bu paranın bizzat sanık tarafından sürücü belgesi ve nüfus cüzdanı fotokopileri verilerek çekildiği belirlenmiştir.
3. Sanık tanımadığı bir müşterisine ait paranın hesabına yattığını savunmuştur.
4. Mahkemece uzlaşmanın sağlanamaması üzerine sanığın eylemi sabit görülerek mahkûmiyet hükmü kurulmuştur.

IV. GEREKÇE
1. Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 04.10.2018 tarihli ve 2015/8-656 Esas, 2018/404 Karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere; 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 81 inci maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca adli para cezalarının ödenmemesi halinde kamuya yararlı bir işte çalışma tedbirine de karar verilebileceği gözetilerek, sanık hakkında kurulan hükümde infaz yetkisini de kısıtlar şekilde adli para cezasının ödenmemesi halinde hapse çevrileceğinin ihtar edilmiş olması infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı görüldüğünden bozma nedeni yapılmamıştır.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir. Ancak,
3. Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen yukarıda “hukuki süreç” başlığı altında belirtilen bozma ilamından önce sanık hakkında ” hapisten çevrili 6.000, 00 TL ve doğrudan 80,00 TL adli para cezasına” hükmolunması, bozma sonrasında ise sanık hakkında “1 yıl 8 ay hapis ve 16.660,00 TL adli para cezasına” hükmedilmesi ve lehe olan ilk hükme yönelik aleyhe temyiz bulunmaması karşısında; bozma sonrası hükümde sanığın ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının saklı tutulmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi dışında hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (3) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.09.2019 tarihli ve 2019/3 Esas, 2019/501 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, hüküm fıkrasına “bozma öncesi aleyhe temyiz bulunmadığı gözetilerek, 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca sonuç ceza miktarı açısından sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınması suretiyle 6.000, 00 TL ve 80,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.11.2023 tarihinde karar verildi.