Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2022/5398 E. 2023/237 K. 23.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/5398
KARAR NO : 2023/237
KARAR TARİHİ : 23.01.2023

B O Z M A Ü Z E R İ N E

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2020/324 E., 2021/286 K.
ŞİKÂYETÇİ : Necmettin Sever
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul Anadolu 34. Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.09.2014 tarihli ve 2013/535 Esas, 2014/449 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü, 62 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. İstanbul Anadolu 34. Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.09.2014 tarihli ve 2013/535 Esas, 2014/449 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 22.06.2020 tarihli ve 2018/101 Esas, 2020/3347 Karar sayılı kararı ile sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmeyerek, suça konu bonoların Mahkeme tarafından huzurda incelenerek unsurları ve aldatma yeteneği yönünden değerlendirilmesinin gerektiğinden, somut olayda 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanma koşullarının oluşmadığından, suça konu bonoların akıbeti hakkında karar verilmediğinden ve 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğundan bahisle bozulmasına karar verilmiştir.
3. Bozma üzerine İstanbul Anadolu 34. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.03.2021 tarihli ve 2020/324 Esas, 2021/286 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi, delillerin takdirinde hataya düşülerek sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanık tarafından, kardeşi Mirzebek Güven’in borcuna karşılık kefil sıfatıyla imzalanarak şikâyetçi Necmettin Sever’e verilen ve keşidecisi Mirzebek Güven olan 2 adet bonodaki keşideci imzalarının Mirzebek Güven’e ait olmadığı; sanığın, bu şekilde önceden doldurulan ve kardeşi yerine sahte olarak imzaladığı bonoları kefil sıfatıyla kendi adına da imzaladıktan sonra, aynı tarihte şikâyetçiye vermek suretiyle resmi belge sahtecilik suçunu işlediği iddia ve kabul olunmuştur.
2. Sanık soruşturma aşamasında alınan beyanlarında; suça konu bonolarda yer alan Mirzebek Güven adına atılı keşideci imzalarını şikâyetçinin zorlaması üzerine kendisinin attığını kabul etmekle birlikte; kovuşturma aşamasında, bonolarda yalnızca adına atılı imzaların kendisine ait olduğunu, başkası adına imza atmadığını beyan ederek suçlamayı kabul etmemiş ve çelişkili beyanlarda bulunmuştur.
3. Şikâyetçi Necmettin Sever aşamalarda alınan beyanlarında istikrarlı olarak; sanığın suça konu bonoları yazılı ve imzalı olarak getirdiğini, yalnızca talebi üzerine huzurunda kefil sıfatıyla imzaladığını beyan etmiştir.
4. Soruşturma ve kovuşturma aşamasında beyanlarına başvurulan sanığın kardeşleri Mirzebek Güven ve … de, keşideci imzalarının şikâyetçinin zorlaması üzerine sanık tarafından atıldığını bildirmişlerdir. Dosya kapsamında, şikâyetçinin suça konu bonolarda Mirzebek Güven yerine sahte imza atması için sanığı zorladığı yönünde bir delil elde edilememiştir.
5. Suça konu bono asılları Adli Emanetin 2011/12126 sırasında muhafaza edilmekte olup, Mahkeme tarafından 18.03.2021 tarihli celsede huzurda incelenmiş, yasal unsurlarının tam olduğu ve aldatma kabiliyetlerinin bulunduğu tespit edilmiştir.
6. İstanbul Anadolu 34. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.03.2021 tarihli ve 2020/324 Esas, 2021/286 Karar sayılı kararı ile suça konu belgeler, Yargıtay bozma ilamı, bilirkişi raporu, şikâyetçinin anlatımları, sanığın savunması dikkate alınarak yapılan inceleme sonucunda; bonolardaki Mirzebek Güven adına atılı imzaların sanığın eli ürünü olduğu, sahtecilik eyleminin sanık tarafından gerçekleştirildiği kanaatine varıldığı gerekçesiyle, sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan mahkûmiyetine karar verilmiş, suçun işlenmesindeki özellikler, aynı tarihte düzenlenen bono sayısı, suç kastının yoğunluğu dikkate alınarak temel ceza alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.
2. Sanık hakkında kurulan hükümde Adli Emanetin 2011/12126 sırasında kayıtlı bonoların dosyada delil olarak saklanmasına karar verilirken, 5237 sayılı Kanun’un eşya müsaderesine ilişkin 54 üncü maddesinin uygulama maddesi olarak gösterilmesi dışında bir hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (2) numaralı bentte açıklanan nedenle İstanbul Anadolu 34. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.03.2021 tarihli ve 2020/324 Esas, 2021/286 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasında yer alan “İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2011/12126 (Ümraniye Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2011/3126) Suç Eşyası Esas Defter No’sunda kayıtlı senetlerin 5237 sayılı TCK’nın 54. maddesi uyarınca dosyada delil olarak saklanmasına” ilişkin bölümden, “5237 sayılı TCK’nın 54. maddesi uyarınca” ibaresinin çıkartılması suretiyle diğer yönleri usûl ve yasaya uygun bulunan hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

23.01.2023 tarihinde karar verildi.