Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2022/5348 E. 2023/4144 K. 17.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/5348
KARAR NO : 2023/4144
KARAR TARİHİ : 17.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanığın hükmün açıklandığı tarihte cezaevinde hükümlü veya tutuklu olarak bulunması halinde, mahkemece hüküm tefhim edilirken hüküm fıkrasına “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 263 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince cezaevinde bulunan sanığın tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürüne beyanda bulunmak suretiyle veya bu hususta dilekçe vererek kanun yoluna başvurabileceğinin” de yazılması ve bu hususun da tefhim edilmesi gerektiği halde, bu hususun hüküm fıkrasına yazılmadığı anlaşılmakla, sanığın öğrenme üzerine verdiği 21.09.2021 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenmiştir.

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Çaycuma 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.11.2014 tarihli ve 2011/370 Esas, 2014/444 Karar sayılı kararıyla sanık hakkında dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 10 ay hapis ve 2.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5237 sayılı Kanun’un 51 … maddesi uyarınca hapis cezasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 51 … maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 1 yıl denetim süresi belirlenmesine, karar verilmiştir.
2. Çaycuma 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.11.2014 tarihli ve 2011/370 Esas, 2014/444 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay(Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 25.11.2014 tarihli ve 2011/370 Esas, 2014/444 Karar sayılı ilamıyla; “Sanığa yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra ve 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemleri yapılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması..” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

3. Çaycuma 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 31.10.2018 tarihli ve 2018/415 Esas, 2018/556 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında dolandırıcılık suçundan 5237 sayılı Kanun’un 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 10 ay hapis ve 2.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5237 sayılı Kanun’un 51 … maddesi uyarınca hapis cezasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 51 … maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 1 yıl denetim süresi belirlenmesine, karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği; delil yetersizliğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkûmiyet kararı kesinleşen sanık …’nun … arkadaşı olan mağdur …’a teyze oğlunun ahır inşaatı sırasında temel kazarken küp bulduğunu, kendisine bir tane numune verdiğini, aynı biçimde 2487 tane Osmanlı lirası daha olduğunu, 20.000 TL karşılığında satabileceğini söyleyediği, …’un da ağabeyi olan mağdur …’a konu hakkında bilgi verdiği, … ve …’ın kendilerinde para olmadığı için …’ndan borç aldıkları, bu esnada …’in arkadaşı olan sanık … ile bağlantı kurarak İstanbul ili Yenibosna semtinde buluştuğu ve planladığı dolandırıcılık hikayesini anlattığı, kendisinden … olarak yardım istediği ve alıcı şahıslara teyzesinin oğlu olarak tanıtacağını söylediği, sanık …’in bu teklifi kabul ettiği, tarafların Zonguldak ili Çaycuma ilçesinde teslimatı gerçekleştirmek üzere anlaştıkları, 19.06.2011 tarihinde 01.00 sıralarında … ‘nun, …, …, …, …, … ve … ile Çaycuma İlçe Terminali’nde buluştukları, … ve …’un kendilerinde 20.000 TL olmadığını, 10.000TL olduğunu söylemeleri üzerine …’in 10.000TL’ye altınları vermeyi kabul ettiği, …’in sözde teyzesinin oğlu olan sanık …’i aradığı, daha sonra birlikte sözde altınların bulunduğu binaya gittikleri, sanık …’in …’a Adli Emanetin 2011/161 sırasında kayıtlı Osmanlı Lirası’nı verdiği, …’un da …’e 5.000 TL ve 3.000 USD verdiği, …’in ortamın karanlık olmasından faydalanarak binaya girmediği ve aracıyla bekleyen sanık …’in yanına gittiği ve olay yerinden ayrıldıkları iddia edilmiştir.
2. Sanık …, … ile birlikte Çaycuma’ya gelmek üzere İstanbul’dan yola çıktıklarını, …’in kendisine …’a uygun fiyata altın satma vaadiyle dolandırma planından bahsettiğini, Çaycuma’ya geldiklerinde kendisine araçta beklemesini söylediğini, 1 saat sonra gelerek parayı aldığını söylediğini, kendisine de 2.500 TL vererek İstanbul’dan dönünce alacağını söylediğini, olayla müdahilliğinin olmadığını, suçlamayı kabul etmediğini savunmuştur.
3.Hakkında verilen mahkûmiyet kararı kesinleşen sanık …, atılı suçu samimi şekilde ikrar ederek en başından beri katılanları dolandırmak kastı ile hareket ettiğini, bu planını sanık …’ya anlattığını, aldıkları parayı da bölüştüklerini beyan etmiştir.
4. Atılı suçun 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü ve 254 üncü maddeleri gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaştırma bürosuna tevdi edildiği, ancak uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenmiştir.
5. Mahkemece, atılı suçun sübut bulduğu gerekçesiyle temyize konu mahkûmiyet hükmü kurulmuştur.

IV. GEREKÇE
1. Sanığın tevil yollu ikrar içeren savunması, şikâyetçi, mağdur beyanları ve tüm dosya kapsamından sanığın, … ile birlikte başlangıçtan itibaren dolandırma kastıyla hareket ederek hileli eylemlerle haksız menfaat temin ettiğinin anlaşılması nedeniyle hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Çaycuma 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 31.10.2018 tarihli ve 2018/415 Esas, 2018/556 Karar sayılı kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

17.05.2023 tarihinde karar verildi.