Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2022/1424 E. 2023/5307 K. 20.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/1424
KARAR NO : 2023/5307
KARAR TARİHİ : 20.06.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2020/128 E., 2021/202 K.
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.03.2015 tarihli ve 2013/439 Esas, 2015/254 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca 10 ay hapis ve 2.000,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve adlî para cezasının dört eşit taksitte ödenmesine karar verilmiştir.
2. Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.03.2015 tarihli ve 2013/439 Esas, 2015/254 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin, 04.11.2019 tarihli ve 2019/8645 Esas, 2019/10693 Karar sayılı ilâmıyla; “02/07/2013 tarihli iddianamede, sanığın kendisini başkomiser olarak tanıtmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edilmesi karşısında; eyleminin, hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 14. maddesi ile değişik 5237 sayılı TCK’nın 158/1. maddesine eklenen (L) bendi kapsamında öngörülen nitelikli dolandırıcılık fiiline ilişkin delillerin takdiri ve değerlendirme yetki ve görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiği zorunluluğu,”
Nedeniyle bozulmasına, 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca sonuç ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına karar verilmiştir.
3. Eskişehir 4 Asliye Ceza Mahkemesinin, 29.11.2019 tarihli ve 2019/1620 Esas, 2019/2023 Karar sayılı kararıyla bozma ilâmı gereği sanığın eyleminin, 5237 sayılı Kanun’un 158 … maddesinin birinci fıkrasının (L) bendi kapsamında kalıp kalmadığına ilişkin delillerin takdir ve değerlendirmesinin yüksek dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle 5235 sayılı Kanun’un 11 … ve 12 nci maddeleri ile 5271 sayılı Kanun’un 3 üncü, 4 üncü ve 5 … maddeleri uyarınca görevsizlik kararı verilmiştir.
4. Eskişehir 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.05.2021 tarihli ve 2020/128 Esas, 2021/202 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 8.320,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına karar verilerek 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca sanığın kazanılmış hakkının korunması suretiyle cezanın, 10 ay hapis ve 2.000,00 TL adlî para cezası olarak infazına, hak yoksunluklarına ve adlî para cezasının 20 eşit taksitte ödenmesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği; suçsuz olması sebebiyle hakkında beraat kararı verilmesi talebine ilişkindir.

staca olduğu, sergileniş açısından katılanın denetleme olanağını ortadan kaldırdığı ve katılanı yanılgıya düşürdüğü, sanığın kendisini başkomiser olarak tanıtarak hileli hareketlerde katılanın iradesini fesada uğratıp kendi hesabına para göndermesini sağlayarak menfaat temin ettiği, sanığın eyleminin, kişinin kendisini kamu görevlisi veya banka sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemek suretiyle dolandırıcılık suçu kapsamında kaldığı ancak atılı suçun işlendiği tarihin 09.08.2011, 5237 sayılı Kanun’un 158 … maddesinin birinci fıkrasının (L) bendinin yürürlük tarihinin ise 02.12.2016 olması nedeniyle sanığın suç tarihinde yürürlükte olan 5237 sayılı Kanun’un 157 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında kalan dolandırıcılık suçundan cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
2. Sanık üzerine atılı suçlamayı tevil yoluyla ikrar etmiştir.
3. Katılanın aşamalardaki beyanları istikrarlıdır.
4. Katılan tarafından sanık adına ve hesabına yatırılan meblağa ilişkin dekont dava dosyasında bulunmaktadır.
5. Bilişim Teknolojileri Kurumundan gönderilen iletişim tespit incelemesinde, sanık ile katılan arasında olay tarihinde cep telefonları aracılığıyla bir iletişimin bulunduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
6. Taraflar arasında 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü ve devamı maddeleri uyarınca usûlüne uygun şekilde uzlaştırma girişiminde bulunulduğu, ancak tarafların süresi içinde cevap vermemeleri üzerine uzlaştırma girişiminin sonuçsuz kaldığına dair Uzlaştırma Raporu dava dosyasında mevcuttur.
7. Sanığın güncel adlî sicil kaydı Ulusal Yargı Ağı Bilişim Projesi (UYAP) ortamından temin olunarak denetlenmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Sanık hakkında kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkûmiyetin kanunî sonucu olarak uygulanmasına karar verilen hak yoksunlukları yönünden, Anayasa Mahkemesinin, 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi ve hükümden sonra, 15.04.2020 tarihinde, yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesine; “… ertelenen veya” ibaresinden sonra gelmek üzere eklenen; “… denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezası infaz edilen …” ibarelerinin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görüldüğünden bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
2. Sanık hakkında hükmolunan adlî para cezasının ödenmemesi hâlinde hapse çevrileceğine karar verilmiş ise de adlî para cezasının ödenmemesi halinde izlenecek yöntemin, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 106 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında belirtildiği, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 23.01.2018 tarihli ve 2017/12-463 Esas, 2018/20 Karar sayılı kararı uyarınca da bu hususun infaz aşamasında dikkate alınabileceği anlaşıldığından, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
3. Katılanın aşamalarda değişmeyen istikrarlı anlatımları, dava dosyasında mevcut banka dekontları, Bilişim Teknolojileri Kurumundan gönderilen iletişim tespit incelemesinde, sanık ile katılan arasında olay tarihinde cep telefonları aracılığıyla bir iletişimin bulunduğunun tespit edilmesi ve sanığın, hesabına yatan parayı kendisinin çektiğinin sabit olması karşısında sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmasında bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
4. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Eskişehir 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.05.2021 tarihli ve 2020/128 Esas, 2021/202 Karar sayılı kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

20.06.2023 tarihinde karar verildi.