Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2022/1378 E. 2022/1914 K. 09.02.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/1378
KARAR NO : 2022/1914
KARAR TARİHİ : 09.02.2022

Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 18.11.2021 tarih ve 2021/16332 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 30.12.2021 tarih ve KYB- 2021/144107 sayılı ihbarname ile;
Dolandırıcılık suçundan sanık …’nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis ve 10.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/10/2015 tarihli ve 2015/739 esas, 2015/1012 sayılı kararının Yargıtay 23. Ceza Dairesinin 30.03.2016 tarihli ve 2016/2692 esas, 2016/3757 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, anılan kararın infazı sırasında, 02.12.2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde infaza konu ilamdaki suçun uzlaştırma kapsamına alındığından bahisle hükümlünün hukuki durumunun yeniden değerlendirilerek, infazın durdurulup durdurulmayacağına dair bir karar verilmesi yönündeki Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan talebin kabulü ile uzlaştırma işlemlerinin yapılmak üzere dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine ilişkin Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.12.2016 tarihli ve 2015/739 esas, 2015/1012 karar sayılı ek kararını takiben uzlaşma sağlanamaması sebebiyle ilâmın infazının devamına dair aynı Mahkemenin 05.09.2017 tarihli ve 2015/739 esas, 2015/1012 karar sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Antalya 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.09.2017 tarihli ve 2017/832 değişik iş sayılı kararının; “Mahkemesince, uzlaşma sağlanamadığına dair düzenlenen rapor nazara alınarak anılan cezanın infazının devamına karar verilmiş ise de;
02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesinin 6. fıkrasında yer alan, “Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır.” şeklindeki,
Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin 7/12. maddesinde yer alan, “Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma veya kovuşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye, sanığa veya kanunî temsilcisine ulaşılamaması hâlinde soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili uzlaştırma yoluna gidilmez.” şeklindeki,
Aynı Yönetmeliğin 29/7. maddesinde yer alan, “Uzlaşma teklifinde bulunmak için çağrı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, bu çağrı uzlaşma teklifi anlamına gelmez.” şeklindeki,
Anılan Yönetmeliğin 29/6. maddesinde yer alan, “uzlaştırmacının uzlaşma teklifinde bulunacağı şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar gören ya da kanunî temsilcilerine iletişim araçlarıyla ulaşılamaması hâlinde açıklamalı uzlaşma teklifi büro aracılığıyla yapılır.” şeklindeki,
Bahsi geçen Yönetmeliğin 29/5. maddesinde yer alan, “Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini büro aracılığıyla açıklamalı tebligat, istinabe veya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yoluyla da yapabilir.” şeklindeki,
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/1. maddesinde yer alan, “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.” şeklindeki,
Aynı Kanun’un 21/1-2. maddesinde yer alan, “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” şeklindeki düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde;
Kendisine uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere dosya tevdi edilen uzlaştırmacının öncelikle uzlaştırma teklifi yapılacak ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle uzlaştırma teklifi yapmak üzere çağrı yapması, şayet belirtilen şekilde çağrı yapılamaz ise bu defa uzlaştırmacının ilgili savcılık nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosundan uzlaşma teklifi yapılmasını talep etmesi gerektiği, böyle bir taleple karşılaşan büronun da muhatabına ulaşamaması durumunda öncelikle muhatabın bilinen son adresine tebliğ yapması, tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa muhatabın mernis adresinin tespitini yaparak, mernis adresi ile bilinen en son adresin aynı olduğunun anlaşılması halinde 7201 sayılı Kanun’un 21/2. maddesi gereğince işlem yapılması, mernis adresinin farklı bir adres olduğunun anlaşılması durumunda ise mernis adresine aynı Kanun’un 10/1. maddesi gereğince tebligat yapılması gerektiği,
Somut olayda, uzlaştırmacı tarafından “müşteki ve sanığın telefon ve adreslerinin arandığı, telefon veya mektup ile her iki tarafa da ulaşılamadığı, uzlaşma sağlanamadığı” yönünde rapor düzenlenmiş ise de; uzlaştırmacının posta yoluyla müşteki ve sanığa ulaşmaya çalıştığı, gönderilerin iade geldiği, uzlaştırmacı tarafından sanığın yargılama sırasında bildirdiği adresi olan “Mehterçeşme Mah. 1944. Sok. No:3-30/10 Esenyurt/İstanbul” adresine gönderide bulunmuş ise de sanığın gönderinin yapıldığı tarihte Ümraniye E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda olduğu anlaşılmakla, yapılan tebligatın usulsüz olduğu, uzlaştırmacının yukarıda detaylıca açıklandığı üzere bürodan sanığın bilinen en son adresine uzlaştırma teklifinin gönderilmesini talep etmesi ve büronun da açıklandığı şekilde tebliğ yapması gerekirken, sanığa ulaşılamadığından bahisle uzlaşma sağlanamadığı şeklinde düzenlenen raporun usulünce tanzim edilmediği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi gereği görüşüldü:
İncelenen dosya içeriğine göre; kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.09.2017 tarihli 2015/739 Esas ve 2015/1012 Karar sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Antalya 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/09/2017 tarihli ve 2017/832 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde takdir ve ifasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 09.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.