Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2022/1365 E. 2022/16947 K. 24.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/1365
KARAR NO : 2022/16947
KARAR TARİHİ : 24.10.2022

KARAR

Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 18.11.2021 tarih ve 2021/18334 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 31.12.2021 tarih ve KYB-2021/144810 sayılı ihbarname ile;
Sağlık mesleği mensuplarının gerçeğe aykırı belge düzenlemesi ve özel belgede sahtecilik suçlarından şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Zile Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 05/06/2020 tarihli ve 2020/226 soruşturma, 2020/717 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin mercii Zile Sulh Ceza Hâkimliğinin 04/09/2020 tarihli ve 2020/596 değişik iş sayılı kararının “5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Dosya kapsamına göre,
1- Zile Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 05/06/2020 tarihli ve 2020/226 soruşturma, 2020/717 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı müşteki vekilince yapılan itiraz hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesinde,
Kabule göre de,
2- Müşteki vekilinin, müvekkilinin kendisine ait taşınmazı şüphelilerden …’a kiraladığını, taraflar arasında 01/07/2010 tarihli kira sözleşmesinin imzalandığını, …isimli kişinin de aynı kira sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, bir süre sonra kira borcunun ödenmemesi nedeniyle müvekkilinin icra takibi başlatması üzerine …isimli kişinin müvekkili hakkında kira sözleşmesinde tahrifat yaptığından bahisle şikayette bulunduğu, soruşturma dosyasına celp edilen kira sözleşmesini incelediklerinde sözleşmedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını ve kira bedelini de vergi kaçırabilmek için sözleşmede düşük gösterildiğini fark ettiklerini belirterek, … ve …’tan şikayetçi olmaları üzerine başlatılan soruşturma sonunda, Zile Cumhuriyet Başsavcılığınca aynı olaya ilişkin 2018/1862 soruşturma sayılı dosya üzerinden soruşturma yapıldığından bahisle şüpheli … hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, mükerrer olduğu belirtilen 2018/1862 soruşturma sayılı dosyanınl … ‘nin 19/09/2018 tarihli kira sözleşmesinde …’in tahrifat yaptığı iddiasına ilişkin olduğu, oysa incelemeye konu soruşturma dosyasında 01/07/2010 tarihli kira sözleşmesinde kiraya veren … ‘in şüphelilerce kendi imzasının taklit edilldiği ve kira bedelinin düşük gösterilerek vergi kaçırıldığı iddiasına ilişkin olduğu, yani şikayete konu kira sözleşmelerinin ve iddiaların birbirinden farklı olduğunun, kaldı ki müşteki vekilinin … ve …’den şikayetçi olduğu halde yalnızca şüpheli … hakkında soruşturma yapılarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğinin anlaşılması karşısında, şikayete konu 01/07/2010 tarihli kira sözleşmesinin Zile Vergi Dairesi Müdürlüğünden getirtilerek imza incelemesi yaptırılması, müştekideki kira örneği ile karşılaştırılarak kira bedelinin eksik gösterilip gösterilmediğinin incelenmesi ve sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumlarının değerlendirilmesi gerektiği cihetle, eksik soruşturma ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi nedeniyle, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
İncelenen dosya içeriğine göre; Sulh Ceza Hakimliğince verilen ”karar verilmesine yer olmadığına” dair karar hukuken geçerli hüküm veya karar niteliği taşımadığından, bu karara karşı olağan ya da olağanüstü kanun yollarına başvurulamayacağı, bununla birlikte; 5271 sayılı CMK’nin “Cumhuriyet savcısının kararına itiraz” başlıklı 173. maddesinde yer alan; “(1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir. (2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir. (3) (Değişik: 18/6/2014-6545/71 md.) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir. (4) (Değişik: 25/5/2005 – 5353/26 md.) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, kanun yararına bozmaya konu edilen hukuka aykırılığın, dosyanın hakimlikçe ele alınıp karar verilmek suretiyle giderilmesinin mümkün bulunduğu anlaşılmakla; Zile Sulh Ceza Hakimliğinin 04.09.2020 tarih ve 2020/596 Değişik İş sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden REDDİNE, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 24.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.