Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2022/11582 E. 2023/3415 K. 02.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/11582
KARAR NO : 2023/3415
KARAR TARİHİ : 02.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Bursa 21. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.10.2015 tarihli ve 2014/771 Esas, 2015/616 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 155 inci maddesinin ikinci fıkrası, 43 üncü, 62 nci, 52 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay hapis ve 25.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Bursa 21. Asliye Ceza Mahkemesinin, 15.10.2020 tarihli ve 2020/127 Esas, 2020/611 Karar sayılı kararının sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 23.01.2020 tarihli ve 2019/14580 Esas, 2020/881 Karar sayılı kararı ile ”sanığa yüklenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun hükümden sonra 24.10.2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 26 ıncı maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü ve 254 üncü maddeleri gereğince uzlaştırma işlemleri yapılmasından sonra ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması”, nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. Bursa 21. Asliye Ceza Mahkemesinin, 15.10.2020 tarihli ve 2020/127 Esas, 2020/611 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 155 inci maddesinin ikinci fıkrası, 43 üncü, 62 inci, 52 inci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay hapis ve 25.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
4. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca özetle, katılan vekilinin 12.01.2021 tarihli dilekçesi ile kararın onanmasını talep ettiği ve bu halde sanık aleyhine temyiz bulunmadığı değerlendirilerek, sanık hakkında kurulan hükmün onanması görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık müdafiinin temyiz isteği, kararın hukuka ve dosya içeriğine uygun olmadığına, suça konu makinelerin hurdaya ayrılmış makineler olduğuna, sanığın …’a bilgi verdiğine, suç işleme ve şirketi zarara uğratma kastının bulunmadığına, anılan nedenlerle ve re’sen gözetilecek sebeplerle hükmün bozulması talebine ilişkindir.
2. Katılan vekilinin temyiz isteği, sanık hakkında uygulanan cezada artırım ve indirimler yapılırken sonuç cezanın 3 yıl 9 ay hapis cezası yerine hatalı olarak 3 yıl 4 ay olarak belirlenmiş olması nedeniyle hükmün düzeltilerek onanması talebine ilişkindir.
3. Katılan vekilinin 12.01.2021 tarihli temyize cevap dilekçesinin incelenmesinde, sanığın yüklenen suçu işlediğinin sabit olduğundan, sanık müdafiinin temyiz talebinin reddi ile hükmün onanmasını talep ettiği anlaşılmıştır.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanık …’nin katılan Timhan Ltd. Şti.nde makine bakımcısı olarak çalıştığı, şirkete ait olup kendisine tevdi edilen 29 adet makineyi 12.06.2014 tarihine kadar önceki bir yıllık dönem içerisinde değişik zamanlarda iş yerinden çıkarıp sattığı ve bu şekilde satış bedelini uhdesine geçirdiği anlaşılmıştır.
2. Sanığın soruşturma aşamasında alınan ifadesinde özetle, iş yerine ait makinelerden depoda kullanılmayanları o dönemde paraya ihtiyacı olduğu için değişik zamanlarda teker teker çıkarmak suretiyle …’ya ve … Kara’ya sattığını, kimseden yardım almadığını, tek başına yaptığını, maddi durumu düzelince makinelerin parasını şirkete ödemeyi düşündüğünü, makinelerin eksik olduğunu kendisinin …’a haber verdiğini, ancak şirketin şikayetçi olduğunu beyan ettiği, bozma öncesi savunmasında da benzer mahiyette beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
3. Katılan şirket sahibi … … … beyanında özetle, tüm makinelerin şirket adına zimmetli olduğunu, …’un fabrika ile ilgilenmesi için görevlendirdiği şirket çalışanı olduğunu, olayı da kendisine …’un haber verdiğini, bunun üzerine tespit yaparak makinelerin eksik olduğunu belirleyerek durumu emniyete haber verdiklerini, zararlarının giderilmediğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
4. Bozma üzerine, 7188 sayılı Kanun’un 26 ıncı maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 ve 254 üncü maddeleri gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle dosyanın uzlaştırma bürosuna tevdi edildiği, uzlaşmanın sağlanamadığı yönünde rapor düzenlendiği görülmüştür.
5. Mahkemece tanık ve katılan beyanları, sanık savunmaları ve tüm dosya kapsamı ile, çalıştığı şirket tarafından bakım için kendisine tevdi olunan makineleri teslim amacı dışında kullanarak menfaat temin ettiği sabit görülen sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan temyize konu mahkumiyet hükmü kurulmuştur.

IV. GEREKÇE
1. Sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinde uygulanacak olan 5275 sayılı Kanun’un 106 ıncı maddesinin üçüncü fıkrasında, 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6545 sayılı Kanun’un 81 inci maddesiyle yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
2.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafii ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.
3. Katılan vekilinin 12.01.2021 tarihli temyize cevap dilekçesi ile belirtmiş olduğu hükmün onanması yönündeki talebinin, sanık aleyhine hatalı hapis cezasının düzeltilmesi yönündeki daha önceki temyizlerinden feragat ettiği yönünde değerlendirilemeyeceği gözetilerek sanık hakkında aleyhe temyiz bulunduğu anlaşıldığından, sanık hakkında kurulan hükümde, ”hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma” suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 155 inci maddesinin ikinci fıkrası, 43 üncü maddeleri uyarınca hükmedilen 4 yıl 6 ay hapis cezasından aynı Kanun’un 62 nci maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılırken hapis cezasının ”3 yıl 9 ay” yerine ”3 yıl 4 ay” olarak yanlış hesaplanması suretiyle eksik ceza tayini” isabetsizliğinin Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülmüştür.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Bursa 21. Asliye Ceza Mahkemesinin, 15.10.2020 tarihli ve 2020/127 Esas, 2020/611 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği sanık hakkında kurulan hükmün 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin uygulanmasına ilişkin üçüncü fıkrasında yer alan ”3 yıl 4 ay” ibaresinin çıkarılarak yerine ” 3 yıl 9 ay” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

02.05.2023 tarihinde karar verildi.