Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2022/11441 E. 2023/6909 K. 09.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/11441
KARAR NO : 2023/6909
KARAR TARİHİ : 09.10.2023

B O Z M A Ü Z E R İ N E
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2018/239 E., 2022/392 K.
SUÇLAR : Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Gaziantep 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28.02.2013 tarihli ve 2012/155 Esas, 2013/85 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 157 nci maddesinin birinci fıkrası ile 62 nci, 52 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 80,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına; özel belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 207 nci maddesinin birinci fıkrası ile 62 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Gaziantep 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, 28.02.2013 tarihli ve 2012/155 Esas, 2013/85 Karar sayılı kararının Cumhuriyet savcısı tarafından sanık lehine ve sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 28.02.2018 tarihli ve 2016/2139 Esas, 2018/1422 Karar sayılı kararı ile … gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeksizin tespiti bakımından; katılan tarafından dosyaya sunulan senet ile ilgili sanığın savunmasının yeniden alınarak senet verip vermediğini inkarı halinde senet ve çek üzerindeki imza ve yazıların sanığa ait olup olmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılması ve katılanın beyanı alınarak sanığın bahse konu çeki önceden doğan borcuna karşılık verip vermediğinin, aralarındaki ticari alışverişe ilişkin sevk irsaliyesi, fatura veya ticari muhasebe kayıtlarının olup olmadığının sorularak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması; kabule göre de, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 11/07/2014 tarih ve 2013/15-782 Esas ve 2014/355 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere çekin hile unsuru olarak kullanılmasının daha ağır bir cezayı gerektirmesinin nedeni mağdura bakan yönüdür. Yasal unsurları eksik ya da tümden sahte oluşturulmuş bir çek kullanılarak işlenen dolandırıcılık suçlarında da, bankanın bir maddi varlığı veya böyle bir maddi varlığın bulunduğu algısı hile olarak kullanılmakta, mağdur “çek”e güvendiği için daha kolay aldatılmaktadır. Kaldı ki çekin unsurlarının eksik olması bankanın maddi varlığı olduğu olgusunu da değiştirmemektedir. Bu nedenle aldatma kabiliyetini haiz olması şartıyla çekin tümden sahte olarak oluşturulmuş olması veya unsurlarının eksik olmasının suçun bu nitelikli halinin oluşumu bakımından bir önemi bulunmamaktadır. Somut olayda, keşide yerinde “Site” yazan sahte çek nedeniyle, sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f, son maddesi gereğince mahkumiyeti yerine suç vasfında yanılgıya düşmek suretiyle basit dolandırıcılık suçundan hüküm kurularak eksik ceza tayini … gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. Bozma üzerine Gaziantep 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.11.2022 tarihli ve 2018/239 Esas, 2022/392 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında bilişim sistemlerinin banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi ve son cümlesi, 62 nci, 52 nci, 53 üncü maddeleri ile 5271 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca 10 ay hapis ve 80,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına; özel belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 207 nci maddesinin birinci fıkrası ile 62 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık ve müdafiinin temyiz istekleri, katılan ile aralarında suça konu çek karşılığında herhangi bir alışveriş olmadığına, eksik inceleme ile karar verildiğine, imza incelemesine ilişkin raporu kabul etmediklerine, suça konu belge çek vasıflarını taşımadığından bu belgeye bağlı olarak ceza verilemeyeceğine ve re’sen nazara alınacak nedenlerle kararın bozulmasına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın, şikâyetçi ile aralarındaki alışveriş karşılığında suça konu olup kriminal rapora göre tamamen sahte olarak düzenlenmiş ve geçerli bir keşide yeri bulunmayan çeki vermek suretiyle menfaat temin ettiği iddia ve kabul edilmiştir.
2. Müşteki aşamalarda, daha önceden tanıdığı sanığa verdiği hırdavat malzemeleri karşılığında, 35 gün sonraya suça konu çeki aldığını, garanti olsun diye sanıktan ayrıca bir de kendi yanında imzaladığı bir senet aldığını, günü geldiği için çeki tahsil etmek üzere bankaya gittiğinde sahte olduğunu öğrendiğini beyan etmiştir.
3. Sanık savunmasında, şikâyetçi ile aralarında daha önceden alışveriş olduğunu, bu alışveriş karşılığında verdiği çeki ödediğini, ancak suça konu çeke ilişkin olarak şikâyetçi ile aralarında bir alışveriş olmadığını ve suça konu çeki kendisinin vermediğini beyan etmiştir.
4. Şikâyetçi tarafından, sanık ile aralarındaki alışveriş nedeniyle aldığı suça konu çek dışında, garanti amacıyla aldığını beyan ettiği bonoya ilişkin olarak düzenlenen kriminal rapor ile bono üzerindeki imzaların sanığın elinden çıktığı tespiti yapılmıştır.
5. Bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde sanığın kazanılmış hakkı korunarak temyiz incelemesine konu mahkumiyet hükümleri kurulmuştur.
6. Suça konu çekin dosyada delil olarak saklanmasına karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hüküm yönünden;
1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.
2. Sanık hakkında kurulan hükümde, kazanılmış hak nedeniyle uygulama yapılırken, ilgili kanun maddesinin 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası yerine 5271 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası olarak hatalı gösterilmesi hukuka aykırı bulunmuş ise de söz konusu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.
B. Özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hüküm yönünden
1. Gerekçeli karar başlığında 11.10.2011 olarak yanlış yazılan suç tarihinin, suça konu 11.10.2011 keşide tarihli çekin, sanık ile katılan arasında çekin keşide tarihinden 35 gün önce gerçekleşen alışveriş karşılığında sanık tarafından katılana verilmek suretiyle kullanıldığı 06.09.2011 tarihi olduğu belirlenerek inceleme yapılmıştır.
2. Sanığın yargılama konusu eylemi için, 5237 sayılı Kanun’un 207 nci maddesi uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve 67 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereği 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin öngörüldüğü ve suç tarihinden temyiz incelemesi tarihine kadar bu sürenin gerçekleşmiş olduğu anlaşılmıştır.

V. KARAR
A. Nitelikli Dolandırıcılık Suçu Yönünden;
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle Gaziantep 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.11.2022 tarihli ve 2018/239 Esas, 2022/392 Karar sayılı kararına yönelik sanık ve müdafiinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasının A-6 bendinde yer alan “… CMK’un 326/son maddesi gereğince…” ibaresinin çıkartılarak yerine “1412 sayılı CMUK 326/son maddesi gereğince” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

B. Özel Belgede Sahtecilik Suçu Yönünden;
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenle Gaziantep 6. Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.11.2022 tarihli ve 2018/239 Esas, 2022/392 Karar sayılı kararına yönelik sanık ve müdafiinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

09.10.2023 tarihinde karar verildi.