YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6578
KARAR NO : 2022/20624
KARAR TARİHİ : 20.12.2022
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Sahte fatura kullanma, resmi belgede sahtecilik
…
…
I. “2009 takvim yılında sahte fatura kullanma” suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Suça konu faturaların 2009 yılı Eylül ayı KDV beyannamesinde kullanılması nedeniyle suç tarihinin 25.10.2009 olduğu belirlenmiştir.
Sanığa yüklenen suçun Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, 25.10.2009 suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla sanık müdafiin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
II. “Resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Harput Vergi Dairesi mükellefi olan sanığın 25.04.2012 tarihinde yapılan vergi incelemesi sırasında suça konu faturaların bedelini ilgili şirkete ödediğine ilişkin … T.A.O’ya ait görünen iki adet banka dekontunu vergi müfettişine ibraz etmek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
1. 6219 sayılı Kanun uyarınca kurulan … T.A.O’nun özel hukuk hükümlerine göre yönetilen bir kuruluş olması nedeniyle suça konu banka dekontlarının resmi belge niteliğinin bulunmadığı, eylemin özel belgede sahtecilik suçu kapsamında kaldığının gözetilmemesi,
2. Sanık tarafından sunulan dekontlardaki sahteliğin, vergi müfettişi tarafından bankaya teyit için yazılan bilgi isteme yazısı üzerine ortaya çıkmış olması ve belgede sahtecilik suçlarında aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının takdirinin hakime ait olması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenebilmesi bakımından;
a. Suça konu belgelerin asılları getirtilip incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazdırılması, bu gözlem sonucunda gerekçeli kararda aldatıcılık niteliğine sahip olup olmadığının tartışılması ve denetime olanak verecek şekilde suça konu belgelerin asıllarının dosya içerisinde bulundurulması,
b. Vergi incelemesi yapan birimden sanık tarafından sunulan banka dekontlarını teyit etme zorunluluğunun bulunup bulunmadığının ve dava konusu olayda olduğu üzere ilgili belgelerin kurumlardan sorularak teyit edilmesinin mutad olup olmadığının yasal dayanakları ile birlikte sorulması, mutad olduğunun tespiti halinde, yapılan teyit sonunda belgelerin sahteliğinin ortaya çıkacak olması sebebiyle sahteciliğin hukuki sonuç doğurmayacağı ve atılı suçun unsurları itibariyle oluşmayacağının gözetilmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile mahkumiyete hükmolunması,
3. Kabule göre ise; suça konu belgelerin sanık tarafından aynı anda vergi müfettişine sunulması nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeden fazla ceza tayin edilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 20.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.