YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5340
KARAR NO : 2023/4155
KARAR TARİHİ : 17.05.2023
MAHKEMESİ:Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ :Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM :Mahkumiyet
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Rize Ağır Ceza Mahkemesinin 06.05.2016 tarih 2015/203 Esas, 2016/92 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 204 üncü maddesin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği; üzerine atılı suçu işlemediği ve beraatine karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın bir dönem aynı iş yerinde çalıştığı katılan …’ye ait iki adet çek yaprağını bir şekilde temin ettiği, çekteki keşideciye ait alana kendi imzasını atıp, çeki katılan …’a verdiği, …’in ise çek yapraklarını doldurduktan sonra başka ticari münasebetleri nedeniyle … ve … … isimli şahıslara verdiği, akabinde çeklerin karşılıksız çıktığı iddiasıyla sanığın üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçundan kamu davası açılmıştır.
2. Sanık aşamalarda alınan savunmalarında; bir dönem katılan … ile ortak olduklarını, işleri bozulup ortaklık da sona erince zora sokmak için kendisini şikayet ettiğini, ortaklık yaptıkları dönemde pek çok çek düzenlediğini, …’un da şirketlerinde ortak olduğunu, … …’nin mal aldıkları bir şahıs olduğunu, ticari alışverişlerinin olduğunu, bu çekleri kendisinin düzenlemiş olabileceğini, ancak bu çeklerin bütün bedellerinin ödendiğini savunmuştur.
3. Katılan … aşamalarda alınan beyanlarında, sanığın kendisine birlikte iş yapalım dediğini, sanığın daha önce … ile birlikte iş yaptığını, …’in iş yerindeki payını devraldığını, sanıkla birlikte ticaret yapmaya devam ettiklerini, kendisi ile yaklaşık 3 yıl birlikte iş yaptıklarını, alüminyum PVC işleri yaptıklarını, ticaretten anlamadığı için daha ziyade işin işçilik kısmını yaptığını, inşaatlarda çalıştığını, adına da çek hesabı açtırdığını, alışverişi ve borç hesabını sanığın takip ettiğini, daha sonra işlerinin bozulduğunu, kendisinden ayrıldığını, gerek birlikte çalıştıkları dönemde gerekse ayrıldıktan sonra kendisi adına bir sürü piyasaya çek dağıttığını, kimisini cirolayıp şahsının kaşesini vurduğunu, kimisine imza atıp verdiğini, iş yerlerinin …’e borcu olup olmadığını bilmediğini, daha doğrusu borçlarını ödediklerini bildiğini, hesaplarını kapattıklarını, ancak daha sonra borç çıktığını, bu borcun nasıl olduğunu bilmediğini, suça konu çeklerin keşide edildiği tarihte sanıkla birlikte iş yaptıklarını, hala piyasadan karşılıksız olarak adına çekler çıktığını, bunların hepsini Kürşad’ın piyasaya sürdüğünü, çeklere konu borçları ise şirketten çektiğini, ancak bu borçları ödemeyip borçlar karşılığında piyasaya çek sürdüğünü, olaydan dolayı mağdur edildiğini, zarara uğradığını, zararlarının giderilmediğini, sanıktan şikayetçi olduğunu, davaya katılmak istediğini beyan etmiştir.
4. Katılan … aşamalarda alınan beyanında: çok önceleri sanık … ile ortak iş yaptıklarını, adi ortaklık şeklinde çalıştıkların, adına kayıtlı … Dekor ünvanlı iş yerinin olduğunu, bu iş yerinde pimapen ve alüminyun işleri yaptıklarını, daha sonra …’den işini ayırdığını, … Dekor isimli iş yerini diğer mağdur …’a devrettiğini, bu iş yerindeki payını devrettiğini, sanık …’ın ise payın devrettikten sonra … ile birlikte çalışmaya devam ettiğini, alçı ve mobilya işi ile uğraşmaya başladığını, yine sanık … ve … ile iş yapmaya da devam ettiğini, karşılıklı alışverişlerinin olduğunu, suça konu çekleri yapmış olduğu iş karşılığında …’nin kendisine verdiğini, bu çekin …’ın çek hesabından verildiğini, yani çeklerin …’a ait olduğunu, kendisine sanığın borcu olduğunu, ancak çeklerin karşılıksız çıktığını, bunun üzerine … ile olayı konuştuğunu, onun da “… ile ilişkisinin bozulduğunu, işlerinin bozulduğunu, kendisini de dolandırdığını, kendisine ait çekleri imzalayarak piyasaya sürdüğünü” söylediğini, bunun üzerine sanıktan şikayetçi olduğunu, olaydan kaynaklanan maddi zararlarının olduğunu, çeklerde yazılı meblağların kendisine ödenmediğini, zararlarının giderilmediğini, sanıktan şikayetçi olduğunu, cezalandırılmasını talep ettiğini, davaya katılmak istediğini beyan etmiştir.
5. Samsun Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 29/07/2015 tarih SMS-BLG-15-01738 sayılı uzmanlık raporu ile; çeklerin ön yüzlerindeki el yazıları ve imzalar ile …, …, … ve … isimli şahısların mevcut mukayese yazı ve imzalarının incelenmesinde; tanzimle ilgili el yazılarının …’un eli ürünü olması, keşideci imzalarının aynı tarzdaki mukayese imzalarına kıyasen …’nin eli ürünü olmasının muhtemel olduğu tespiti yapılmıştır.
6. Mahkemesince; sanığın üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği kanaatine varılarak mahkumiyetine karar verilmiştir.
III. GEREKÇE
1. Sanık savunması, rapor, tutanaklar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde sanığın mahkûmiyetine karar veren mahkemenin takdir ve kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
2. 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
3. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
IV. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle,Rize Ağır Ceza Mahkemesinin 06.05.2016 tarih 2015/203 Esas, 2016/92 Karar sayılı kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
17.05.2023 tarihinde karar verildi.