Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/515 E. 2023/4179 K. 18.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/515
KARAR NO : 2023/4179
KARAR TARİHİ : 18.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Büyükçekmece 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 24.12.2015 tarihli ve 2015/773 Esas, 2015/1308 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan, 5237 sayılı … Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 204 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62, 51 ve 53 üncü maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezanın ertelenmesine ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Dava doyası, Yargıtay Cumhuriyet Basşsavcılığınca 07.01.2021 tarihinde tanzim olunan, 2016/64123 sayılı ve hükmün bozulması gerektiği görüşünü içeren Tebliğname ile Dairemize tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz isteği; sanığın alt sınırdan cezalandırılması ve takdiri indirim nedeni uygulanmasının usul ve yasaya aykırı olduğuna ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğine, ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Şikâyetçi …’nun sanık …’ün eşi … …’ün sahibi olduğu … Medikal isimli firmaya satmış olduğu bitkisel ürünler karşılığında her biri 25.000,00 TL olan üç ayrı senet aldığı, senetleri sanık …’ın düzenlediği ve eşine ait şirketin kaşesini vurduğu, … ve … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan açılan kamu davasının yargılaması sonucunda beraat kararları verildiği, ancak resmi belgede sahtecilik suçundan ihbarda bulunulduğu, bu şekilde sanığın eşine ait şirketin kaşesini kullanarak eşi yerine imza atmak suretiyle sahte senetler düzenlediği iddiasıyla kamu davası açıldığı anlaşılmıştır.
2. Sanık savunmasında, suçlamayı kabul etmediğini, sahte olarak kimsenin yerine imza atmadığını, eşinin şirketinde yönetici olarak çalıştığını, sürekli mal alımı yaptıkları … San. Tic. Ltd. Şti. nden bazı ürünler satın aldıklarını, ürünlerin alımını kendisinin yaptığını, firmada çalışan …’ya ön ödeme olarak suça konu senetleri düzenleyip verdiğini, ancak mallar teslim edildikten sonra ödeme yapma konusunda anlaştıklarını, senetleri imzaladığını, ancak senete kaşe vurmadığını, isim de yazmadığını, İsa’nın masada … kaşelerden birini alarak senetlerin üzerine bastığını, mallar geldiğinde ödeme yapacakları için senetlerin günü geldiğinde ödeme yapmadığını, senetlerle eşinin ilgisinin olmadığını beyan ederek suçlamayı kabul etmemiştir.
3. Dosyada mevcut sanık … ve eşi … … hakkında dolandırıcılık suçundan Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/197 Esas, 2013/387 Karar sayılı kesinleşen dava dosyasının incelenmesinde; şikâyetçi … beyanında, …’a bitkisel ürün sattığını, bedelinin 75.000,00 TL olduğunu, yaklaşık bir ay sonra alacağına karşılık senet almak için …’ın iş yerine gittiğini, bu sırada …’ın iş yerinden çıkmak üzere olduğunu, senetleri imzaladığını ve …’ın kendilerine vereceğini söyleyerek ayrıldığını, sanık …’ın üç adet senedi verdiğini, tahsil için bankaya verdiğinde …’ın imzanın kendisine ait olmadığını belirttiğini, bugüne kadar da herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek şikâyetçi olduğu, tanık … … beyanında, şikâyetçinin kuzeni olduğunu, şikâyetçi ile birlikte sanıkların iş yerine gittiğini, …’ın senetleri imzalayıp bıraktığını ve …’ın vereceğini söylediğini, …’ın da imza dışında diğer yerleri doldurduğunu beyan ettiği, sanık …’ın ise savunmasında, suça konu senetleri kendisinin imzaladığını, ancak mallar teslim edilmediği için ödeme yapmadığını, senet üzerindeki kaşenin kendilerine ait olmadığını belirterek suçlamayı kabul etmediği, … …’ün ise savunmasında, senetleri kendisinin imzalamadığını, şikâyetçinin beyanlarını kabul etmediğini, senetlerin varlığından bankadan protesto ve ihbarname gelmesiyle haberdar olduğunu, sahte kaşe basılarak kendisinin borçlu duruma düşürüldüğünü beyan ettiği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda, suça konu senetlerin önceden … borca karşılık verildiği, bu nedenle dolandırıcılık suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığı gerekçesiyle sanıkların beraatine, ayrıca sanık … hakkında sahte senet düzenlemekten Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
4. Yapılan yargılama sonucunda, mahkeme sanık …’ün üzerine atılı sahte senet düzenlemek suçunun sübuta erdiğini kabul ederek mahkûmiyetine kararı vermiştir.

IV. GEREKÇE
A. Tebliğname Yönünden
Olay ve olgular bölümünde açıklandığı üzere, sanığın dolandırıcılık suçundan açılan davada senetleri kendisinin imzaladığını, ancak senetler üzerinde basılı bulunun kaşenin eşinin şirketine ait olmadığını beyan etmesine rağmen, işbu davada kaşenin şirkete ait olup katılan … tarafından masanın üzerinden alınarak senetlerin üzerine vurulduğunu ifade ederek çelişkili beyanlanda bulunması, yine yüksek meblağlı suça konu senetleri mallar teslim edilmeden önce ön ödeme veyahut teminat amacıyla verdiğine dair savunmasının da ticari hayatın gerçekleriyle bağdaşmadığı gibi dosyada mevcut bağlantılı dosyanın incelenmesinde sanığın eşi …’ın itirazının ve beyanlarının senetler üzerine atılmış imzaların kendisine ait olmadığına yönelik olduğu, senetlerin rızası dahilinde eşi sanık … tarafından şirket adına düzenlendiğine dair senetlerin varlığını kabul eden bir beyanının bulunmadığının anlaşılması karşısında; 5271 sayılı Kanun’un 217 nci maddesi uyarınca duruşmadan ve dosyadan edindiği kanaate göre delilleri değerlendirip, atılı suçun sübutu ve nitelemesi yönünden vicdani kanıya ulaşan Mahkemenin takdir ve kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
B. Katılan Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
1. Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine ve incelenen dava dosyası içeriğine göre, kurulan hükümde, Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen “kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi.” dışında usul ve yasaya aykırılık görülmeyerek, katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
2. Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1 … fıkrasının (c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun, kendi alt soyu üzerindeki yetkileri açısından uygulanamayacağının gözetilmemesi isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Büyükçekmece 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 24.12.2015 tarihli ve 2015/773 Esas, 2015/1308 Karar sayılı kararına yönelik katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 … maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasına “Katılan kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 1.800,00 TL vekâlet ücretinin sanıktan alınarak katılana verilmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

18.05.2015 tarihinde karar verildi.