YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/42960
KARAR NO : 2023/6251
KARAR TARİHİ : 19.09.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2020/75 E., 2020/426 K.
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
Katılan vekilinin temyizi yönünden; yüzüne karşı verilen karara karşı, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 310 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirlenen bir haftalık kanuni süre geçtikten sonra temyiz isteğinde bulunulduğu, hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 305 inci maddesinin birinci fıkrası gereği re’sen temyize de tabi olmadığı anlaşılmıştır.
Sanık … müdafii ile sanık … ve müdafiinin temyizleri yönünden; sanıklar hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; 1412 sayılı Kanun’un 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.03.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/70 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık suçundan ayrı ayrı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi, 62 nci, 52 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına; ayrıca sanık … hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
2. Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesinin, 06.03.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/70 Karar sayılı kararının sanıklar müdafii tarafından temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 22.01.2020 tarihli ve 2017/12454 Esas, 2020/779 Karar sayılı kararı ile … sanıklar müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak sanıklar tarafından verilmiş bir internet ilanı bulunmadığından, eylemlerinin, hükümden sonra 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma kapsamına alınan TCK’nın 157/1 maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfının tayininde yanılgıya düşülmek suretiyle aynı kanunun 158/1-g maddesinde düzenlenen basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. Bozma üzerine, Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.11.2020 tarihli ve 2020/75 Esas, 2020/426 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan ayrı ayrı, 5237 sayılı Kanun’un 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci, 52 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 80,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına; ayrıca sanık … hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Katılan vekilinin temyiz isteği; sanıkların müdafiinin aynı olmasının aralarındaki menfaat çatışması gereği usule aykırılık oluşturduğuna, sanıklara verilen cezanın çok az ve mükafat niteliğinde olduğuna, lehe hükümlerin uygulanmasının usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğine ve re’sen nazara alınacak nedenlerle kararın bozulmasına,
2. Sanık … müdafiinin temyiz isteği, taraflar arasındaki ihtilafın hukuki nitelikte olduğuna, borç karşılığında senet verildiğine ve takibin halen derdest olduğuna, atılı suça ilişkin somut delil bulunmadığına, eksik inceleme ile karar verildiğine, re’sen nazara alınacak nedenlerle usul ve yasaya aykırı kararın bozulmasına,
3. Sanık … ve müdafiinin temyiz istekleri, katılanın araç alım satımı konusunda diğer sanık … ile anlaştığına, kendisinin sadece çalışan olarak aracın devri için notere gittiğine, suçun maddi ve manevi unsurunun oluşmadığına, beraatine karar verilmesi gerektiğine, kaldı ki diğer sanık tarafından borca karşılık senet verildiğine ve bu şekilde bakiye borcun da ödenmiş olduğuna, takibin halen derdest olduğuna ve olayın hukuki uyuşmazlık olarak ele alınması gerektiğine, re’sen nazara alınacak nedenlerle usul ve yasaya aykırı kararın bozulmasına,
ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanıklardan …’ın, katılanın sahibinden.com isimli internet sitesine verdiği ilan üzerine, satışa çıkardığı aracına talip olduğu, tarafların aracın 29.000 TL bedelle satışı konusunda anlaştıkları, sanık …’ın katılana 4.000 TL verdiği, kalanını bankadan çekip vereceğini söyleyerek katılanı kardeşi olan diğer sanık … ile notere gönderdiği, aracın satışının sanık … adına yapıldığı, ertesi gün aracın tanık …’e noter satışı ile devredildiği, bedelinin tahsil edildiği, katılana bakiye satış bedelinin ödenmediği, şikayeti üzerine sanık …’ın katılana 26.10.2011 tarihli ve 25.000 TL bedelli senet verdiği ancak herhangi bir ödeme yapmadığı, bu şekilde sanıkların üzerlerine atılı suçu işledikleri iddia ve kabul edilmiştir.
2. Sanıkların savunmaları üzerlerine atılı suçlamayı kabul etmediklerine ve ihtilafın hukuki nitelikte olduğuna, borcu inkar etmediklerine yönelik ise de dosya kapsamı itibarıyla sanıkların suçtan kurtulmaya yönelik savunmalarına itibar edilmemiştir.
3. Dosyanın uzlaştırmacıya tevdi edildiği, katılanın zararının karşılanması halinde uzlaşmayı kabul etmesine karşın sanıkların edimsiz uzlaşma talepleri nedeniyle taraflar arasında uzlaşmanın sağlanamadığı anlaşılmıştır.
4. Yapılan yargılama neticesinde Mahkeme tarafından sanıkların baştan beri dolandırıcılık suç kastıyla hareket ettikleri, zira katılanın aracının devir alınmasından hemen bir gün sonra başkaca bir kişiye satışının gerçekleştiği ve bu şekilde sanıkların TCK’nın 37. maddesi kapsamında fikir ve eylem birliği içerisinde üzerlerine atılı suçu işledikleri, suça konu olayda sanıklar tarafından verilmiş bir internet ilanı bulunmadığı ve bu haliyle sanıkların eylemlerinin, hükümden sonra 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik CMK’nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma kapsamına alınan TCK’nın 157/1 maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunu oluşturduğu, dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderildiği ancak tarafların uzlaşamadıkları, sanıkların üzerlerine atılı suçun basit dolandırıcılık kapsamında kaldığı anlaşıldığından TCK’nın 37/1 maddesinin yollamasıyla TCK’nın 157/1 maddesine istinaden cezalandırılmalarına karar verilmiştir.
5. Sanıklar hakkında gerekçeleri açıklanarak takdiri indirim uygulanmak suretiyle incelemeye konu mahkumiyet hükümleri kurulmuştur.
IV. GEREKÇE
A. Katılan Vekilinin Temyizinin İncelenmesinde
Katılan vekilinin yüzüne karşı verilen karara karşı, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirlenen bir haftalık süre geçtikten sonra 30.03.2021 tarihinde temyiz isteğinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
B. Sanık … Ve Müdafiinin Temyizlerinin İncelenmesinde
1. Sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunun 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü ve 254 üncü maddeleri gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaştırma bürosuna tevdi edildiği ancak uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenmiştir.
2. Bozmaya uyularak yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık … ve müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.
C. Sanık … Müdafiinin Temyizinin İncelenmesinde
1. Sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunun 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü ve 254 üncü maddeleri gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaştırma bürosuna tevdi edildiği ancak uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenmiştir.
2. Bozmaya uyularak yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık … müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.
3. Sanığın tekerrüre esas alınan Küçükçekmece 6. Asliye Ceza Mahkemesinin, 24.12.2009 tarihli ve 2009/1790 Esas, 2009/2053 Karar sayılı ilamına konu 5237 sayılı Kanun’un 157 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen dolandırıcılık suçunun 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesine göre uzlaşma kapsamına alındığı ve anılan Mahkemenin 10.04.2023 tarihli ek kararıyla uzlaşma nedeniyle hükmün tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verildiği, sanığın adli sicil kaydında sözkonusu ilam dışında tekerrüre esas alınabilecek başka bir hükümlülüğü bulunmadığı anlaşılmakla, sanık hakkında kurulan hükümde Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen tekerrür uygulaması dışında hukuka aykırılık görülmemiştir.
V. KARAR
A. Katılan Vekilinin Temyizi Yönünden
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.11.2020 tarihli ve 2020/75 Esas, 2020/426 Karar sayılı kararına yönelik katılan vekilinin temyiz isteğinin, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
B. Sanık … ve Müdafiinin Temyizleri Yönünden
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenle Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.11.2020 tarihli ve 2020/75 Esas, 2020/426 Karar sayılı kararında sanık … ve müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık … ve müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
C. Sanık … Müdafiinin Temyizi Yönünden
Gerekçe bölümünde (C) bendinde açıklanan nedenle Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.11.2020 tarihli ve 2020/75 Esas, 2020/426 Karar sayılı kararına yönelik sanık … müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasının birinci bendinden tekerrür uygulamasına ilişkin paragrafın tamamen çıkarılması suretiyle hükmün, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
19.09.2023 tarihinde karar verildi.