Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2021/40935 E. 2023/2561 K. 05.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/40935
KARAR NO : 2023/2561
KARAR TARİHİ : 05.04.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ankara 22. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.04.2013 tarihli ve 2011/506 Esas, 2013/196 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında dolandırıcılık suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 inci maddesinin ikinci fıkrası ile 53 üncü maddesi uyarınca 1 yıl hapis ve 100 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Ankara 22. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.04.2013 tarihli ve 2011/506 Esas, 2013/196 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 28.09.2017 tarihli ve 2017/28693 Esas, 2017/19060 Karar sayılı kararı ile hükümden sonra, yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 ve 254 üncü maddeleri gereğince uzlaştırma işlemleri yapıldıktan sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininin gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
3. Bozma üzerine, Ankara 22. Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.11.2020 tarihli ve 2017/950 Esas, 2020/567 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında dolandırıcılık suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 inci maddesinin ikinci fıkrası ile 53 üncü maddesi uyarınca 1 yıl hapis ve 100 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiin temyizi; sanığın atılı suçu işlediğine dair yeterli delil olmadığına, eksik inceleme ile karar verildiğine, lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine, ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın, katılandan araç kiraladığı, daha sonra aracın GPS cihazını söktüğü ve katılanı arayıp, borçlu olduğu kişilerin aracı gasp ettiğini, 850,00 TL para istediklerini, bu parayı vermesi halinde aracı teslim edeceklerini söyleyerek katılanı para verme konusunda ikna ettiği, aracın ruhsat ve anahtarını temyiz dışı sanık … ile birlikte katılana gönderdiği, sanık …’nin katılandan parayı aldıktan sonra aracın ruhsat ve anahtarlarını teslim ettiği, katılandan aldığı parayı da sanığa verdiği, bu şekilde sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği iddiasıyla hakkında kamu davasının açıldığı anlaşılmıştır.
2. Sanık, suçlamayı kabul etmemiştir.
3. Katılan, sanıktan şikayetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini belirtmiştir.
4. Temyiz dışı sanık … katılanın beyanını doğrulamıştır.
5. Sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunun 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü ve 254 üncü maddeleri gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaştırma bürosuna tevdi edildiği ancak uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenmiştir.
6. Mahkemece yapılan yargılamada yüklenen suçun sübut bulduğu kabul edilerek sanığın mahkûmiyetine hükmedilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Katılanın aşamalarda değişmeyen istikrarlı anlatımları ile temyiz dışı sanık …’nun beyanı uyarınca sanığın üzerine atılı suçun sübuta erdiği belirlenmekle, sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmasında bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Mahkemece çok sayıda sabıkası olan sanık hakkında lehine sonuçlar içeren ilgili kanun maddelerinin değerlendirildiği ancak 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen takdiri indirim nedenleri, aynı Kanun’un 50 nci maddesi kapsamında seçenek yaptırım, 51 inci maddesi kapsamında erteleme ve 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesi kapsamında hükmün açıklanmasının geri bırakılması müesseseleri yönünden yerinde, yeterli ve kanunî gerekçeler ile lehe hükümlerin uygulanmamasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
3. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Ankara 22. Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.11.2020 tarihli ve 2017/950 Esas, 2020/567 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

05.04.2023 tarihinde karar verildi.